Bahçeli'den hükümete Rusya uyarısı: Hesabı sorulmalıdır
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, El Bab'da Rusya tarafından yapılan bombardımanda Türk askerlerinin şehit edilmesine ilişkin çok sert açıklamalarda bulundu. Rusya'dan gelen açıklamalara tepki gösteren Bahçeli, "Şimdi Rusya askerlerimizi şehit ediyor, Pardon'la geçiştiriyor. Bu yanlıştır, ayıptır. Ruslar hukukun ilkelerini hiçe saymaktadır. Rusların amacı nedir. Türkiye'nin alttan alması, bir şey olmamış gibi davranması nasıl beklenmektedir? PYD'nin Moskova'da ofis açmasına izin veren Ruslar, ülkemizin karşısında husumet odağı olmaya adeta isteklidir. Şehitlerimizin hesabı mutlaka sorulmalıdır" dedi.
cumhuriyet.com.trMHP'nin dün Konya'da başlayan, 16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliği referandumu kampanyasına ilişkin toplantı devam ederken Genel Başkan Devlet Bahçeli, bugün toplantıyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Bahçeli, El Bab'ta askerlerimizin Rus uçağının saldırısında şehit edilmesini gündeme getirerek şunları söyledi:
"ŞEHİTLERİMİZİN HESABI MUTLAKA SORULMALIDIR"
'Şimdi Rusya askerimizi şehit ediyor. Sonra da ‘pardon’la geçiştiriyor. Hatta pişkince üste çıkıp Türk Silahlarını suçluyor. Bu yanlıştır, ayıptır. Uluslararası hukuk kurallarını hiçe saymaktır. Rusya'nın maksadı nedir, ne yapmaya çalışmaktadır. Türkiye'nin saldırılar karşısında sesini çıkarmaması, alttan alması bir şey olmamış gibi davranması nasıl beklenecektir. PKK- PYD'yi terör örgütü olarak görmeyen kaldı ki Moskova'da ofis açmasına müsaade eden Rus yönetiminin art niyeti, gizli gündemi, sahne gerisinde beslediği emelleri doğrultusunda ülkemizin karşısında husumet odağı olmada adeta talip ve isteklidir. Rus hava saldırısı sonucu şehit olan evlatlarımızın hesabı bir kaç özürle, telafi edemez, örtbas edilemez. Dahası şehitlerimizin hesabı mutlaka sorulmalıdır. Suçlular ortaya çıkarılmalı, hak ettiği cezayı bulmalıdır. Karşımızdaki muhatap Rusya Federasyonu ise biz de Türkiye Cumhuriyetiyiz. Kendimize güvenmeli, gücümüzün farkında olmalıyız. Bu coğrafyada var olmanın ve ilelebet yaşamının sırrı 'aman sorun çıkmasın' diye uğraşmak değil. Bilakis çıkan sorunların üzerine milletçe kilitlenip, cesaretle gideceğiz."
VARLIK FONU'NA ELEŞTİRDİ
Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti devletinin güçlü olması ve hızlı kararlar alması gerektiğini ifade ederken de "Altını kalın olarak çiziyor ve diyorum ki, bu kadar sorun içinde, devlet güçlü olmadığı, seri kararlar alamadığı, yönetimde fiili-hukuki karmaşa sürdüğü müddetçe Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923 ruhuyla devamı bu şartlar altında mümkün görülmemektedir. Diğer yandan, ekonomideki durgunluk ciddi boyutlarda, işsizlik ve enflasyonun yanında dövizdeki fren tutmayan artışlar çığ gibi vatandaşlarımızı hedef almaktadır '' dedi.
Bahçeli, Türkiye Varlık Fonu ile ilgili de, ''Ne getirip, ne götüreceği belirsiz olan Türkiye Varlık Fonu’na bazı kurum ve kuruluşlarının devri ve bu doğrultuda cereyan eden tartışmaların seyri de önemli hal almıştır'' diye konuştu.
