Babalara Bu Denli Merak!

cumhuriyet.com.tr

Hep merak eder, düşünürüm. Neden toplumumuzda insanlar güç figürlerini kendi arar konuma geldi? Çok yaygın ve yerleşik hale gelmiş güç tapınmacılığının nedenleri nelerdir? Kurtar bizi baba, Hakkı babanın yeri, Müslüm baba, baba öğretmen gibi deyimlerin yabancısı değiliz. Bugün ülkemizde babalara, kurtarıcılara duyulan ilgiyi ailede verilen korku ve güç odaklı eğitimde, terbiyede aramalıyız. Neredeyse güç figürlerine bağımlılık söz konusudur. Aslında güç tapınmacılığı öğretilmektedir.

Eğitim özde bir ilişkidir. İlişkilerimizde bağlanma sorunları yaşayan bir toplumuz. Yaşamın her alanında ne bağlanmayı becerebiliyoruz ne de ayrılmayı, özerk birey olmayı. Okulda olsun, ailede olsun verilen eğitim bireyin kendine yetmesini, kendi farklılığıyla yaşamda varoluşunu gerçekleştirmesini sağlayamıyor. Bizde eğitim denince farklılaşmayı sağlama yerine benzetme, hizaya getirme, burnunu sürtme ve asıp-kesme olarak algılanıyor.

Eğitimin amacı çocuğun etki alanını genişletmesine olanak sağlamadır. Bu gerçeğe rağmen okulda öğretmen, evde ana-baba bu yönde eğitiminden sorumlu olduğu kişilere destek olacakları yerde, kendi yetki alanlarının genişlemesini sağlayan tutumlar içine girebilmektedirler. Onları anlamaya çabalamaları gerekirken, yetişkinler kendi güçlerini sınama ve gösterme peşine düşünce, eğitimin içine bolca korku ve şiddet sinmektedir. Eğitim çoğu kere yetişkinlere tanınan bir keyfiyet olarak da algılanmaktadır.

Genç otoriteye bağımlı hale getirildiğinde yaşamda etkin bir varoluş sergileyememekte ve bunu ilerideki yaşantılarına da taşımaktadır. Toplumda en küçük birim olan ailede kaybedilen demokrasinin toplumda olabileceğini düşünmek saflık olur. Yanlış eğitimin kurbanı bütün bir toplumdur. Kendi gücünün farkında olmayan, kendi dışında güç odakları arayan, inisiyatif kullanamayan, çevresinde olup biten olumsuzluklara karşı kör ve sağır olan, tam bir teslimiyet tutumu gösteren insanlar giderek artıyorsa suç kimin olacaktır? Böyle toplumsal riskler oluşturan eğitim anlayışından ne zaman vazgeçeceğiz?