Bahçeli: İhanet statü oldu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısında yaptığı konuşmada Diyarbakır buluşmasına ve Başbakan Erdoğan'ın yaptığı konuşmaya sert tepki gösterdi.

cumhuriyet.com.tr

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuşmasına hayatını kaybeden Nejat Uygur'a rahmet dileyerek başladı. Uygur için "Hepimizi güldürdüğü kadar düşündüren Uygur, hiçbir zaman unutulmayacak" diyen Bahçeli'nin konuşmasından satır başları:

Türkiye Cumhuriyeti'nin 90 yıllık tarihinde bugüne kadar küstahlık, ihanet görülmemiştir. Başbakan'ın tavrı sanki işgal sanki esaret altındadır. Karşımızdaki ülke resminin aydınlık hiçbir yanı kalmamıştır.




DİYARBAKIR BULUŞMASI

Geçen Cumartesi günü yaşananlar kimsenin hoşna gitmemiştir. Cani ile Başbakan'ın fotoğrafları aynı pankarta konulmuştur.

Biz millet olduk olalı içimizden hiç bu kadar hançerlenmedik. Hiç bu kadar köşeye sıkışmamıştır. Cehaletin bu kadar mevki ettiği başka bir dönem olmamıştır. Düşmanlığın bu kadar iltifat gördüğü bir dönem yoktur.

Mazideki isyancılar gözlerini açmış, Ali Kemal yattığı yerden kalmış, Haçlılar tekrar ayaklanmış ve hükümetle bütünleşmiştir. Başbakan Erdoğan olmayan meşrebine uygun davranmıştır. Peşmerge başı bu ihamet buluşmasına gelirken, 19 Ekim'de PKK'nın takip ettiği Habur Yolu'nu takip etmiştir.

Şivan Perver ile gövde gösterisi yapmıştır. Başbakan Erdoğan'ın dost dediği bu terör destekçisi sanki babasıın çiftliğine gelir gibi Türkiye girmiştir.

Öcalan terörist değil, TC devleti teröristtir diyerek İsveç'te konuşan rezil bu kişidir.

Allah Kahretsin! Türk dilini başımızdan def edelim diyen densiz bu kişidir.

Sıfır Sorun mucidi Dışişleri bakanı özür dilermiştir. Tüm değerlerimize dirsek çevirmiş bir eşkiyanın bu denli sıcaklığın anlaşılabilir bir tarafı yoktur.

PKK'lılara gösterdiği çoşkun aşkın sevginin kendi içinde tutarlı bir yanı vardır. Erdoğan ya Kandil yetiştirmesidir, ya türk düşmanıdır yada Türk milletinin kanını emmeye yeminli özel çevrelerin özel görevlisidir.

AHMET KAYA ANITI YAPTIR

Diyarbakır'daki açılış törenini 28 Ekim'de ödül alan başka bir pKK'lının ölüm yıldönümüne getirmiştir.

Türk milleti için kıyamet alameti değil midir? Bu nasıl bir iştir ki, birisi ödül verecek kadar şuur kaybı yaşar, biri anma düzenleyecek kadar gözü kararır.

Ahmet Kaya'Dan şiir namına zırvalar sıralarken protokolde gözyaşları sel olmuştur. Şehid için ağlamayanlar teröristler için ağlamıştır.

Ahmet Kaya'ya bu kadar matemlidir o zaman en kısa zamanda bir anıt yaptırıp yakınlarında bir ev tutup anıtı sevretmelidir. Bu PKK'lının suçu saz çalmaktır. Öldürmek için ille de tabancı mı kullanmalıdır. Senin gibi zihmiyetler canlı bomba olamaz mı?

Zamanı gelince Malazgir ruhu da canlanır. İzmir'de denize dökülenlerin torunları da yeniden dökülür.

Teröristlerin yanında olanlar ancak hainliğin tarihini yazarlar. Diyarbakır'da Barzani'yi konuk etmek, Kürdistan'ı meşru göstermek en büyük hainlik. Başbakan Erdoğan Kürdistan için umut mu verecek sorusu kısa sürede cevap buldu.

Türkmen kardeşlerimizi peş peşe katleden, Türmen şehirlerinin ismini değiştiren, teröristelir giydiren bir alcak Başbakan'da hayalini bulmuştur.

Allah'tan cezanızı bulacaksınız.

Diyarbakır'ın belediye başkanı çıkıp Kuzey Kürdistan demektedir. Senin elinden tuttuğun bu belediye başkanı ne demektir. Hukuk insanları nerede? Bu ülkenin savcıları nerede?

Başbakan vatanı yalnız görmemelidir. Türk milleti hainleri tarihin çöplüğüne atmaya hazırlıklıdır.

Milli mücadele yıllarında kurtarıcı Türk milleti olmuşsa, yine aynısı olacak, gökkubeyi hainlerin başına getirecektir. Kimse ümitsiz olmasın kurtuluş yakındır. Erdoğan'ın Yüce Divan'a çıkması yakındır.

Bahçeli sözlerini "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözüyle tamamladı.

ERDOĞAN'A: AMACIN NE?

Recep Tayyip Erdoğan 11 yıldır Başbakan'dır. Başbakan ve hükümetinin son 1 yıldır dershane üzerinden yürüyen polemiğin nedeni nedir? 11 yıldır dershaneler iyidir de şimdi mi kötü olmuştur? Kime mesaj vermek istenmektedir? Dershanelerin kapatma kararı bir siyasi kavganın, restleşmenin bir eseri midir? Başbakan Erdoğan'ı asıl bu karar iten nedir?

MHP'nin görüşü çok açıktır. 2002, 2007 ve 2011 seçim beyannamelerinde durduğumuz yer nettir. Sınav sistemlerinin örgün eğitime paralel hale getirilerek, dershanelerin özel okula dönüşmesi gerektiğini bu tartışmalar gün yüzüne çıkmadan gündeme getirmiştir.

2 Nisan 2012'de şunları söylemiştim:

Üniversite sınavının ortadan kaldırılması dershaneleri gereksiz kılacaktır. Dershanelerin geleceğiin garanti altına almak ve milli eğitim sistemine dahil edilmelidir. Öğrencilerin dershanelere mecbur bırakılması eğitim sisteminin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır.