Babacan: Vergileri artırmayı düşünmüyoruz
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, vergileri artırmayı düşünmediklerini ve düşünmeyeceklerini, ayrıca fon yöneticilerinin İstanbul'da faaliyet gösterdiklerinde gelir vergilerini sıfıra düşürdüklerini söyledi.
cumhuriyet.com.trBabacan, Dünya Ekonomi Forumu kapsamında düzenlenen oturumda, Avrupa'daki krize işaret ederek, birçok gelişmiş ülkede kamu borçları, kamu açıklarının giderek daha fazla vergiyle sonuçlandığını, bunun sonucunda da birçok Avrupa ülkesinin vergileri ve maliyetlerinin yükseltmeye çalıştığını söyledi. Gelişmekte olan birçok piyasada ve Türkiye'de, kamu açığının düşük, borçların az olduğunun altını çizen Babacan, "Dolayısıyla vergileri artırmayı düşünmüyoruz ve düşünmeyeceğiz. Hatta tam tersini düşünüyoruz. Örneğin fon yöneticileri İstanbul'da faaliyet gösterirlerse gelir vergilerini sıfıra düşürüyoruz. İstanbul'da işlemlerini yaparlarsa. Burada kaybettiğimiz vergi zaten çok az birşey. Bizi üzmüyor. Bunun gibi cüretkar adımları atacağız. Biz hükümet olarak sadece güvenilir, güçlü bir zemin oluşturmakla mükellefiz. Maliyetleri, vergileri düşük tutmalı, altyapıya ilişkin destekleri sağlamalı, engelleri kaldırmalıyız ki mevcut potansiyel en yüksek seviyede kullanılsın" dedi. Babacan, hükümetin Meclis'e gönderdiği sermaye piyasalarına ilişkin yasa taslağının da yakında yürürlüğe girmesini beklediklerini dile getirdi.
"Cari açıkta bu yıl yüzde 7-8 tahmini var"
Cari açık konusuna da değinen Babacan, bu konunun Türkiye'nin dış dengelerini iki konudan etkilendiğini söyledi. Bunlardan birinin büyüme ve iç tüketimle alakalı olduğunu, diğerinin de yapısal unsurlardan kaynaklandığına dikkati çeken Babacan, bu konuda iyileştirmeler için öncelikle iki yıl önce bankacılık politikalarını güçlendirdiklerini, sıkılaştırdıklarını ve bankaların fazla borçlanmasını engellemeyi amaçladıklarını, ayrıca büyümeyi daha sürdürülebilir kılan unsurları da seçtiklerini vurguladı. Bu kapsamda dış dengesizlik için yapılan çalışmaların sonuç verdiğini söyleyen Babacan, böylelikle cari açığın yüzde 10'a indiğini, 2012 yılı sonunda ise yüzde 7-8 olması yönünde tahminlerin bulunduğunu, cari açığın kademeli olarak azalacağını söyledi. Hükümet olarak mali açıdan son derece temkinli olduklarını dile getiren Babacan, ayrıca son derece sıkı politikaları bulunduğunu, hızlı ve kormadan hareket edebilen kurumların olduğunu söyledi. Babacan, Türkiye'nin AB üyelik sürecini de değerlendirirken, bu konuda inanç ve kararlılığın çok net olduğnun altını çizdi.
Babacan, Türkiye'de yaptıkları her şeyin etki yarattığını, halk ile hükümet arasında karşılıklı bir güven zemini oluştuğunu ve halktan artan bir destek gördüklerini söyledi. Hükümetin doğru bir denge kurabildiğini ve farklı etnik gruplara, mezheplere ve dini gruplara aynı mesafede durmanın dini özgürlüğü de beraberinde getirdiğini kaydeden Babacan, şöyle devam etti:
"Bütün bu kombinasyonu düşündüğümüzde aslında sahiplendik halkımızı siyasi partimizle. Hükümetimiz de bunu yaptı. Türkiye'de biz çok farklı etnik gruplardan gelen insanların mensup olduğu partilere sahibiz. Kürtler de dahil olmak üzere. Bence uyguladığımız sosyal politikalara, dezavantajlı olan gruplar için uyguladığımız politikalara baktığımızda, durumun iyileştiğini görüyoruz. Orta kesimin de artık ayağa kalkmaya başladığını görüyoruz."
"Muhalefet ülkenin sahibi oymuş gibi davranıyor"
Babacan, oturum sırasında, Yeşiler Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir'in, "Türkiye'de muhalefet yok" yönündeki eleştirilerini, yapılan birçok analize göre hükümetlerinin, ikitardaki muhalefet olduğunu söyledi. Türkiye'deki muhalefet partisinin ise aslında iktidardaki siyasi parti gibi davrandığını söyleyen Babacan, "İttifaklar oluşturuyor, zımni biçimde orduya, benzer kurumlara destek veriyor. Muhalefet sanki ülkenin sahibi oymuş gibi davranıyor. Biz kendi muhalefetimizi kendimiz oluşturduk. Kendimizi eleştirmeye, geliştirmeye çok açıktık. Bu da muhalefete fazla yer bırakmadı" ifadelerini kullandı.