Bağışta yarışmışlar!
Barış Güler, Sarraf’ın gönderdiği paraların bir akrabalarının borcuna karşılık olduğunu söylerken Süleyman Aslan ise Sarraf’ın imam hatip lisesi için ‘bağışta’ bulunduğunu savundu. Aslan, Makedonya’daki bir üniversite için de bir milletvekili aracılığıyla bağış topladıklarını anlattı.
Canan Coşkun/Cumhuriyetİşadamı ve sanatçı Ebru Gündeş’in eşi Rıza Sarraf, mahkeme sorgusunda, böbreküstü tümörü olduğunu ve kanser olduğunu belirterek altın işi yapan biri olduğunu ve 2012 yılında 20 milyar TL’lik altın ihracatı yaptığını tahmin ettiğini söyledi.
'YOLSUZLUK OPERASYONU'NA ORANTISIZ ZEKA
1.5 ton altın güvenilir müşterinin Sarraf, uzun süre tartışılan, uçakta yakalanan 1.5 ton altınla ilgili “Müşterimiz bana telefon açtı ve Gana’dan 1.5 ton ithal altını Türkiye’ye gönderebileceğini söyledi. Ben önce buna ihtimal vermedim. Ancak güvendiğim bir müşterim olduğu için kabul ettim” açıklaması yaptı. Müşterisini Duru Döviz’e yönlendirdiğini anlatan Sarraf, “Buranın sadece mülkiyeti bana aittir. Söz konusu şirket orada kiracıdır. Ben de bu müşterimi ithalat yetkisi olduğu için Duru Döviz’e yönlendirdim” dedi. Müşterisinin isminin B.Z. olduğunu aktaran Sarraf, “Zaten benim her gün 1 ton altın ihracatım oluyordu. ULS Havayolları ile bu altınlar Türkiye’ye geldi. Evraklarda eksiklik olduğu bana bildirildi” dedi.
Dosyanın şüphelilerinden Rüçan Bayar’ın yanında çalıştığını ve genelde Çin’deki işlerini takip ettiğini söyleyen Sarraf, şöyle devam etti:
“O sıralarda da Türkiye’ye gelmişti. Kendisi bizim altın ihracat işimizle ilgilenen birisi olduğu için bu konuyla ilgilenmesini istedim. ULS Taşımacılık gerekli evrakları getirmemiş, ayrıca gelen belgelerde de uçaktaki eşyanın kıymetli maden yerine değersiz maden olarak yazıldığını öğrenmemiz üzerine Duru Döviz’den bu mailin kendisine ait olmadığına ve herhangi bir hak talep edilmeyeceğine dair noter belgesi istendi. Sahibi de bu belgeyi alıp teslim etti.”
Bakanımı resmi telefondan aradım
Sarraf, uçaktaki altının Gana’ya geri gönderilmesi olayıyla ilgili hiç kimseye para ödemesi yapmadığını kaydederek, “Sayın bakanımı normal resmi telefondan aradım. Durumu izah ettim. Bunun menşeine iade edilmesi hususunda yardımcı olup olamayacağını sordum. Tapeler incelendiğinde Dubai’ye değil de geldiği ülkeye geri gönderilmesi talebinde bulunulduğu görülecektir” dedi.
Sarraf, 6 Temmuz 2013 tarihine kadar altın ticaretinin serbest olduğunu anlatarak “Ancak Amerikan ambargosu nedeniyle bu ticareti bu tarihten sonra Halk Bankası yoluyla yapamaz duruma geldik. Biz de bu ticareti gıda ticareti yoluyla yaptık” dedi.
Yeni Şafak’tan tehdit iddiası
Soruşturma dosyasında yer alan tape kayıtlarının kesildiğini ve asıl gerekli olanlarının koyulmadığını söyleyen Sarraf, “O.İ. isimli bir emniyet müdür yardımcısından tehdit aldım. Kendisi benden 1 milyon dolar para talep ediyordu. Gayrettepe’ye gidip suç duyurusunda bulundum. Maalesef bu konular tapelere girmemiştir” diye konuştu. Yeni Şafak gazetesinde soyadı K. olan ekonomi yazarının, avukatı H.K. aracılığıyla kendisine “İran’a 87 milyar Avro ihracat yaptığı ve kara para akladığı” konusuyla ilgili haber metnini ilettiğini dile getiren Sarraf, şu iddiada bulundu: “Eğer bu parayı yani 1 milyon doları vermezsem bu haberi yayımlayacaklarını söylediler. Buna dair elimde ses kayıtları ve telefon görüşmeleri de mevcuttur. Mahkemeye sunabilirim. El konulan telefonumda bu kayıt şu anda mevcuttur.”
Sarraf, konuyu Ankara’ya gittiğinde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İçişleri Bakanı Güler ile AB Bakanı Egemen Bağış’a da aktardığını ifade etti.
Güler’e borcunu ödemiş
Sarraf, şüpheli Rüçan Bayar’ın primlerinde kendisine verdiği 200 bin doları Bayar’ın borcu karşılığında Barış Güler’e verdiğini iddia etti. Sarraf, İran’ın Türkiye’deki rezervlerinin altın ihracatı yöntemi ile çıkarılmasına yol verilmesi karşılığında Halk Bankası’ndaki İran parasının 0.05’ini rüşvet olarak Zafer Çağlayan’a ödenmesinin söz konusu olmadığını, kendisinin sadece Halk Bankası’nın resmi komisyonlarını ödediğini anlattı.
