Bahçeli'den sert açıklamalar (05.01.2010)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İki buçuk yıl önce, AKP'nin arkası gelmeyen vaatlerine verilen millet desteğinin devam edip etmediğinin sınanmasının zamanı gelmiştir" dedi.

cumhuriyet.com.tr

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2010 yılının ilk Meclis grup toplantısında, siyasi ve ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. 2009 yılında da Türkiye'nin ve milletin huzuru ve refahı için ihtiyacı olan atılımların yapılamadığı, işsizlik, yoksulluk çemberinin kırılamadığını belirten Bahçeli, "2009 yılında Türkiye'nin milli birliğinin korunması, milli mensubiyet şuurunun güçlendirilmesi ve milli devlet yapısının savunulması hükümet tarafından çağdışı hassasiyetler olarak tanımlanmış ve aşağılanmıştır. Bölücü terör eylemlerinin ve etnik tahriklerin hız kazandığı böyle bir dönemde, terörle mücadelenin önünü kesmeyi amaçlayan siyasi çözüm tartışmaları Türkiye'nin gündemine açılım, çözüm ve proje adı ile getirilmiştir" dedi.

Türkiye'nin bugün bir ateş çemberinden geçtiğini, devlet ve millet olarak bir beka sorunuyla yüz yüze olduğunu dile getiren Bahçeli "Maruz kaldığımız suikastın hedefi, Türkiye'nin milli birliği ve kardeşliğidir. Türkiye'yi etnik tuzakların içine çekmek isteyen küresel oyunun ve işbirlikçi aktörlerin niyeti ortaya çıkmıştır. Bu sinsi oyunun amacı, Türkiye'yi kimlik tahrikleriyle kavga ve iç çatışma ortamına çekerek geleceğini karartmak ve dönüşü olmayan bir husumeti milletimiz içinde uyandırmaktır" diye konuştu.

2010 yılında da AKP'nin 'yıkım projesi'nde ısrarlı olacağının anlaşıldığını ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:
"Bu yıl da geride kalan yılların daha olumsuz bir tekrarı olacağı şimdiden belli olmuştur. AKP, ABD ve AB projelerini uygulayabilmek, yıkımı topluma kabul ettirebilmek için çok tehlikeli bir siyaset modelini uygulamayı sürdürecektir. Açılım adını verdiği ve kendisi için dönüşü olmadığını açıkladığı yolda, kendi gündemini hayata geçirmek için imkan ve zemin arayışına devam edecektir. Bu konuda yıkımın yol haritası netleşmeye başlamıştır. Kısa vadede PKK dayatmalarının hayata geçirilmesinin psikolojik alt yapısı hazırlanacak, bu konuda köprü görevi görecek idari düzenlemeler yapılacak. Orta vadede kanun değişikliği gerektiren konularda düzenlemeler yapılacak. Üçüncü ve son aşamada, Anayasa değişikliklerinin gündeme taşınacağı, AKP yetkililerinin beyanlarıyla ortaya çıkmıştır. Türk milli kimliğinin değiştirilmesi, ikinci bir dilin seçmeli dersten başlayarak aşamalı olarak eğitim dili haline gelmesi ve yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılarak otonomiye zemin hazırlanması gibi PKK talepleri bu aşamada TBMM önüne getirilecektir."


"Millet desteğinin devam edip etmediğinin sınanma zamanı gelmiştir"

Yeniden yazılacak anayasa ile milli ve üniter devlet yapısının düzenlenmek istendiğini, sözde siyasi çözüm adı altında bölücülüğün siyaseten önünün açılacağını kaydeden Bahçeli, "Bıçak kemiğe çoktan dayanmıştır. İçine sürüklendiği bu ağır şartlar karşısında, milli bir seferberlik ruhuyla harekete geçmek her Türk vatandaşının kaçamayacağı tarihi bir görev ve sorumluluktur" dedi. Türkiye'nin hiçbir sorununun çözülemez olmadığını söyleyen Bahçeli "Bu garabetin bir an önce son bulması ve yeni bir onarım ve normalleşme sürecinin başlaması Türkiye'nin artık en öncelikli meselesidir. Bunun yegane ve meşru yolu bellidir, o da millet iradesine müracaat etmektir. İki buçuk yıl önce, AKP'nin arkası gelmeyen vaatlerine verilen millet desteğinin de devam edip etmediğinin sınanmasının zamanı gelmiştir. Er ya da geç milletin hakemliğine gidilecektir. Demokratik zeminlerdeki bu milli hesaplaşmada, Türk milletinin haysiyetiyle oynayan, Türkiye'yi küçük düşüren siyaset tüccarlarının ve menfaat çetelerinin yakasına yapışmak için bizim için bir namus borcudur. AKP yöneticileri geçmişin hesabını vermekten hiçbir şart altında kaçamayacaktır. Yetim hakkına el uzatanlardan milletin kardeşliğini incitenlerden mutlaka hesap sorulacaktır." diye konuştu.


