Bakanlığa göre ağaç katliamı yapılan yer Kazdağı Milli Parkı değilmiş!

Kaz Dağları’nda yüzlerce ağacın kesilmesine karşı açılan davada Savcılığın suç duyurusunu işleme almasından sonra Tarım ve Orman Bakanlığı'nın görevlendirdiği müfettişlerin hazırladığı ön inceleme raporunda, "Orman sahalarının Kazdağı Milli Parkı Sınırları içerisinde kalmadığı tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi.

ANKA

Çanakkale Kirazlı Köyü Balaban mevkisinde metalik maden arama faaliyetleri sırasında yüzlerce ağacın kesilmesine karşı Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları 5 Ağustos 2019’da Cumhurbaşkanı, Bakanlar, Dönemin Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürü Yusuf Kandazoğlu, Alamos Gold ve Doğu Biga Madencilik yetkilileri hakkında Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.

KUŞ UÇUMU 36,7 KM MESAFEDE KALDIĞI İFADE EDİLDİ 

Savcılığın HKP’nin suç duyurusunu işleme almasından sonra Tarım ve Orman Bakanlığı müfettiş görevlendirdi. Müfettiş tarafından hazırlanan ön inceleme raporunda Kaz Dağları'ndaki, Kirazlı Köyü Balaban Tepesi ve Atıkhisar Su Havzası'ndaki maden arama faaliyetlerine ÇED raporunun olumlu belge verdiği, Başbakanlık izninin ve Bakanlığın oluru olduğu söylendi. Raporun devamında ise “Sahalarının Kazdağı Milli Parkı sınırları içerisinde kalmadığı ve Kazdağı Milli Parkı'na kuş uçumu 36,7 km mesafede kaldığı tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi.

KANDAZOĞLU HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEDİ

Raporda Alamos Gold'un Kaz Dağları'ndaki projesini yürüten Doğu Biga Madencilik'in altın madeni işletme, tesis ve altyapı tesisi için verilen izinlerle ilgili Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Yusuf Kandazoğlu’nun ilgisi olmadığı iddia edildi. Raporun devamında ise “Halen Bakanlığımızda Bakanlık Müşaviri olarak görev yapan Yusuf Kandazoğlu hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6’ncı maddesi uyarınca soruşturma izni verilmemesinin uygun olacağı belirtilmektedir” ifadelerine yer verildi.

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Genel Sekreter Yardımcısı Av. Tacettin Çolak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın şüpheli Yusuf Kandazoğlu hakkında “Soruşturma İzni Verilmemesi” kararına karşı İzmir Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi verdi.

“KATLEDİLEN 300 BİN AĞAÇ GÖRMEZDEN GELİNEMEZ”

Kandazoğlu hakkında soruşturma başlatılmamasının hukuka ve maddi gerçeğe aykırı olduğu söylenen dilekçede şu ifadelere yer verildi: “Bakanlığın ilgili yazısında “Kaz Dağlarındaki Çanakkale Kirazlı Köyü Balaban Tepesi ve Atıkhisar Su Havzası”nın 1993 yılında Bakanlar Kurulunun aldığı karara göre “Kazdağı Milli Parkı” sınırları içerisinde kalmadığı ifade edilmiştir. Bu hususu kabul etmiyoruz. Bilinen bir gerçek var ki Kazdağları bölgesi sadece Milli Parkın kapsadığı alandan ibaret değildir, sadece bu yönüyle değerlendirilip, bugün itibariyle katledilen yaklaşık 300 bine yakın ağacın görmezden gelinmesi vahim bir durumdur.”

“SORUŞTURMA İZNİ VERMEYEN DE ŞÜPHELİDİR”

Dilekçe’nin devamında, “Ayrıca Bakanlık kararında; 'Kaz Dağları'nda' çalışmanın yapıldığı zamanlarda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü olan Yusuf Kandazoğlu’nun çalışmalara ilişkin verilen izinlerle alakasının olmadığından bahsetmişse de Milli Parklar Genel Müdürü'nün, Milli Park Statüsü'nde olan Kaz Dağları'nda yapılacak bir çalışma hakkında ilişiğinin bulunmadığı yönünde karar verilmesi gerçekliği yansıtmamaktadır. Kaldı ki yapılan suç duyurusunda şüpheli şahıslardan birisi de soruşturma izni verilmemesi yönündeki görüşe olur kararı veren Bakan Bekir Pakdemirli’dir” ifadelerine yer verildi.