Balkan Üniversitesi’ne destek amaçlı 500 bin Avro bağışta bulunduğunu öne süren Sarraf, “Ben Egemen Bağış’a da ağabeyimin Türk vatandaşlığına geçmesi için ve diğer işlemler için komisyon veya rüşvet vermiş değilim. Neredeyse bütün kabineye kişi başı 500 bin verdiğimi iddia edecekler” dedi.
Zafer Çağlayan’ın bir kez evlerine geldiğini anlatan Sarraf, “Evde yeni aldığımız piyanoyu görünce merak etti sordu. Ben kendisine Umut Bey’in telefonunu verdim. O da yerini söylemiş. Ödemeleri de kendileri yapmışlar. Benim ödemem söz konusu değildir” iddiasında bulundu.
Güler: Bize borcu vardı
Rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek suçlamasıyla tutuklanan İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler ise Rıza Sarraf
ile tanışmasının, akrabası Rüçan Bayar’ın Sarraf’ın yanında çalışmasıyla gerçekleştiğini anlattı. Güler, akrabası Bayar’ın kendilerine olan borcunu
Sarraf’ın priminden keserek ödediğini savundu. Güler, olayı şöyle anlattı:
“Rüçan Bayar daha önce iflas etmişti. Bizim onda ailemize ait paramız vardı. İflas edince bizim paraları da ödeyemez oldu. Aradan bir süre geçtikten sonra kendisinin Rıza Sarraf’ın yanında maaş artı prim şeklinde çalıştığını öğrendim. Kendisiyle görüştüğümüzde primlerinin kesilerek borcunu ödeyebileceğini söyledi. Toplam alacağımızın yüzde 10’unu ancak alabildik. Kendisi Rıza Bey ile konuşmuş. Rüçhan Bey’in priminden kesilmesi şartıyla Rıza Bey bizim alacağımızı kısmen ödedi.”
Babamla çok az konuşurum
Bayar’dan alacağının karşılığı olan Sarraf’ın yaptığı ödeme dışında para almasının söz konusu olmayacağını aktaran Güler, “Sadece havayolu ile seyahat eden birisi olarak kayıtlar incelendiğinde babam ile ne kadar az görüştüğüm ortaya çıkacaktır” dedi.
‘Tamamen hayırseverlik’
Rüşvet almak suçundan tutuklanan Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan, Rıza Sarraf’ın yaptığı çalışmalar ile ülkeye altın ticaretinden 3.5 milyar dolar para kazandırdığını ifade etti. Aslan “Buna engel olmak isteyenler bellidir” dedi.
Aslan kendisine yapılan para teslimatlarının tamamen bağış ve hayırseverlik kastı ile olduğunu öne sürdü. Rıza Sarraf’ın hayırsever bir kişiliği olduğunu ve hayırlara vesile olmak istediğini söyleyince aklına mezun olduğu Çorum Osmancık İmam Hatip Lisesi geldiğini anlatan Aslan “İhtiyaçları ona aktarınca ‘masrafları ödemeye hazırım’ dedi. Milletvekilimiz C.B’ye durumu bildirdim. 7 milyon TL’nin hayır amaçlı biriktiğini ve hazır olduğunu söyledim” dedi.
Makedonya’daki Uluslararası Balkan Üniversitesi’nin mütevelli heyeti başkanı olan H.B. isimli İstanbul milletvekilinin “Türkiye’de bağış var. Makedonya’ya iletmekte zorluk çekiyoruz” diyerek kendisinden yardım istediğini aktardı. Evdeki para yardımdan artmış Milletvekilinin oğlu aracılığıyla 1 milyon 950 bin Avro’yu fiziki olarak kendisine teslim ettiğini anlatan Aslan, “Bunun ilk 450 bin Avro’sunu göndermekte zorlandık. Bu süreç içerisinde bu para da bende evde kaldı. Çünkü bankaya herhangi bir kasaya koyduğumuz zaman kimin adına ve niçin konulması gerektiğini tutanakla belirtmemiz lazım” dedi. Evde bulunan ve soruşturmaya konu olan 1 milyon Avro’nun bağıştan kalan para olduğunu savundu.
Aslan, yine bu üniversite için Rıza Sarraf’ın hayır yapmak istediğini ve 500 bin Avro’yu kendi imkânlarıyla oraya gönderdiğini, geri kalanını göndermekte zorlandığı için kendisinden yardım istediğini öne sürdü. Üniversiteye bağış göndermek için Sarraf’ın paraları kendisine teslim ettiğini kaydeden Aslan, “Bu paraların Makedonya’ya neden gidemediğine ilişkin tüm yazışmalar ve değerlendirmeler bankadaki kayıtlarda mevcuttur. Şu anda el konulan paranın 2 milyon Avro’su Balkan Üniversitesi için verilen paradır. Geri kalan para da imam hatip lisesi için ayırdığımız paradır” dedi. Aslan, bir folyo içinde el konulan yaklaşık 20 bin Avro’nun da yurtdışı görevlerindeki harcırahlardan biriktirdiği para olduğunu belirtti. Aslan, hiçbir şekilde sahtecilik yapmadığını savunarak Sarraf’a verdikleri kredilerin de usulüne uygun olduğunu söyledi.