Bakanlar servetlerini açıklayamadı, çeliştiler

Bilirkişi raporuna itiraz eden 3 eski bakan, komisyona ‘yetki sınırı’ çizdi, mal varlıklarını açıklamaya çalıştı.

Emine Kaplan / Cumhuriyet

TBMM Soruşturma Komisyonu’nca mal varlıkları “orantısız” bulunan 3 eski bakan, itiraz ettikleri bilirkişi raporunun “önyargılı ve taraflı” olduğunu ileri sürerken komisyonun mal varlıklarıyla ilgili soruşturma yetkisinin sınırlı olduğunu savundu. Zafer Çağlayan, 700 bin TL’lik saatin finansmanı konusunda çelişirken Muammer Güler, kızının orantısız bulunan mal varlığını “aile fertlerinin yardımı”yla açıkladı. Güler, oğlunun mal varlığını ise “İyi derecede İngilizce ve Rusça” bilmesine bağladı. Egemen Bağış, 500’er bin TL’ye satın alınan 3 evle ilgili tapu kayıtlarını gönderirken nasıl alındığına açıklık getirmedi.

Çağlayan ve Güler, TBMM Soruşturma Komisyonu’na önceki gün sunduğu itiraz dilekçesinde, komisyonun görev ve yetkisinin sadece soruşturma önergesinde belirtilen fiil ve bakanlık görevini yürüttüğü süre ile sınırlı olduğu, bakanlık öncesi veya sonrasına ilişkin işlem ve eylemleri ise soruşturma yapma yetkisinin bulunmadığını belirtti. Bağış ise itiraz dilekçesinde, maddi menfaat eylemlerinin 2013’te işlendiği iddiasının bulunduğunu, bu nedenle komisyonun 2013 yılı öncesine ait mal varlığını araştırma yetkisinin bulunmadığını savundu. Bakanların, itirazları şöyle:

 

ZAFER ÇAĞLAYAN:

Kardeşinin parası altından: (Abdullah Habbani’nin şirketi Simay Altın’tan kardeşine gönderilen 2.4 milyon TL) Şenol Çağlayan, 2.4 milyon TL’lik altın ve mücevharatını Çağlayan’a olan borcunu ödemek üzere bozdurmuştur. Şirket de bir taraftan bu mücevheratı aldığını düzenlediği gider pusulasında gösterirken diğer taraftan ilgili tarihte vergi dairesine beyan etmiştir.

Artışa ‘sütunda yok’ savunması: (Mal bildirimindeki artış ve azalışlarla ilgili olarak herhang ibir açıklamaya yer verilmediği...) TBMM ve Bakanlar Kurulu üyelerine ait mal bildirim formunda, böyle bir bölüm ve sütun bulunmadığı gibi, mevzuatta da buna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu tespit de raporun önyargıyla hazırlandığının kanıtı niteliğindedir.

Kendisiyle çelişti: Bilirkişi, saatin finansmanına ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği, bu açıklama yerine ‘üstü kapalı’ şekilde kardeşinden olan alacağını tahsil ederek saatin finansmanını sağladığı şeklinde bir beyanda bulunmuştur. Bu beyan da tamamen yanlış, mevzuata uymayan bir değerlendirme içermektedir. Matbu mal bildirim formunda böyle bir bölüm ve sütun bulunmamaktadır. Çağlayan, komisyona “Şirket hisselerini devrettiğim kardeşimin yapmış olduğu ödemeyle saatin ödemesini yaptım” demişti.

Düğün takılarıyla almışlar: Salih Çağlayan ve Çağan Çağlayan’ın taşınmaz alım ve bankacılık işlemlerine ilişkin finansmanın kaynağının sadece maaşlar olduğu iddia edilmiştir. Söz konusu finansman her iki düğünde elde edilen altın, mücevherat ve döviz satışından sağlanmıştır.

 

MUAMMER GÜLER

Rehinli hesap: (Eşi, oğlu ve kızının ortak hesabında 3 Mart 2013 tarihi itibarıyla 233 bin TL bulunduğu, bu tarihten sonra bakiye bilgilerine rastlanmadığı...) Söz konusu para ilgili şubenin eski yöneticisi
tarafından gerçekleştirilen ve halen mahkemede yargı süreci devam eden işlemler nedeniyle ilgili banka tarafından 18 Ocak 2011 tarihinde açtırılan vadesiz hesaptır. Yargı süreci sonuna kadar bankanın rehin ve blokesi bulundurulmaktadır.

Eşinin konutunun parası ödenmedi: (Eşi Neva Güler adına Çanakkale Ayvacık’ta alınan taşınmazın mal bildirimine konu edilmediği...) İddiaya konu taşınmaz, eşim ve iki kız kardeşi adına üçte birer hisse ile alınmıştır. Eşime ait payın bedeli kız kardeşi tarafından ödenmiş ancak bu bedel halen eşim tarafından ödenmemesi nedeniyle mal bildiriminde belirtilmemiştir. Ocak 2015 tarihli mal bildiriminde bu husus beyan edilecektir.