“HUKUKA VE HAKKANİYETE AYKIRIDIR”

Milli Parklar Kanunu'nun maddeleri hatırlatılan dilekçede, “Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü olan Yusuf Kandazoğlu’nun bu kanun hükmünden haberdar olmaması ve kanun hükmünün ihlal edildiğini bilmemesi, hayatın olağan akışına göre de mümkün değildir. Dolayısıyla da yapılan bu doğa katliamına sessiz kalınması, katliamın onaylanması ile doğrudan alakalı olan Yusuf Kandazoğlu’nun birtakım yalan gerekçeler sunularak aklanmaya çalışılması açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırıdır” denildi.

İzmir Bölge İdare Mahkemesi'ne verilen itiraz dilekçesinin ardından Av. Tacettin Çolak açıklama yaptı. Türkiye'de çevreye yönelik her türlü suistimale karşı mücadele ettiklerini anlatan Çolak şunları söyledi:

"BAKANLIK GİZLİ YAZI GÖNDERDİ"

"Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin ve Dünya’nın gündeminde yer alan Kaz Dağları’ndaki 300 bin civarındaki orman katliamına karşı ve Kaz Dağları Milli Parkı’nın Alamos Gold Şirketi'ne peşkeş çekilmesine, siyanür liçi yöntemiyle altın aramak suretiyle bu şirkete peşkeş çekilmesine karşı da yine mücadelemizi yürütmüştük.

Kaz Dağları'nda fiili nöbet eyleminde bizzat yer alan Halkın Kurtuluş Partisi hukuki anlamda da Çanakkale Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Bu suç duyurumuzla ilgili Cumhuriyet Savcılığı tarafından şu ana kadar bize gönderilen bir sonuç söz konusu değildir. Ancak geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı suç duyurumuzda şüpheli olarak yer alan o dönem Milli Parklar Genel Müdürü olan Yusuf Kandazoğlu hakkında soruşturma izni vermediğine dair gizli yazı gönderdi. Neresi gizli ise bu işin onu da anlayamadık. Bu gizli yazıda açıkçası Devletin Orman Bakanı hem mevzuatı tarif ediyor, yürürlükteki olan mevzuat yürürlükte değilmiş gibi yalan söylüyor hem de bizim suç duyurusu dilekçemizde bizzat kendisi de şüpheli olan Orman Bakanı kararı ile diğer Milli Parklar Genel Müdürü hakkında soruşturma izni verilmemesini bize bildiriyor."

"BAKANLIK AÇIKÇA YALAN SÖYLEMEKTEDİR"

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin milli park konusunda açıkça yalan bilgi verdiğini iddia eden Av. Tacedettin Çolak, şunları ifade etti:

"Anayasa’nın 125’nci maddesine göre idarenin tüm eylem ve işlemleri yargı denetimine tabiidir. Aynı zamanda suç duyurumuzda belirttiğimiz gibi Temel Milli Yararlara Karşı Faaliyet Bulunma şeklinde Türk Ceza Kanunu'nun 305’inci maddesine aykırı eylemleri de vardı bu şüphelilerin. Görevi kötüye kullanmak, irtikâp, Orman ve Çevre Milli Parklar Kanunu'na muhalefet şeklinde de suç duyurumuzda ihlal edilen maddeler söz konusuydu. Orman Bakanlığı hiç bu konulara girmeden sadece Kaz Dağları’nın Milli Park statüsünden çıkartıldığı şeklinde 1993 yılında bir Bakanlar Kurulu kararından bahsediyor. Oysa biz araştırıyoruz. 18 Ağustos 1997 tarihinde 23084 sayılı Resmi Gazete’de Kaz Dağları’nın Milli Park ilan edildiğine dair Bakanlar Kurulu’nun kararı var. Dolayısıyla Orman Bakanlığı açıkça yalan söylemektedir ve suçluyu kayırmaktadır. Kendi de Kaz Dağları tahribatında aynı suçu işleyen Orman Bakanı halkımızın son derece net deyişiyle, “Bozacının Şahidi Şıracı” durumuna geçerek kendi yandaşını kurtarmak istemektedir.

Biz yapılan bu kanunsuzluğa da itiraz ettik. 11 Aralık 2020 tarihinde Orman Bakanlığı tarafından bize gönderilen soruşturmaya izin vermeme yazısına karşı İzmir Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz dilekçemizi verdik. Bu itiraz dilekçesinde aslında Orman Bakanlığı, Milli Parklar Kanunu'na, Tabiat Anıtları ve Anıtları Koruma Kanunu'na da aykırı işlem yapmıştır."