Bakan'la aynı tarafta değiliz

Ölüm tehdidiyle tecavüze uğrayan E.F.B’nin ailesi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ramazanoğlu’nun davaya müdahil olma talebine Ensar Vakfı’na verdiği destek nedeniyle karşı çıktı. Ailenin avukatı Nuray Ünal, “Bakanlık bu davanın mağduru değil suçlusu konumunda” dedi.

Hilal Köse

Bostancı’da, gece, evine giden 18 yaşındaki E.F.B.’ye ölüm tehdidiyle tecavüz eden tutuklu sanık Cengiz Ay’ın yargılanmasına başlandı. F.S.B.’nin ailesi, Ensar Vakfı’na ait evlerde çocuklara tecavüz edildiği ortaya çıktıktan sonra “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” diyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun davaya katılmasını istemedi. F.H.B’nin avukatı Nuray Ünal, iktidarın tecavüze arka çıkan politikalarını kınayarak “Bakanlık bu davanın mağduru değil suçlusu konumundadır. Hizmet kusuru nedeniyle Bakanlığa tazminat davası açacağız” dedi.
 
33 yıla kadar hapis cezası istenen, dolandırıcılık suçundan sabıkalı sanık Cengiz Ay (34), dün, tamamı kadın üyelerden oluşan Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin karşısına çıktı. E.F.B., duruşmaya ailesiyle geldi. Mahkeme Başkanı Özlem Karaçam, iddianameyi okurken, izleyiciler gözyaşlarını tutamadı. Başkan’ın savunma yapıp yapmayacağını sorduğu sanık, “hayır” yanıtını verdi.
 
“Karnıma bıçak dayadı”
 
E.F.B ise yaşadığı dehşeti tüm ayrıntısıyla anlattı. Sanıktan şikayetçi oldu. Arkadaşlarıyla Kadıköy’de kutlama yaptıklarını, 02.00’de ayrıldıklarını söyledi. Evinin sokağına girdiğinde arkasında ayak sesleri duyduğunu ifade ederek, “9 yıldır orada oturuyorum. Böyle bir şeyin yaşandığını hiç duymadım. Adımlarımı sıklaştırdım. Tam evimin önünde, karşıya geçecekken, bıçağı karnıma dayadı” diye konuştu. Sürekli ‘seni delik deşik ederim’ diye ölüm tehdidi aldığını belirterek, sanığın tecavüz ettikten sonra, cüzdanındaki bütün parayı ve cep telefonunu aldığını anlattı. “Beni bırakması için yalvardım. Bırakınca koşa koşa apartmana girdim. Çığlıklarıma babam uyandı. Sanığı bulmak için dışarı çıktı... Sonra polisler geldi. Tekrar, tekrar olayı anlattım” dedi. Mahkeme Başkanı, F.S.B.’ye, ‘sormak zorundayım’ diyerek, ayrıntıları anlattırdı. F.S.B., ‘şu an kötü durumdayım’ dese de soruları yanıtladı. Olayın 20 dakika sürmüş olabileceğini belirtti. Savcı da “organ soktuğundan emin misin” diye birkaç kez daha sordu. E.F.B., “eminim” dedi.
 
Bakanı istemediler
 
Ailenin avukatı Ünal, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın olayın mağduru değil suçlusu olduğunu belirterek, ”Müvekkilim hakkında, gece sokakta olmasıyla ilgili yorumlar yapıldı. Bakanlık çıkıp ‘benim vatandaşım 7-24 benim güvenliğim altındadır’ demedi. Tecavüz suçuyla ilgili ne bir koruma tedbiri, ne terapi ne de eğitim çalışması yapmadı. Sorunun çözümüne dair bir çabası yok. Aksine, iktidar, ’mini etekli, gece sokağa çıkan, alkol alan kadınlar’ şeklinde nitelemelerle, ciddi tehdit unsuru oluşturmuş, bu suçların yaşanmasını körüklemiştir” diye konuştu. Avukat Efkan Bolaç da “Çocuk tecavüzünün ardından ‘bir kereden bir şey olmaz’ diyen Bakanlığın davamıza katılmasını kesinlikle istemiyoruz” dedi. Mahkeme ise 6284 sayılı yasa gereği Bakanlığın katılma talebi kabul etti.
 
“Hap kullanıyorum”
 
Dava bitmek üzereyken, sanık suskunluğunu bozdu. Hap kullandığını o nedenle savunma yapamadığını söyledi. Sanık, “Uykusuzluk sorunum vardı. Cezaevindeki hastanede doktora gittim. Hapın ismini bilmiyorum. Günde bir tane veriyorlar. Yazılı olarak savunma yapmak istiyorum” dedi. Mahkeme de sanığa süre vererek duruşmayı erteledi.
 
"Hepimiz tehlikedeyiz"
 
Ailenin avukatı Nuray Ünal, dava sonunda, adliye önünde yaptığı açıklamada, “Aile Bakanlığı yanımızda olmak istedi. Mantık olarak doğru ancak biz Bakanlığın güncel politikalarını tasvip etmediğimiz için katılmasına itiraz ettik. Tecavüz olayları giderek artıyor. Bu olaylar kadın üzerinde bir tehdit ve baskı unsuru olarak kullanılmaya çalışılıyor. Kadınlar olarak hepimiz tehlikedeyiz. İktidarın verdiği mesaj, sanki tecavüze haklı bir zemin oluşturma yönünde” dedi. Ünal, müvekkili hakkında yapılan aşağılayıcı yorumların sahiplerine de manevi tazminat davası açacaklarını söyledi.  İçişleri ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlıkları hakkında ise hizmet kusurları nedeniyle tazminat davası açacaklarını belirterek, "Güvenlik Anayasal hakkımızdır. Önemli olan olayın saati değil, işi olan herkesin istediği saatte dışarı çıkabilme özgürlüğüdür. Böyle bir olay yaşandıysa, ilgili Bakanlıkların hizmet kurusu var demektir" diye konuştu. Avukat Bolaç ise sanık savunmasını yaparsa gelecek celse kararın verileceğini belirterek, "Biz de davanın hızlı bir şekilde bitirilmesini istiyoruz" dedi.
 
Kadınlardan destek
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri de adliye önünde bir araya gelerek, “F.S.B. yalnız yürümeyecek” dediler. Platform temsilcisi Fidan Ataselim, “Mağdur kadınlara, sanığın önünde, olayı defalarca anlattırmadan yargılama yapmanın yolu bulunmalı” dedi.