Kızıma aile fertleri yardım ediyor: (Kızı Burcu Güler’e ait taşınmaz ve bankadaki gelirleri ile orantılı olmadığı...) Bu hesaplar, 2008’den itibaren çeşitli bankalara benim de katkılarımla yatırılan ve daha sonra da maaş ve kira gelirleri ilave edilen miktarlardır. Hesaplara konu olan tutarların bir kısmının aile fertlerinin katkıları ile oluşması gayet tabiidir.

Oğlumun mal bildirim zorunluluğu yok: (Oğlu Barış Güler’in mal varlıklarının gelirleri ile orantılı olmadığı...) Oğlum, İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi mezunu, 37 yaşında, çok iyi derecede İngilizce ve Rusça bilmektedir. Ayrıca kendisinin serbest meslek mensubu olması sebebiyle mal bildiriminde bulunma zorunluluğu da bulunmamaktadır. Bu iddialar için “kovuşturmaya yer olmadığı”na karar verilmiştir.

 

EGEMEN BAĞIŞ

3 taşınmazın hesabı: (500’er bin TL’ye aldığı 3 taşınmaz) 2010, 2011’de edindiği taşınmazlarla ilgili şüpheli bir mal varlığı hareketi söz konusu değildir. Hukuken değil siyaseten açıklamak gerekirse 3 konutun bir tanesi satılan bir taşınmazın gelirleriyle alınmış, biri annesinden ağabeyiyle birlikte ortaklaşa devralınmış, diğeri inşaatın başından itibarendir. Bağış, 3 konutun tapusu ile şirketlerine ilişkin özel mali müşavir raporunu komisyona gönderdi.

 

Aklama kararı çıkarmak için AKP’de taktik savaşı

TBMM Soruşturma Komisyonu’nun 4 eski bakanla ilgili Yüce Divan oylamasını 5 Ocak’a bırakmasında komisyondan “aklama” kararı çıkmasına yönelik taktik savaşının
etkili olduğu kaydediliyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın TBMM Genel Kurulu’nda AKP’li milletvekillerinin Yüce Divan eğilimi nedeniyle oylamayı şansa bırakmak istemediği kaydediliyor. Ancak komisyondan aklama yönünde karar çıksa bile Genel Kurul’da muhalefetin vereceği Yüce Divan’a sevk önergesinin gizli oylamasında AKP’den fire çıkacağına dikkat çekiliyor.

Erteleme Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında Yüce Divan konusunda görüş ayrılığı yaşanmasına bağlanırken 5 Ocak’a kadar parti içinde nasıl bir süreç yaşanacağı merak ediliyor. Erdoğan’ın kararından vazgeçmemesi durumunda komisyondan bakanlarla ilgili bir Yüce Divan’a sevk kararının çıkmasının zor olduğuna dikkat çekilirken oylamanın kritik olacağı değerlendirmesi yapılıyor.

Erdoğan’ın Genel Kurul’da gizli oylama yapılacak olması nedeniyle işi şansa bırakmak istemediği konuşuluyor. Ancak komisyondan 4 bakanla ilgili aklama yönünde karar çıksa da muhalefetin Genel Kurul’da vereceği Yüce Divan’a sevk yönündeki önergesi de gizli oylanacak. Kulislerde, Erdoğan ve Davutoğlu arasındaki görüş ayrılığının giderilememesi durumunda AKP’li milletvekillerinin Genel Kurul’da Yüce Divan’a sevk yönünde oy vermesini engellemek için muhalefetin önergesini açık oylatma taktiği geliştirebileceği dile getirildi.

Anayasada ve TBMM İçtüzüğü’nde 2001’de yapılan değişiklikle soruşturma önergelerinin Genel Kurul’daki oylamasının gizli yapılması hükmü getirildi. İçtüzükte, muhalefetin Yüce Divan’a sevk önergesinin nasıl yapılacağına ilişkin açık bir hüküm bulunmuyor. Ancak 2002’de eski Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın hakkında kurulan soruşturma komisyonu, edilmemesi yönünde karar verdi. TBMM’de 14 Şubat 2002’de muhalefet partilerinin verdiği Yüce Divan’a sevk önergesi gizli oylanmıştı.

Parti içinde çok sayıda milletvekili, bakanların Yüce Divan’da aklanması gerektiğini düşünüyor. Parti kulislerinde, “Bakanların Yüce Divan’a sevk edilmesi partiyi de milletvekillerini de rahatlatır. Bu seçmene daha anlatılabilir bir durumdur. Böyle bir durum ‘17 Aralık darbe girişimi’ tezinin çökmesine neden olmaz. Tam tersine hem darbe girişimlerine geçit vermiyoruz hem de akıllarda hiçbir soru işareti bırakmamak için bakanları Yüce Divan’a gönderiyoruz denir” görüşü dile getiriliyor. Bazı parti yöneticileri ise 4 eski bakanın kendilerinin ilk başta TBMM Başkanlığı’na dilekçe vererek soruşturma komisyonu kurulmasını istediğine dikkat çekerek “Meclis’te aklansalar bile üzerlerinde kalacak. Ben olsam Yüce Divan’da yargılanmak isterim. Kendilerinin bunu istemeleri ediyor. arasındaki görüş  aşılamaması durumunda partide sıkıntı çıkmaması için bakanlara bu yönde beyanda bulunmalarının istenebileceği kaydediliyor.