Bakanlıktan 'bayat aşı' açıklaması
Sağlık Bakanlığı, Türkiye'nin hiçbir bölgesinde ''bayat aşı'' kullanılmasının söz konusu olmadığını bildirdi.
cumhuriyet.com.trBakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, dün bazı gazetelerde, ''SSPE (Subakut Sklerozan Panensefalit) Vakalarındaki Artış ve 10 Yıl Önce yapılan Bayat Aşı Muş'lu 40 Çocuğun Hayatını Kararttı'' şeklinde haberler yayımlandığı belirtildi.
Haberler üzerine Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nden bilgiler alındığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Ülkemizde kullanılan aşılar Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen ve onaylanan GMP (İyi Üretim Prosedürleri) kurallarına uygun üretilerek uluslararası referans laboratuvarlarında test edilmiş olan aşılardır. Ayrıca kullanılacak aşılar teslim alınıp sahada kullanıma sunulmadan önce, Ulusal Referans Laboratuvarlarımızda da test edilmekte ve uygun olduğu kanıtlanan aşıların kabulü yapılmaktadır. Aşılar üretici firmadan alınıp aşılanacak kişiye uygulanana kadar tüm sağlık kuruluşlarında soğuk zincir sistemi içerisinde uygun ısı aralığında korunmakta ve sistem sürekli izlenmektedir. Haberlerde iddia edildiği gibi; ülkemizin hiçbir bölgesinde 'bayat aşı' kullanılması kesinlikle söz konusu değildir. Muş ilimizdeki SSPE vaka sayısı da 40 değil 12 olarak tespit edilmiştir.''
Açıklamada, SSPE hastalığının, kızamık hastalığından ortalama 5-6 yıl sonra çok nadiren ortaya çıkabilen ve beyne kızamık virüsünün yerleşmesine bağlı ciddi seyirli bir hastalık olduğu belirtilerek, kızamık hastalığı geçirmeyenlerin SSPE hastalığına yakalanma ihtimalinin bulunmadığı, kızamık aşısının kızamıktan korunmanın tek yolu olduğu gibi, SSPE'den de korunmanın en etkili yolu olduğu ifade edildi.
Türkiye'de görülen SSPE vakalarının aşılama oranlarının düşük olduğu ve buna bağlı olarak da kızamık salgınlarının yoğun olarak yaşandığı geçmiş dönemlerden kaynaklandığı kaydedilen açıklamada, ''1998'de kızamık aşılama oranı SSPE vakalarının daha çok görüldüğü Diyarbakır'da yüzde 39, Şanlıurfa'da yüzde 53, Batman'da yüzde 49, Muş'ta yüzde 46 iken bu oranlar 2002'de Diyarbakır'da yüzde 54, Şanlıurfa'da yüzde 56, Batman'da yüzde 62, Muş'ta yüzde 65 olarak gerçekleşmiş, 2009'da ise bu oranlar yüzde 94 seviyesine ulaşmıştır'' denildi.
Konuya köklü çözüm getirmek amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından ''Kızamık Eliminasyon Programı''nın başlatıldığı hatırlatılan açıklamada, 2003–2005 yılları arasında uygulanan ''Kızamık Aşı Günleri'' ile 15 yaş altı 18,5 milyon çocuğun aşılandığı, yüzde 96.3'lük bir aşılama başarısına ulaşıldığı bildirildi.
Başarılı aşılama çalışmaları sonucunda kızamık vaka sayıları ile buna bağlı olarak yeni SSPE vaka sayılarının da azaldığı ifade edilirken, 2006'da 115, 2007'de 59, 2008'de 35, geçen yıl ise 23 yeni SSPE vaka sayısının bildirildiği belirtildi.
SSPE hastalığının, 2005'te bildirimi zorunlu hastalıklar listesine alındığı kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
''1995–2005 yıllarına ait SSPE vaka sayısı toplam bin 131 olarak tespit edilmiştir. Kızamık aşılama oranlarının düşük olduğu doğu bölgemizdeki illerimizde SSPE görülme sıklığı da yüksektir. Türkiye'de 2004 yılı ülke genelinde SSPE görülme sıklığı milyonda 2,5 olarak bulunmuştur. Geçen yıl ise SSPE görülme sıklığı milyonda 0.3'e düşmüştür.
DSÖ verilerine göre; aşılanma oranı yüksek olan ülkelerde tüm nüfusta SSPE görülme sıklığı milyonda 1, kızamık hastalığının yaygın olduğu aşılanma oranı düşük olan ülkelerde ise milyonda 20–100 olarak bildirilmektedir. Son yıllarda yeni SSPE vaka sayısında önemli düşüşler gözlenmekte olup süreç içerisinde vaka sayısının 'sıfır' olması beklenmektedir. Yazılı ve görsel medya tarafından, aşı konusunda toplumun doğru bilgilendirilmesi, aşı uygulamalarında toplum katılımının sağlanması, aşının güvenli olduğu konusunda bilgilendirme yapılması, kızamık hastalığının ve SSPE gibi bu hastalığın neden olduğu diğer hastalıkların ortadan kaldırılması için yapılan çalışmalara büyük katkı sağlayacaktır.
Söz konusu haberde 'bayat aşı yapıldığı' iddiası, hiçbir bilimsel kanıta dayanmadığı gibi toplumu yanlış yönlendirme riski de taşımaktadır. Bu tür mesnetsiz iddialar, vatandaşları yanlış bilgilendirerek hastalıktan korunmada en önemli yöntem olan aşılanmadan soğutmakta ve aşılanmaya yönelik güveni de sarsarak halkın sağlığını tehlikeye atmaktadır.''