"ÜLKEMİZ İÇİN YEMİNİMİZ VARDIR"
MHP'nin ülke için yemini olduğunu, bu yemini bir kere daha ettiklerini belirten Devlet Bahçeli, "Bizim için yeminler bozulmak, çiğnenmek için değil; tutulmak, uğruna gerekirse kendimizi feda etmek içindir" dedi. Bahçeli, bu yemini de şöyle açıkladı:
"Yemin, Türkiye’nin tarihsel hak ve çıkarlarıdır. Yemin, Türklüğün bekası, Ötüken’in buyruğu, Söğüt’ün hatıralarıdır. Yemin, Türk milletinin birliği ve sağlam iradesidir. Yemin, bağımsız yaşama ülküsü, esarete yıldırım gibi inmiş tokattır. Yemin, 19 Mayıs 1919’daki ilk adım, 23 Nisan 1920’deki ilk açılış, 29 Ekim 1923’deki ilk ilanın namusudur'' dedi.
REFERANDUM
Devlet Bahçeli, konuşmasında 16 Nisan günü yapılacak referanduma da değinirken de sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık kalıcı nitelikli bir milli mutabakatın şart olduğunu görüyor, fiili durum ve açmazın bir an önce sonlanarak, töreye uygun devlet düzenin devamını ertelenemez bir hedef görüyoruz. Uzlaşmanın, sorumluluk ruhuyla milli şuuru buluşturmuş, siyasi bir vicdanda vasat ve varlık bulacağına inandık, inanıyoruz. Bizim uzlaşacağımız alan milli ve manevi değerlerle sınırlıdır. Bilhassa 15 Temmuz FETÖ darbe kalkışmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti’ne soluk aldırmanın, hukuksuzluğa ve devlete musallat olmuş yanlışlığa engel olmanın kaçınılmaz olduğunu mütalaa ettik. Bunu yaparken tarihimize baktık. Buna karar verirken milletimizin beklentilerine ve Yenikapı’da doğmuş birliktelik hukukuna müzahir hareket ettik. Türkiye’nin toparlanması, milli bekanın muhafazası için Türk milliyetçiliğinin devreye girmesi lazımdı.''
"367 TAKOZUNU KOYANLAR SİSTEMSEL DEĞİŞİMİN ÖNÜNÜ AÇMIŞTIR"
2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimine değinen Devlet Bahçeli, ''2007 yılında, TBMM’nde yapılması gereken Cumhurbaşkanı seçiminin önüne 367 toplantı yeter sayısı takozu koyan sorumsuz ve ahmaklar aslında sistemsel değişimin önünü açmışlardır. Bugünlerde, ortalıkta görünmeyen emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, cumhuriyet mitinglerini kaldıraç olarak kullanan CHP, eli kanlı aydınlıkçılar, askeri müdahale için açık veya örtülü çağrı yapan demokrasi dışı gruplar kanayan yara haline gelmiş fiili sancının bir numaralı failleri olarak tarihe geçmişlerdir'' diye konuştu.
İHRAÇ EDİLEN AKADEMİSYENLERE SERT SÖZLER
Kanun Hükmünde Kararname ile 4 bin 464 kişinin meslekten ve memuriyetten çıkarılmasını da savunan Devlet Bahçeli, "Bunların aralarında da 330 akademisyenin bulunmasından dolayı üniversiteler önüne nöbetçi protestocu olarak katılanların alayı birden geçmişte Meclis’in Cumhurbaşkanı seçmesine mani olmuşlardı. Şimdi bunlar demokrasi bezirganı olarak üniversitelerin önünde tezgâh açmışlardır" dedi.
Devlet Bahçeli, milliyetçi ve ülkücü öğrenciler üniversitelerde eziyet görürken kimsenin sesinin çıkmadığını ileri sürerek, "Evlatlarımız, mesela Fırat Yılmaz Çakıroğlu göz göre göre, üniversiteye konuşlanmış katil PKK’lıların bıçaklı saldırısıyla şehit olurken, bu gafil ve namertlerin numune de olsa birisinin tepkisini duymaz, protestosuna şahitlik etmezsiniz. Nasıl olsa ölen onlardan birisi değildir. Nasıl olsa mağduriyet onlardan hep uzak kalmıştır. Atalarımız boşuna söylememiş; alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Nitekim olan budur" dedi.
