Bahçeli'den AKP'ye Bush'lu gönderme

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hükümeti, kapsayıcı millet tanımından uzaklaşarak alt kimlik taleplerini tırmandıracak söylemlerden kaçınmaya, bölücü taleplere verilecek yeni tavizlerden uzak durmaya çağırdı. Bahçeli, hükümete "George W. Bush memleketimin insanlarını benden daha fazla sevemez" diye seslendi.

cumhuriyet.com.tr

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, güncel ekonomik ve siyasi konulara yönelik değerlendirmelerde bulundu.

 

'Türkiye'nin sorunları sağlıklı ve rasyonel bir bakış açısıyla yorumlanamıyor'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis Genel Kurulu'nda, 2009 Mali Yılı bütçesiyle ilgili yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AKP tarafından 2 bin 219 gündür yönetildiğini, görüşülmekte olan bütçenin ise AKP hükümetlerinin yedinci bütçesi olduğunu söyledi.

2009 yılı bütçesinde tutarlılığı olmayan tahminlerin yer aldığını, bunun da ciddiyetsiz bir siyasi duruşu gösterdiğini savunan Bahçeli, küresel ekonomik krizi de değerlendirdi. Küresel ekonomide yaşanan büyük sarsıntının doğru okunamadığını, alınması gereken tedbirlerle ilgili zamanlama hatası yapıldığını belirten Bahçeli, "Bu çerçevede, en ufak bir toplumsal gerilim ve siyasi tansiyon yükselmesinden kaynaklanan cepheleşme ve kamplaşmalar, milletimizi anında etkisi altına alabilmektedir. Görüldüğü ve anlaşıldığı kadarıyla; meseleleri omurgasından bir türlü yakalayamayan hükümetin şaşkınlığı, sorunlu siyasi anlayışı, siyasi geleceğiyle ilgili taşıdığı endişe, Türkiye'nin sorunlarını sağlıklı ve rasyonel bir bakış açısıyla yorumlanamadığına işaret etmektedir" diye konuştu.


'Hükümet sorunların üstünü örtme çabasında'

Krize ilişkin işaretlerin 2008 yılının başından itibaren netleşmeye başlamasına rağmen hükümetin bu işaretleri önemsemediğini, hafife aldığını ve krizin 'teğet geçeceği'ni iddia ettiğini vurgulayan Bahçeli, Türkiye ekonomisinin de bir yılı aşkın bir süredir sürekli kriz işaretleri verdiğini kaydetti. Hükümetin ekonomideki sorunların üstünü örtme çabası içine girdiğini, 'büyük bir sorumsuzlukla' hiçbir yapısal tedbir almadığını ifade eden Bahçeli şunları söyledi:
"İktidar partisi tarafından, 2009 yılı program büyüklükleri belirlenirken; krizin hiç düşünülmediği, gündeme alınmadığı veya umursanmadığı anlaşılmaktadır. Gelecek yıla ait büyüme hedefi başta olmak üzere, program hedeflerinin birçoğu, hükümetin 2009 yılını nasıl bir anlayışla planladığını açıkça göstermiştir.  Üzülerek belirtmeliyim ki; bu özürlü bakış açısı gelecek yılın da kaybedilmesine neden olacaktır. Bütün veriler, ekonomide ciddi bir güven kaybına ve beklentilerde belirsizliğe işaret ederken, hükümetin bu faktörleri dikkate almaması, her konuda olduğu gibi bütçenin hazırlanmasında da içine düştüğü değerlendirme yanlışını ortaya çıkarmıştır."

 

'Bütçe planı hükümetin rotasını kaybettiğinin belirtisi'

Bütçenin hiçbir kaleminde küresel krizin giderek ağırlaşan etkilerinin ve ekonomik destek tedbirlerinin maliyetinin yansıtılmadığını vurgulayan Bahçeli, kredi kanallarının tıkanmaması için kamu kaynaklarının kefalet mekanizmaları aracılığıyla harekete geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Bahçeli, "Şimdi zaman, ülkemizin üretim kapasitesini bu olağanüstü dönemden en az hasarla çıkaracak tedbirleri alma zamanıdır. Öncelikli alınacak önlemlerin, Merkez Bankası tarafından uygulanan para politikasıyla değil, doğrudan maliye politikası ve bütçede belirlenen hedefler doğrultusunda hayata geçirilmesi gerekmektedir. Hükümetin derin bir siyasi basiret sorunu yaşadığını söylemek için haklı birçok nedenimiz bulunmaktadır. Krizin bütün boyutlarıyla görüldüğü bir zamanda hazırlanan ve bir yılı kapsayan bütçenin, sanki hiçbir şey olmamış gibi planlanması hükümetin çaresizliğinin, iş bilmezliğinin ve rotasını kaybettiğinin bir belirtisi olarak görülmelidir. Bizim öncelikli kaygımız, vatandaşlarımızın mahkûm olduğu ekonomik problemlere yenilerinin eklenmemesi, gafletten başını kaldıramayan hükümetin faturayı aziz millet fertlerine ödetmemesidir. Uyarı ve itirazlarımızın ana gayesi elbette budur" diye konuştu.

