Bahçeli'den Gül'e "iki dilli tabela" yanıtı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2011'in ilk Meclis grup toplantısında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Diyarbakır gezisinin ardından yaptığı 'iki dilli tabela' açıklamasına yanıt verdi.
cumhuriyet.com.trMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin 2011 yılının ilk Meclis grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. 2011 yılının seçim yılı olduğunu hatırlatan Bahçeli, Türkiye'nin seçimlere iktidarın neden olduğu çok ciddi bir beka sorunuyla gittiğini kaydetti. Yaşanan süreçte CHP'nin de gelişmeleri duyarsız, tepkisiz izlediğini ve iktidarın değirmenine su taşıdığını savunan Bahçeli, "Eğer bugün Türkiye hain projelerin cirit attığı bir yer haline gelmişse; ayrışma ve bölünme endişeleri doruk noktaya çıkmışsa bunun sorumlusu köksüz Adalet ve Kalkınma Partisi'nden başkası değildir. Şimdi de daha düne kadar kol kola olduğu bölücülüğün siyasetteki uzantıları ile karşıt kutuplara çekilmişler ve taktik gereği olarak karşılıklı söz düellosuna tutuşmuşlardır. Ancak milletimiz bu defa AKP'nin çirkin yüzünü kapatan makyajlara kanmayacak ve demokrasinin er meydanı olan sandıkta sırtını yere serecektir" dedi.
"AKP'nin defteri dürülecek"
AKP'nin hesaba çekilmesinin bu yıl gerçekleşeceğini kaydeden Bahçeli, Türk milletinin geride kalan yılların ağır faturasını bu seçimde iktidar partisinin önüne teker teker koyacağını ve AKP'ye hak ettiği dersi vereceğini ifade etti. İktidar değişimi ihtimalinin olmadığı ülkelerde demokrasiden bahsedilemeyeceğini ifade eden Bahçeli, AKP hükümetinin enerjisinin bittiği, dermanının tükendiği, tahammülsüz bir ruh hali içinde kendi kendiyi yemeye başlayan siyasal bir garabete dönüştüğünü savundu. Bahçeli, son günlerdeki anket çalışmalarını da hatırlatarak "Son zamanlarda AKP lehine estirilmek istenen suni rüzgarın ve bu partiye ait servisi yapılan yüksek oy oranlarının hiçbir doğruluğu ve gerçekliği yoktur. Kamuoyu oluşturulmasına dönük bu çabaların önümüzdeki genel seçimlerde yeniden bir AKP iktidarı çıkarmaya matuf olduğu açıktır" dedi. AKP'nin 'MHP'nin güç kaybettiği yalanını sürekli pompaladığı'nı belirtirken "PKK açılımının, Türkiye'nin temelini dinamitleyebilmesi için AKP'nin varlığına ihtiyaç vardır. Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı seçimleri için şimdiden hazırlık içine giren Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki genel seçimleri de kendisi için bir dönüm noktası olarak görmektedir. Bilinmelidir ki Başbakanlığı yozlaştıran, değersizleştiren ve işgal ettiği makamı milletimizin hayrına kullanmayan bu zihniyet Çankaya yokuşunda soluksuz, aciz ve bitmiş bir halde kalacaktır. Önümüzdeki genel seçimde zalimin dişi sökülecek, bölücünün uzayan eli kesilecek, ihanetin beli kırılacak ve iki dilli hayat talebi kursaklarda kalarak özerklik fitnesinin hayalleri kararacaktır. Bunlara yol açan, kapı aralayan, teşvik eden, iktidar partisi AKP'nin de defteri dürülecek ve hesap vermek üzere Yüce Divan yolu ardına kadar açılacaktır" diye konuştu.