REJİM DEĞİŞİYOR DİYE YAYGARA KOPARAN, SÜFLİLER
Referandumla ilgili konuşmasını sürdüren Bahçeli, ''Rejim değişiyor diye yaygara koparan süfliler, önce kendilerinin vurgun yemiş ve de hiçbir şeye benzemeyen ahlaklarını değiştirmeyi denemelidirler. Cumhurbaşkanı hükümet sistemiyle, Türkiye’nin yönetim yapısı netleşirken, kuvvetler arasındaki ayrım da doğal ve olması gereken kulvarına gelmektedir'' diye konuştu.
Bahçeli, 18 maddelik Anayasa değişiklik paketinin demokrasiyi güçlendireceğini ifade ederken de şunları söyledi:
"'Yani Anayasanın ilk dört maddesi üzerinde artık tartışma yapılmasına, akademik gevezeliklere bile hoşgörüyle bakmamız düşünülemeyecektir. Bu bahis kapanmıştır. Bugün karşımızda hayırcı mevzi oluşturup, evet diyenlerin ihanet ettiğini iddia edenler; bugünün Türkiye’si ile Cumhuriyetin kuruluş yılları arasındaki sosyal, siyasal ve hukuksal bağları ve kökleri kopartma tehlikesini bünyelerinde bir virüs gibi taşıdıklarını göremeyecek kadar cehaletin kayalıklarına toslamışlardır.''
Bahçeli, ''CHP’sinden HDP’sine; ÖDP’sinden Perinçekgillere; PKK’sından FETÖ’süne kadar kim ne yaparsa yapsın, Türk milletinin kendi kaderine sahip çıkma hakkına operasyon yapamayacaklardır'' dedi
MHP'DEKİ HAYIRCI MİLLETVEKİLLERİ
Bahçeli, partisindeki hayırcı milletvekilleri içinde, şöyle konuştu:
''Aramızda bulunuyorken miskin miskin yatıp partimizin lehine hiçbir saygıdeğer çalışma ve gayret göstermeyenlerin, şimdilerde hayır koalisyonuna katılıp çıldırmış gibi gezmeleri, bir bakıma kara mizahtır. Şahsımla ilgili 'bir haftada ne değişti de evet dedi' dedikodusunu üretenlerin, 'Saray- Çankaya- Bahçeli arasında kırmızı hat kuruldu' diyenlerin itham ve tariz dolu imaları ise yalnızca ayaklar altında kalmaya layıktır.''
"CUMHURBAŞKANI'NA CEZAİ SORUMLULUK GETİRECEĞİZ"
Devlet Bahçeli, referandumda niçin evet diyecekleriyle ilgili de şunları söyledi:
"'Evet diyecek, gazi Meclis'in yasama yetkisini güvenceye alacak, daha da etkinleştireceğiz. Evet diyecek, Meclisimizin denetim fonksiyonlarını güçlendireceğiz. Evet diyecek, devlet yönetimindeki fiili zorlama ve açmazı bitirecek, siyaseti toplum sözleşmesinin sınırlarına çekeceğiz. Evet diyecek, yasama, yürütme ve yargı arasındaki hatları kalın olarak çizeceğiz. Evet diyecek, ilk kez Cumhurbaşkanı’na cezai sorumluluk getireceğiz. Evet diyecek, yürütmeyi tek elde toplayıp devletteki karmaşa ve kafa karışıklığını sonlandıracağız. Her evet birliğimize katkı ve yemindir. Her evet esenlik ve selametimize destek ve yemindir. Her evet milletin istiklaline, devletin istikbaline, bayrağın iffetine, vatanın izzetine duadır ve yeminimizdir. Her evet bekamızın hisarlarına koyulmuş tuğla olup bizim için yemindir.''
Devlet Bahçeli, partililere de " Bizim şahsa veya partiye değil, Türkiye’ye evet dediğimizi söyleyiniz" diyerek evet kampanyasını sürdürmeleri talimatını verdi.