Bakırcı’nın davasında, 10 yıl sonra başa dönüldü... Beraat bile az geldi
Erdal Bakırcı, mahalledeki yıkıma tepki gösterenlere balkondan baktığı sırada gaz bombasıyla alnından vuruldu. Bakırcı 8 gün yoğun bakımda kaldı. Bakırcı’nın davasında, 10 yıl sonra başa dönüldü. Mahkemenin beraat ettirdiği polisler hakkındaki yargılama, soruşturma izni alınmadığı gerekçesiyle durduruldu.
Hilal Köseİstanbul Maltepe’de polisin attığı gaz bombasıyla, alnının ortasından vurulan ve kafatası kırılan Erdal Bakırcı’nın davasında, 10 yıl sonra başa dönüldü. Mahkemenin beraat ettirdiği polisler hakkındaki yargılama, soruşturma izni alınmadığı gerekçesiyle durduruldu.
Başıbüyük Mahallesi’nde 27 Şubat 2008’de ‘kentsel dönüşüm’ yıkımına tepki gösteren mahalleli, polisin sert müdahalesiyle karşılaştı. Gece saat 23.00 sıralarıyldı. Dışarda olanlara bakmak üzere balkona çıkan 17 yaşındaki Bakırcı, gaz bombasıyla alnından vuruldu. Kafatası kemiği kırıldı. Alnında çökme meydana geldi. 8 gün yoğun bakımda yaşam savaşı verdi. Yıllarca tedavi gördü. Askerlikten muaf tutuldu. Aynaya her baktığında o günü hatırladığı yara izi var. Bakırcı, o sırada evli olan ağabeyisinin yanında kalıyordu. Bostancı sanayide bir ay önce tornacının yanında işe başlamıştı. Ağabey kiracıydı. Evleri üçüncü kattaydı. Ağabey Servet Bakırcı, vurulan kardeşini kucağına alarak aşağı indi. Önce Süreyya Paşa Hastanesi’ne gittiler. Oradan ambulansla Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Yoğun bakımda yer olmadığı için Özel Çamlıca Hospitalium Hastanesi’nde tedavisine başlandı.
‘Orada değildik’
5 polis hakkında ‘taksirle yaralama’ suçundan dava açıldı. Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nden alınan yazı ve görev bölgelerine göre olaya müdahale eden çevik kuvvet ekibinde gaz silahı kullananların şüpheliler olduğunun bildirildiği ancak şüphelilerin suçlamayı reddettiği ifade edildi. Dava 2010’da başladı. Bakırcı mahkemede, “Dışarıdan ses gelince balkona çıktım. Çıkar çıkmaz alnımdan vuruldum” dedi. Sanık polisler ise “TOKİ’nin konut yapımını engellemek amacıyla yapılan olayda görevliydik. Akşam, Galatasaray’ın maçı için Ali Sami Yen’e geçtik. Mahalleden ayrılırken diğer ekipler görevi devraldılar. Olay gece saatlerinde olmuş bilgimiz yok” dediler.
‘Şüphe sanık lehinedir’
İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki dava 20 Mayıs 2014’te 14. duruşmada sonuçlandı. Polisler, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle beraat etti. Gerekçeli karada, müştekinin sanıklardan hangisi tarafından yaralandığını bilmediği, olay tarihinde göz yaşartıcı gaz kullanan sanıklar dışında birçok personelin bulunduğu, müştekinin yaralanmasına kim ya da kimlerin sebep olduğunun kesin ve net olarak tespit edilemediği belirtildi. Yargıç, “Şüphe sanık lehinedir genel hukuk prensibini gözeterek’ beraat kararı verdiğini belirtti.
Yargıtay bozdu
Yargıtay 12. Ceza Dairesi ise 2016 yılında kararı bozdu. Kararda, polisler hakkında 4483 sayılı yasa kapsamında yargılama izni alınmadan yargılama yapıldığı belirtildi. Mahkeme ise 18 Ocak 2018’de davayı durdurdu. Karar kesinleşince, dosyanın soruşturma izni için inceleme yapacak merciye gönderilmesine karar verdi.
AvukatlarI tepki gösterdi
Bakırcı’nın avukatları ise karara tepkili: “Savcılık yeterli soruşturmayı yapmadı. MOBESE ve diğer kameralar araştırılmadı. Polisin kamera kaydı bulunup bulunmadığı yeterince soruşturulmadı. Yargılama boyunca sanıkların ifadeleri talimatla alındı. Bir kere bile duruşmaya gelmediler. Yargıtay ‘bu kişileri yargılayamazsınız’ diyor. Şimdi de mahkeme davayı durduruyor. 4483 sayılı yasanın iki ve devamı maddeleri gereğince, sanıkların bu eylemleri için yargılama iznine gerek yok. Mahkemeden yargılamanın devamını ve sanıkların cezalandırılmasını istedik. Sanıklar, taksirle yaralamadan değil, insan öldürmeye teşebbüs suçundan yargılanmalıydı. Aradan yıllar geçti, şimdi en başa dönülmesi kabul edilemez.”