 

'Aydınlara 'işbirlikçi' suçlaması'

Bahçeli siyasi gelişmeleri de değerlendirdi. MHP'nin siyaset anlayışının öznesinin insan, nesnesinin devlet yükleminin demokrasi cümlesinin ise millet olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:

"Bilinmelidir ki, en az bin yıllık muhteşem bir kaynaşma ile yükselerek vücut bulmuş büyük 'Türk Milleti'nin, alt kimliklere doğru dönüş ve kıvrılış göstereceği böylesi bir gelişmenin yaşanması halinde, Cumhuriyetimizin üzerinde yükseldiği milli devleti ve üniter yapıyı korumak ve yönetmek, tamamen imkânsız hale gelecektir. Adına ne denirse denilsin, ister çağdaşlaşma, ister Avrupalı olma, ister demokratikleşme; göz yumulan kimlik tahriklerine, verilen tavizlere devam edilmesi ve bu taleplere önümüzdeki dönemde anayasal kılıf ve zemin hazırlanması, Yüce Meclisin varlık nedenini inkâr anlamı taşıyacaktır."

"Federasyon, ayrı bayrak, ayrı eğitim dili, ortak kurucu halk, çokluklar devleti, özyönetim ve hatta ayrılma tehditleri" gibi taleplerin Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu tehlikenin boyutlarını gözler önüne serdiğini ifade eden Bahçeli, çözüm adı altındaki yabancı dayatmaların bölgesel senaryolarla beslendiğini söyledi.

Bahçeli, "Hükümetin teröre desteğini sürdüren Irak'taki yerel yönetimle; iddialarından vazgeçmeyen Ermenistan'la; uzlaşmaya asla yanaşmayan Kıbrıs Rum Yönetimiyle; talep listeleri bir türlü bitmeyen Avrupa Birliği'yle ve komşularımızı tanzim etmeye çalışan Amerika ile olan ilişkilerimizi bu çerçevede ele almak gerekecektir. Son zamanlarda ortaya çıkıp tarihle yüzleşme adı altında, utandıkları geçmişimizi yargılayarak tam bir işbirlikçi refleks gösteren sözde aydınlar da bu kapsamda değerlendirilmelidir" diye konuştu.

 

'Tavizlere artık son verilmeli'

Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu temel sorunun 'milli ve manevi değerlerin toplumsal çatışma alanına dönüştürülmesi ve Türkiye'nin köken, inanç ve mezhep temelinde çok tehlikeli bir ayrışma ve cepheleşme sürecine çekilmek istenmesi' olduğunu dile getiren Bahçeli, şunları söyledi:
"Birileri millet kimliği dışında 'yeni arayışlar ve tanımlar talep ediyor' diye milleti bu talepler üzerinden yeniden adlandırmak; devleti bu taleplere göre yeniden tanzim etmek, emsali görülmemiş bir yıkım olacak ve bitmeyecek başka ayrışma taleplerinin önünü açacaktır. Nitekim, Milliyetçi Hareket Partisi olarak yüce Meclis çatısı altında temsil edildiğimiz 2002 yılında, aralarında idamı kaldıran, ana dilde yayına ve özel kurslara izin veren yasaların da bulunduğu uyum paketlerine 'hayır' oyu verirken, temel kaygımız işte buydu. Maalesef gelişmeler bizi haklı çıkarmış, bu tarihten sonra ne taleplerin sonu gelmiş, ne de verilen tavizlerin ardı arkası kesilmiştir. Buna artık bir son verilmek mecburiyetindedir. "

 

'Bush memleketimin insanlarını benden daha fazla sevemez'

Bahçeli, hükümeti kapsayıcı millet tanımından uzaklaşarak alt kimlik taleplerini tırmandıracak söylemlerden kaçınmaya, bölücü taleplere verilecek yeni tavizlerden uzak durmaya çağırdı. Bahçeli, hükümete "George W Bush memleketimin insanlarını benden daha fazla sevemez" diye seslendi.

MHP olarak çağdışı tek tip vatandaş arayışında olmadıklarını, herkesin birbirinin aynı olmasını beklemediklerini belirten Bahçeli, "Ancak sonu gelmeyen isteklerin ve verilmesi düşünülen tavizlerin siyasal alt kimlik bilinci oluşturmasına ve bunun yeni talepler listesi halinde dayatılmasına da izin veremeyiz" diye konuştu.