Aziz Yıldırım resmen teklif yaptı ama Advocaat...

Fenerbahçe asbaşkanlarından Şekip Mosturoğlu Fenerbahçe Tv'de, pazar akşamı oynanan Beşiktaş - Fenerbahçe derbisi, Robin van Persie, Advocaat ve naklen yayın ihalesi ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

cumhuriyet.com.tr



İşte Şekip Mosturoğlu'nun açıklamaları:

“TFF ve Hukuk Kurulu’nda görev yaptım. Sevk konusunda çalışmalarımız oldu. Raporlar toplanır, disiplin ihlali olanlar tespit edilir. Biz o zaman kurul olarak toplanıyorduk. Gerekirse görüntü ve sesler de delil olduğu için yayıncı kuruluştan talep edilir. Ayrıca olay yerine gidilir inceleme yapılır. Neticede futbolun yargılaması, kısa süre içinde oluyor. Belli kriter ve kuralları var. Saha olaylarında hakemin raporu, saha dışında ise temsilcinin raporları esas alınır. Çelişki var ise ek rapor tekrar alınabiliyor.”

KAMUOYU TEPKİSİNE GÖRE BELİRLEMELER YAPILIYOR

“TFF, son yıllarda o gece yayınlanan televizyonlardaki eğilimlere, sosyal medya ve kamuoyu tepkisine uygun olarak da zaman zaman belirlemeler yapıyor. Doğru mu? Bu bana göre doğru değil. Kararlar bağımsız olarak verilmeli. Ama neticede top benim, topla oynanmasına karar veren benim diyebilir. Bunu derse, kuralın dışına çıktığı için tartışılacak kararlar çıkar. Ne kadar sık bunu yaparsanız sisteme güven azalır. Ardında başka sebepler aranır.”


TOSİC'İN SEVKİYLE İLGİLİ ŞÜPHEMİZ VAR


“Çok tartışılan hususlarda TFF’nin de harekete geçtiğini düşünüyorum. Ama yeterli mi değil mi tartışılır. Temsilcilik kurulu, BJK maçında bir öldürme olayı olmuştu. Temsilci talimatına bakın, temsilcilerin yükselme ve cezalarıyla ilgili esasları vardır. Ben o dönem komitenin başkanıydım. Temsilcinin raporu namusudur. Eğer bir şey görmediyse temsilci değildir. Tosic ile ilgili bize rapor gelmedi. Gönül ister ki bize de gelsin. Van Persie’nin görüntüden sevk edildiğini biliyoruz. Tosic’in neden sevk edildiğini, bilmiyorum. Eğer temsilci yazdıysa, “Ben gördüm. Tosic, akredite alanda bulunuyordu” ama kartını görmedim deme şansı yok. Futbolculara, hakem tarafından kırmızı kart verildiğinde idari tedbir uygulanmaya başlanır. Akredite alanlara girememe müeyyidesidir bu. 95/2 ne diyor? Men cezası alan futbolculardan bahsediyor. Tosic’in soyunma odasına da girmesi ceza gerektirir. Aslında bu, Tosic’e uygulanacak bir madde değil. Temsilci raporunda yok ise bu görüntüden ceza verilir mi? Tosic’in görüntülerinin izlendiği ama akreditasyon kartının görülmediği şeklinde haberler çıktı. Hiç kimse bu konuyu konuşmadı.”

TEMSİLCİ TOSİC'İN FOTOĞRAFINI NİÇİN ÇEKMEDİ?

“Daha vahim olaylar var. Tosic’in burada olmasıyla soyunma odasında olması arasında bir fark yok. 95/2 bence yanlış olmuş. Olması gereken neydi? Tosic’i orada gördüyse akreditasyonu da görmesi lazımdı. Bir spor hukuku ağabeyimle konuştum. O da Beşiktaşlı. Futbolcunun üstüne akreditasyon kartı var. Kolye mi takıyor, atkı mı takıyor… Başka bir şey mi göremedim dedi. Ben sponsor ismini görüntüden okuyorum. Tosic’e sadece temsilci raporunda varsa ceza verilebilir. Fakat bu görüntüyü temsilcinin görmeme ihtimali yok. Boynundaki akreditasyon kartını da görmüş olmalı. TFF, kayıt yapabilen makinalar da dağıttı. Temsilcinin bu fotoğrafı çekmiş olması lazım. “

O TEMSİLCİYLE YOLLAR AYRILMIŞSA...

“Hakem Tosic’i kavgadan dolayı atmış. Burada durması başka olaylara da sebebiyet verir. Hasan Çetinkaya, Tosic’in alanda olduğunu söyledi ve Tosic uzaklaştırıldı. Temsilci Tosic’in üstüne hiç mi bakmadı. Temsilci yeterli değilse TFF bu temsilciyle yollarını ayırmalı. Temsilci göreve devam eder ve ceza almazsa kamuoyu tatmin olmaz. Bu tartışma sürer gider. Bunun fotoğrafının temsilcide olması lazım. Çünkü öyle eğitim alıyorlar. Bütün TFF yönetimi değişir ama temsilcilerin başındakiler kolay kolay değişmez. Temsilci bu fotoğrafı çekmiyorsa, üstlerinin amirlerinin bir şey yapması gerek. TFF de çağırır, “Çalışmaların yetersiz. Böyle bir sonuç doğdu, senle çalışmıyorum” der. Böylece TFF de töhmet altında kalmaz.”

