Bahçeli: Bunlara bir delinin uydurması mı diyelim?
MHP lideri Devlet Bahçeli, "Keşke Yunan galip gelseydi" diyen Kadir Mısıroğlu'na sert tepki göstererek, "Milli mücadeleyi kötülemek için fırsat konuşanların hatta keşke Yunan galip gelseydi diyenlerin varlığı utanç vericidir. Bunlara bir delinin uydurması mı diyelim? Diyemeyiz kanımız çekilir" dedi.
cumhuriyet.com.tr<video:851514>
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli Atatürk'e yaptığı hakaretlerle gündeme gelen ve Kurtuluş Şavaşı için "Keşke Yunan galip gelseydi" diyen Kadir Mısıroğlu'na sert tepki gösterdi. Bahçeli, "Milli mücadeleyi kötülemek için fırsat konuşanların hatta keşke Yunan galip gelseydi diyenlerin varlığı utanç vericidir. Bunlara bir delinin uydurması mı diyelim? Diyemeyiz kanımız çekilir" diye konuştu.
KADİR MISIROĞLU: KEŞKE YUNAN GALİP GELSEYDİ - VİDEO
<video:783676>
Bahçeli'nin konuşmasının satır başları şöyle:
Türk milleti yavan bir kalabalık değildir,Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş şartlarını inceleyen herkes bu hakikati görebilecektir. Milli mücadele ruhu, Cumhuriyet'in meşalesini yakmıştır. Eğer yılgınlık olsaydı 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet ilan edilemezdi. 30 Ekim 1918 tarihli Mondros rezaletiyle sökün eden karanlık ve yayılan karamsarlık Sevr ile daha da katılaşmış, işgalle katlanmıştır. Anadolu coğrafyası sanki ateşe verilmişti. Varlığımızla adeta hançer vurulmuştu. şte böyle hazin bir durumda istilanın karşısına imanla, millet sevdasıyla, vatan aşkıyla çıkan milliyetçi kahramanlar çöldeki serabı gerçeğe dönüştürdüler. Milletimiz yaşanmış bir destan sonucunda ayağa kalkmayı başarmıştır. Cumhuriyet demokrasiyi geliştiren şu ana kadar bulunmuş en iyi sistemdir. İçinden geçtiğimiz şu günlerde bu devlet yapılanmasının tahribata maruz kaldığı bilinen bir gerçektir. Milli mücadeleyi kötülemek için fırsat konuşanların hatta keşke Yunan galip gelseydi diyenlerin varlığı utanç vericidir. Bunlara bir delinin uydurması mı diyelim? Diyemeyiz kanımız çekilir. Atatürk'e sövmek bunların mesleğidir. Son yıllarda bu zevatların sayısındaki artış da dikkat çekicidir. Bunlar her şey olsalar da adam olamazlar, insan olamazlar, Türk ise asla olamazlar. Cumhuriyet düşmanlarının maskesi düşmüştür. Din kisvesine bürünen hainlerin en son oyunu 15 Temmuz'da bozulmuştur.
"KERKÜK HİÇBİR VİLAYETE BAĞLI OLMAYAN ÖZERK BİR STATÜYE KAVUŞTURULMALIDIR"
<video:851488>
25 Eylül korsan referandumu 21 günde gümlemiş, Barzani rezil ve rüsva olmaktan kurtulamamıştır. Barzani'nin bağımsızlık sevdası şimdilik ve zorunlu olarak beklemeye alınmış, rafa kaldırılmıştır. Kerkük'e yuvalanmaya çalışan hainler arkalarına bakmadan kaçmışlardır. Yalnızlaşan Barzani ve peşmerge çetesi tarihi bir hayal kırıklığı yaşamıştır. Nefesleri kesilen peşmerge fitnesi ne olmuştur da tek bir mermi atmadan tabana kuvvet kaçmayı seçmiştir. Çığlık çığlığa kaçarken üzerlerindeki sözde üniformaları bile çıkarıp atmışlardır. Talabani yandaşları ile Barzaniciler ters düşmüş birbirlerinin altlarını oymuşlardır. Gerçekte ise bunların hepsi haindir. Barzani'nin vahim hesap hatası sonucu zorladığı referandum sonucu Kerkük'ün statüsü için yeni bir süreç başlamıştır. Barzani'nin Kerkük'e taşıdığı PKK'lı teröristler sökülüp atılmalıdır. Haşdi Şabi'nin güvenlik konusunda görev üstlenmemesi büyük önemdedir. Kerkük'ünnihai statsünn belirlenmesi sürecinde ilkadımda normalleşmenin sağlnması,bozulan nüfus yapısının ele alınması zorunludur. Kerkük'ün statüsüne Irak'ın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü içinde bir çözüm bulunması elzemdir. Kerkük hiç bir vilayete bağlı olmayan özerk bir statüye kavuşturulmalıdır. Türkmene bakınca mezhep göremeyiz. Türk Türk'tür. Başka bir tanım ve tasvire kesinlikle ihtiyaç duymayız. Irak Başbakanı'na bunların hatırlatılması yararlı olacaktır. Barzani mevzi kaybetmişse, bunda Türkiye'nin önemli bir payı vardır. Kerkük ve diğer Türkmen yurtlarını tasfiye planı kesilmelidir. Kerkük Türk'tür, Türk kalacaktır. Türk'ün ebedi yurdudur. Türkmene bakınca ayrılık gayrılık görmeyiz. Türk Türk'tür. Mezhep kutuplaşması konusunda bölge ülkeleri doğru bir tavır içinde değildir.