"MGK'nın bildirisi AKP manevrası"
Bahçeli grup toplantısında "tek devlet tek bayrak tek millet" vurgusunun yapıldığı MGK bildirisini de hatırlattı. MGK bildirisindeki ifadelerin 'AKP manevrası' olduğunu belirten Bahçeli, Kurul bildirisindeki kararlılık beyanlarını 'havanda su dövmek' olarak nitelendirdi. Bahçeli, "Sonuçsuz ve samimiyetten yoksun Kurul kararlarının boyamak ve milletimizin milli hislerini istismar etmek için kurgulandığı açıktır" dedi.
Cumhurbaşkanı'na iki dilli tabela yanıtı
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Diyarbakır gezisiyle ilgili kendisine verdiği 'iki dilli tabela' yanıtını da değerlendiren Bahçeli, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü karşılama törenleri esnasında; Türkçe afişlerin yanında mahalli dilin de yazıldığı pankartların görülmediği yönündeki sözlerin bizim açımızdan hiçbir hükmü yoktur. Bu konuda 30 Aralık 2010 tarihinde yaptığımız basın açıklamasında dile getirdiğimiz görüşlere üzüldüğünü söyleyerek Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin iki dilli hizmet konusundaki uygulamalarını gizlemeye çalışan Sayın Cumhurbaşkanı'na şu gerçekleri Türk milletinin önünde hatırlatmak ve kendisinden açıklama beklediğimizi belirtmek isterim.
Sayın Cumhurbaşkanı'na ilk tavsiyemiz her şeyden önce Diyarbakır belediyesinin resmi internet sitesine bakmasıdır. Diyarbakır Belediyesi'nin resmi internet sitesi Türkçe ve Kürtçe iki dillidir. Cumhurbaşkanı Gül'ün ziyareti de resmi sitede iki dilli yansıtılmıştır.Cumhurbaşkanı Gül, Diyarbakır Belediyesi'ni ziyaretinde, Belediye reklam panolarında Kürtçe ve Türkçe yazılı hoş geldiniz afişleriyle karşılanmıştır. PKK'nın şehir yapılanması KCK, İmralı canisinin talimatıyla Diyarbakır Belediyesi'nde eş başkanlık uygulaması başlatmıştır. Terörist başının atadığı eş başkan Cumhurbaşkanı Gül'ü Belediye'ye gelişinde karşılayan resmi teşrifat ekibi arasında yer almıştır."
"Terörisbaşının eşbaşkanı karşıladı"
Bahçeli, Diyarbakır Belediye Meclisi kararı ile 97 yerleşim biriminin trafik tabelalarına iki dilli isim yazılmasının kararlaştırıldığını, Valiliğin itirazı üzerine mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı almasına rağmen iki dilli tabelaların Cumhurbaşkanı'nın ziyareti sırasında da kaldırılmadığını ve halen yerinde durduğunu belirterek şunları söyledi:
"Diyarbakır Belediyesi su ve kanalizasyon idaresi 2011 yılında su faturalarının Kürtçe basılması kararı almıştır. Aynı şekilde Diyarbakır Belediyesi nikah, imar, su, kanalizasyon, ulaşım, temizlik, zabıta, acil yardım, ambulans, defin, turizm, gençlik, spor, meslek kursları, sosyal hizmetler, kültür ve sanat hizmetleri alanlarında da Türkçe ve Kürtçe'nin bir arada kullanılmasını, belediyeye ait toplu taşıma araçlarında güzergahı gösteren tabelalarda yerleşim birimlerinin Kürtçe isimlerinin yazılmasını kararlaştırmıştır. Diyarbakır Belediye başkanı şehrin tüm girişlerine Türkçe ve Kürtçe hoş geldiniz tabelaları asacaklarını açıklamıştır. Bunun yanı sıra, imar planına açılan yeni yerleşim birimlerine Kürt tarihini hatırlatan isimler vereceklerini de belirtmiştir. Belediye Meclisi'nin yeni isimleri kabul etmesiyle cadde ve sokaklara iki dilli tabelalar asılacaktır. Devlete, Anayasaya ve kanunlara meydan okuyarak fiili durum yaratmayı amaçlayan bu kararlar Sayın Cumhurbaşkanı'nın Diyarbakır ziyaretinden kısa bir süre önce Aralık 2010'un ikinci yarısında alınmıştır."