"Anayasal suç"

Anayasa'nın temelini oluşturan ilkelerin hangi ad, amaç, hile ve düşünceyle olursa olsun bu yönde düzenlemeler yapılmasına kapıyı kesin ve nihai olarak kapattığını vurgulayan Bahçeli, bölünmez bütünlük konusundaki bu esaslara aykırı hareket edilmesinin çok açık bir anayasal suç olacağını söyledi. Bu yola girenler ve kapı aralayanların anayasa suçu işlemeye tam teşebbüs halinde olduklarını bilmeleri gerektiğini kaydeden Bahçeli, "Bu yöndeki düşünce ve hazırlıkların kanun ve anayasa değişikliği süreci başlatarak eyleme dönüştürülmesi halinde, anayasa suçunun işlenmiş sayılması için gerekli bütün maddi ve manevi unsurlar tamamlanmış olacaktır. Bu durumda ise niyet sahipleri girişimlerinin sonucuna katlanmak durumunda kalacaklardır." dedi. Başbakan Erdoğan'ın bölücü heveslerin iştahını kabarttığını, siyasi çözüm talepleri için zemin hazırladığını savunan Bahçeli, "Hükümet açılımdan vazgeçecekse ve açılımın eşbaşkanı Başbakan Erdoğan milletimizin gönlüne su serpmek isteyecekse çağrım şudur, anayasanın etnik ayrımına dayanmayan kaynaştırıcı ve bütünleştirici millet anlayışından ve Türk milli kimliğinden rahatsız olmadığını, yaptığı yanlışın yarattığı tahribatı görerek milleti 36'ye bölme arayışından vazgeçtiğini, bin yıllık kimliği değiştirme niyetini taşımadığını kesin bir ifade ile kamuoyuna açıklamalıdır" diye konuştu.


Zamlara tepki

Konuşmasında ekonomideki gelişmeleri de değerlendiren Bahçeli, AKP hükümetini 'başını kuma gömmekle' ve sorunları inkar etmekle suçladı. Bahçeli şunları söyledi:
"AKP hükümeti sorunları inkar etmiş, sihirli bir elin her şeyi düzelteceği zehabından hareketle, ülke gündemini anlamsız, sonu olmayan ve aynı zamanda çok tehlikeli meselelerle oyalamıştır. Çalışana değil yatana, ihracata değil ithalata, yerli malına değil yabancı mallara dayalı bir ekonomi politikası benimseyen AKP iktidarı, üretim tesislerini tahrip etmiş, milyonlarca insanımızın işsiz ve çaresiz kalmasına neden olmuştur. Yeni yılı karşıladığımız bugünlerde, yapılan anormal zamlar, fahiş vergi artışları önümüzdeki süreçte insanımızın hayat şartlarının daha da ağırlaşacağını kanıtlamıştır. Ahlaken sorunlu ekonomi politikaları sonucunda zamlar sel gibi hanelere akmış aziz millet fertleri yeni yılın ilk gününe, bir gün öncesine kıyasla daha yoksul olarak girmiştir."


"Başbakan ümük sıkmak için fırsat kolluyor"

Başbakan Erdoğan'ın 'ümük sıktırmayacağız' diyerek IMF'ye rest çektiğini ancak asıl kendisinin ümük sıkmak için fırsat kolladığının ortaya çıktığını söyleyen Bahçeli, "Artık ümük sıkmak için IMF'ye gerek kalmamış, Başbakan bunu tek başına yapabileceğini açıklıkla ispat etmiştir. Vatandaşlarımızın sofrasındaki ekmeğine göz diken, mutfağına haciz memuru gibi giren, elindekini, avucundakini gasp eden AKP hükümetinin kimlere nasıl hizmet ettiği gün gibi ortaya çıkmıştır" diye konuştu. Dolaylı vergilerdeki artışların bedelinin dar gelirlilere ihale edildiğini söyleyen Bahçeli, AKP hükümetinin zam yapmadık alan bırakmadığını, çoğalan ve şiddetlenen feryatlara kulak tıkadığını kaydetti. Bahçeli "Başbakan ülkemizi fakirleştirmiş, bunun sonucunda masum ve muhtaç düşen insanımızı çirkin bir biçimde istismar etmiş, oy uğruna insanımızı yardımlarla geçinen bir konuma düşürmekten asla rahatsızlık duymamıştır. " dedi.


"IMF gelmeden önce kozmik haberleşmeyle klasik talimatlarını iletti"

Bahçeli, bugünkü şartlarda 2010 yılı büyüme hedefiyle, vergi gelirlerinde yüzde 18.2'lik artışın çok zor olacağının açık olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
"AKP hükümeti bu tahminleri yaparken gizli ajandasında IMF ile bir anlaşma planlandığı son günlerdeki açıklama ve gelişmelerle daha iyi anlaşılmıştır. IMF'nin önüne zamdan ve fiyat artışlarından örülmüş kırmızı bir halı seren Başbakan Erdoğan, karşılama ve teşrifatı da çok yakın bir zamanda yapacaktır. Anlaşıldığı kadarıyla, IMF gelmeden önce kozmik haberleşmeyle klasik talimatlarını Başbakan Erdoğan'a iletmiş, bu kapsamda hükümette buna uygun hareket etmeye karar vermiştir. Alınacak muhtemel IMF kredisiyle, ekonominin rakamsal ve oransal olarak düzeleceğini hesaplayan AKP zihniyeti, şartlar elverdiği ölçüde ve uygun bir zeminde seçime gitmeyi kararlaştıracaktır. Bütün yollar tıkandığı için yalnızca bulabildiği ve teslim olmaya amade olduğu uluslar arası desteklerle mesafe almaya çalışan AKP hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ın gündeminde bunlardan başka bir hesap olmadığı görülmektedir."


"Başbakan kendi akıbetiyle ilgili de hayal kursun"

Hükümetin memura ve asgari ücretliye verdiği zammı eleştiren Bahçeli, "Bunun neresinde çalışanı gözeten bir bakış ve anlayış vardır? Kuldan utanmayan bu siyaset algısının Allahtan'da mı korkusu kalmamıştır?" dedi. Bahçeli "Başbakan Erdoğan hiçbir sorun yokmuş gibi sanal başarı ve mutluluk hikayelerine devam etmekte, hayaller kurmayı var gücüyle sürdürmektedir. Gerçeklerden bu denli kopan Başbakan'ın kendi akıbetiyle de ilgili hayal kurmaya şimdiden başlamasını tavsiye ediyorum" diye konuştu.