"15 TEMMUZ'U BASTIRAN KOMUTA KADEMESİNDE KUŞKU UYANDIRMAK AYIPTIR"
Dikkat edilmesi gereken husus, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni siyasi tartışmaların içinde çekmekten süratle kaçınmaktır. Genelkurmay Başkanımız ve komuta kademesini taciz etmek ahlaksızlıktır. Dedikodu yapmak bize göre utanmazlıktır. 15 Temmuz'u bastıran komuta kademesinde kuşku uyandırmak ahlaksızlıktır.
ABD'nin Rakka operasyonu görevini PYD-YPG'ye verdiğini, bu örgütün denetim ve kontrolüne giren bölgede bebek katilinin poster ve fotoğraflarının asıldığını anımsatan Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: "Terörizm ABD müşahitliğinde gövde gösterisi yaptı. ABD, PKK'yı buyur ederek, canibaşını selamlatarak nerede durduğunu, kimlerle koyun koyuna olduğunu hiç tartışmaya yer bırakmayacak şekilde göstermiştir. Bunun manası, eşkıyanın övülmesi, eşkıyalığın onaylanmasıdır. Rakka danışıklı dövüş halinde, bir terör örgütünden alınıp diğerine teslim edilmiş, bir işgalden diğerine havalesi yapılmıştır. Bu bir kepazelik, seviyesiz bir skandaldır.Rakka komplosunun açıklaması yoktur. ABD Büyükelçiliği tepkiler üzerine diyor ki, 'PKK, yabancı terör örgütleri listesinde yer alan bir örgüttür ve Öcalan, PKK ile bağlantılı terörizm faaliyetleri yüzünden Türkiye'de hapiste bulunmaktadır. Saygı görmeye değer bir şahsiyet değildir.' Bunu Rakka meydanlarında katilin posterlerini astırmadan düşünecektiniz. Bunları PKK-PYD-YPG'yle sahibi olduğunuz IŞİD'in üzerine dümenden göndermeden önce söyleyecektiniz. Yazıklar olsun, geçti borun pazarı, sürün merkebinizi Kandil'e."
"MADEM TELEFON BU KADAR DEĞERLİ, VERİN HAİN GÜLEN'İ ALIN TELEFONUNUZU"
ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğunda irtibat görevlisinin tutuklanmasının ardından, cep telefonu ve sim kartının iadesini bir nota eşliğinde Türkiye'den istenmesini eleştiren Bahçeli şu ifadeleri kullandı: "Pensilvanya'daki hoca görünümlü teröristbaşını iadeye yanaşmayan, onca delile, onca kanıta rağmen 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsüne tam olarak inanmayan ABD, telefon isteyerek şaka mı yapmış, yoksa kafa mı bulmuştur? Darbecileri Türkiye'ye vermeyen ABD, kala kala telefona mı kalmış, gözü telefona mı takılmıştır? Madem telefon bu kadar değerlidir, o zaman verin hain Gülen'i alın telefonunuzu, üstelik tepe tepe kullanın, sabahlara kadar IŞİD'ten FETÖ'ye, PKK'dan YPG'ye kadar önünüze gelen terör örgütüyle konuşun, anlaşın, uzlaşın, özlem giderin. Kontörünüz biterse yüksünmeden, milletvekili maaşımdan fedakârlık yaparak, kişisel harcamalarımdan kısarak, söz veriyorum ben size göndereceğim. Yok, telefonu alamazsınız, hükümet buna aldırış etmezse, hemen yaka silkmeyin, yine sözüm söz olsun, yeni bir telefon alıp kargoya vereceğim ve Rakka'ya göndereceğim. Nasılsa anında elinize geçer, nasılsa hemen size ulaşır.Merak ediyorum, bu kadar mübalağa ve marazi olayların arasındaki hakikat kırıntılarını hangi teleskopla görüp keşfedeceğiz? ABD kararını vermelidir; dost muyuz, düşman mı?Müttefiksek eğer, stratejik ortaksak eğer, herkes bunun gereğini yapacak, sorumluluğunu yerine getirecek ahlak, siyaset ve erdemi derhal göstermelidir.Oyalamaya, oyalanmaya, oyunlara gerek yoktur, vakit de kalmamıştır."