"Cumhurbaşkanlığı makamı yara aldı"
Bu tespitlere rağmen Cumhurbaşkanı'nın 'üzüntü' duyduğunu açıklamasını eleştiren Bahçeli "Üzüntü ve endişe duyulacak bir durum varsa, bu da Sayın Cumhurbaşkanı'nın etnik bölücülere cesaret ve meşruiyet kazandıracak fiiller içine girmesi, bunun sonucu Cumhurbaşkanlığı makamının yara almış olmasıdır. Cumhurbaşkanı'nın başkanı olduğu Milli Güvenlik Kurulu'nun 2010 yılının son toplantısından sonra yapılan açıklamada 'Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilemeyeceğinin bilinmesi gerektiğine dikkat çeken' ifadelere herkesten önce Sayın Cumhurbaşkanı'nın uyması ve saygı göstermesi gerekli ve kaçınılmazdır. Cumhurbaşkanı Gül iki dilli belediye hizmet uygulamasının birçok örneğini sergileyen ve bölücülüğün odağı haline gelen Diyarbakır belediyesini ziyaret ederken bunu unutmuştur. Bunun sonucu Milli Güvenlik Kurulu bildirisi bizzat Cumhurbaşkanı tarafından delinmiş, sıfırlanmış ve hükümsüz hale gelmiştir" şeklinde konuştu.
"Devletin itibarını yerlere serdi"
Cumhurbaşkanı'nın bugün basında yer alan "Ha diyince olmuyor, kullandığımız dile dikkat edelim, toplumun diğer kesimlerini rahatsız etmeden, hazmettirerek sürecin işlemesi lazım" şeklindeki sözleri üzerinde de herkesin çok iyi düşünmesi gerektiğini dile getiren Bahçeli, "Ankara'da Türkçe diyen Sayın Cumhurbaşkanı, bu sözlerini Diyarbakır'daki tutum ve davranışlarıyla boşa çıkarmış ve devletin itibarını deyim yerindeyse yerlere sermiştir" dedi. Bahçeli, MHP var oldukça, Türkçe'nin zayıflatılması ve Türk kimliğinin yok edilmesinin asla mümkün olmayacağını da ifade ederek "Sorumluluk mertebesinde bulunanların söz ve davranışlarıyla anayasa suçu işlediklerinin farkına varmaları kendi hayırlarına olacaktır.Türk'ü, Türkçeyi, Türk milletini; siyasi fantezileri uğruna değersizleştirmeye, küçültmeye ve içini boşatmaya çalışanları emin olun ki ne millet ne de yüce Allah affedecektir" diye konuştu.
"TARIMSAL KREDİ FAİZ ORANININ YÜZDE 10'A ÇEKİLMESİ YERİNDE AMA TEK SORUN BU DEĞİL"-
Bahçeli ekonomideki gelişmeleri de değerlendirdiği konuşmasında, Başbakan'ın içi boş iyimser mesajları ve pembe tablolar çizen sözlerin aldatma olduğunu belirtti. Bahçeli "Başbakan Erdoğan sahte bahar havası estirmek ve toplumun her kesimini manipüle etmek için her yolu denemektedir. Mesela çiftçilerimiz biriken borçlarından dolayı kritik bir noktaya gelmişken, Başbakan'ın Ziraat Bankası faiz oranlarının indirilmesiyle ilgili müjde vermesi trajik komik bir durumdur. 1 Ocak 2011'den itibaren tarımsal kredi faiz oranının yüzde 13'den yüzde 10'a çekilmesi yerindedir, ancak çiftçilerimizin meselesi tek başına bu değildir" dedi.