Bağış: Rüşvet iddiası alçakça bir iftira
17 Aralık soruşturması sonrası bakanlık görevinden istifa eden Egemen Bağış, fezlekedeki iddialarla ilgili konuştu.
cumhuriyet.com.tr
İşte Bağış'ın TBMM'deki konuşmasından satır başları;
Aradan geçen süreçte herkes konuştu biz sustuk. Artık susmayacağız yutkunmayacağız. Bize bu kumpası kuranlara karşı mücadelemizi milletimizle sürdüreceğiz. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkacak. Bu kardeşiniz başörtüsü ile ilgili bir soruya
‘millet neyse vekili de o olmalı’ dediği için yargılandı.
"İNANCIMIZ SORGULAMAK İSTEDİLER"
"İNANCIMIZ SORGULAMAK İSTEDİLER"
Ne garip bir çelişkidir ki dün bize irticacı damgasını yapıştırmak isteyenler bir kaset üzerinden bizim dini inancımızla sorgulamak istediler.
20 yıllık arkadaşımla yaptığım telefon görüşmeyi arşivden çıkarıp montajladılar ve benim imanımı sorgulamak istediler.
O gün açıkladım bugün bir kez daha açıklıyorum o kayıt aleni bir montajdır.
''RÜŞVET İDDİASI ALÇAKÇA KURGULANMIŞ BİR İFTİRA''
Avrupa’da dinimize dil uzatmaya kalkanlara gereken cevapları verdiğimiz bilen bilir. Bilmeyen de kendi gibi bilir.
Türkiye Ulusal ajansında yolsuzluk yaptığını iddia ettiler. Buna dayanarak AB’nin Erasmus programını askıya alacağını söylediler. Hiçbir usulsüzlük olmadığı AB tarafından da iddia edildi.
Hamdolsun hayatım boyunca kimsenin başını öne eğdirecek hiçbir şey yapmadım, yapmam.
Şahsımın bir iş adamından üç kere rüşvet aldığı iddiası alçakça kurgulanmış bir iftiradan ibarettir.
Reza Zarrab’ı beş yıldan bu yana tanırım.
Reza Zarrab’tan 3 kere de 1,5 milyon dolar rüşvet aldığım iddiası külliyen yalandır.
Zarrab’ın babasına, İtalya vizesi alma karşılığı 500 bin dolar rüşvet almışım.
Çalışma hayatım boyunca çok sayıda kişinin vize almasına yardımcı oldum.
Vize için yardımda bulundum ama vizeye başvurmadılar bile.
Bir etkinlikte karşılaştığımızda otel yapmak için bina satın aldığını söyledi. Ben de hayırlı olsun dedim. Başka hiçbir irtibatım olmadı.
Zarrab’ın aleyhinde yapılacak bir haberin engellediğim için Zarrab beni telefon aradı bir şikayeti bildirmek üzere. O gün Yunanistan’daydım. Bana dedi ki bir gazeteden beni arıyorlar, 1 milyon dolar vermezsen senin hakkında haber yapacağız dediler.
Bununla ilgili kiminle konuşulabilir dedi.
Ben de bahsettiğiniz kişileri tanımıyorum ama Hüseyin Çelik’i arayabilirsiniz dedim ve o kişilerin önünde Hüseyin Çelik’i aradım.