ORMAN'IN ÖZRÜNÜ KABUL EDİYORUZ

“TFF bu kupaya, “süt kupası” dendiğinde kalitesinin düşmediğini düşünüyor sanırım. Fikret Orman’ı dinledim özür diledi. Ben kendi adıma özrünü kabul ediyorum. Camiamız eder mi bilmiyorum. Futbolcular, Hasan Çetinkaya kabul eder mi bilmiyorum. Bir maç oynandı ve bir hadise yaşandı. 41. Dakikadan bahsediyorum. Pazar akşamından beri konuşulan konu, 41. Dakikada gelişen şeyler. Eşitleyici adalet diye bir şey yok. Maçın bu noktaya gelmesine sebep olan kırmızı kart hadisesi. Tosic’in cezalandırılması sonrası Van Persie’nin de atılması linç kültürüdür. Van Persie, 41. Maddeden sevk edildi. Kişilik haklarına saldırı, hakaret ve tükürme. Sevk yazısı, görüntüden sevk edildiğini belirtiyor.”

GÖRÜNTÜLERİ DELİL OLARAK KULLANABİLMEK İÇİN...

“Van Persie’nin pozisyonunda bence sarı karttan fazlası çıkmaz. Eğer TFF, 36’dan sevk etse görüntüleri delil olarak kullanamaz. Kullanamayacağı için de 41’den sevk ediyor. Emre Aşık ile Nobre arasında geçen bir hadise vardı. Uygun olmayan bir hareket yapmıştı Emre. Emre 3 maç ceza aldı Tahkim kaldırdı. Nouma’yı temsilci rapor etmişti. Emre’nin kafa kesme hareketi, Meireles’in pozisyonu. Görüntüler, hep tartışmalar neticesinde olacaksa farklı kararlar çıkar. Burada bir sistem eksikliği var. Başkan da görüntülerden sevk edilmişti. Cep telefonu kaydıyla disipline sevk yapılamayacağını Hukuk Kuralı bilmiyor mu? Bilmiyorsa burada bir eksiklik var. Sosyal medyadaki tartışmayla sevk yapılıyor. Van Persie’nin şu hareketi, sportmenliğe aykırı harekettir ve görüntüden sevk yapılamaz. Dil hareketiyle biten pozisyonu. Yan hakem kaç metre uzağında? 3-4 metreden görmüyor mu Van Persie’yi? Hakeme niye haber vermiyor? Hakem görmedi diyorlar, yan hakem de görmedi mi? Bu görüntüye bakarsanız 41. Maddeden de sevk edilemez. Hakem görmüyor deniliyor. Hakemin görmediğini net şekilde görebiliyoruz. Kamuoynun gördüğü birşeyin aksi kamuoyunu zedeler.”

VAN PERSİE'YE CEZA VERİLMEZ

“Sevk maddesi 41 değil, 36 olmalıydı. Adaletin ayarını bozan uygulamalar var. Tartışmaya açık. Bu görüntüyü seyrettiğimde yan hakemin gördüğünü gördüm. Takdir kamuoyunun. FIFA’nın uygulamaları değil, keyfi uygulama varsa orası başka. Bu görüntülerden Van Persie’ye ceza verilemez.”

YAYINCI KURULUŞA ELEŞTİRİLER

“Gündüz maç uygulanması kupada da yapılabilir. Yayıncı kuruluş kupaya çok önem veriyor. Sonra ne oluyor? Maç oynanıyor 4 dakikada yaşanan bir olay oluyor. Hakem değilim. Fikrim var ama yarın bu tartışılır. O yüzden söylemeyeceğim. Bir olay olduğu belli. Sonunda Tosic’in yaptığı hareket. O andan itibaren yayıncı kuruluşun markasını korumayı, bunu ikinci plana atması gerektiğini düşünüyorum. Maçın anlatımı, yorumu… BBC çekse ve siz oradan almış olsanız başka olurdu. Organizasyonun sahibi bu. TFF, yayıncıya markanın korunması için talimatlar veriyor. Fikret Orman’ın “Süt Kupası” tabiri ne kadar yanlış ise yayıncı kuruluşun bu olayları öne çıkarması da bir o kadar yanlıştı. Yayın hakkını korumak için bir takım uygulamalar olur. Bir olay varsa görüntü çekilir. Maç oynanırken bu görüntüler fazlaca verilmez. Maç başladı, bütün konu 4 dakikalık kavgaya endekslendi. Yayıncının kendi ürününü nasıl korumadığını anlamadım.”

ZLATAN-SKRTEL ÖRNEĞİ

“Fikret Orman güzel bir şey yaptı. Demek ki kötü bir şey var. Daha önce hiç futbolcular didişmedi mi, kavga etmedi mi? Zlatan ile Skrtel arasındaki olayları hatırlayın. Niye birbirine yumruk atmadılar? O da üst düzey bir maçtı. Niye kaos ön plana çıkarılmadı? Futbolcu kırmızı kart görüyor kendini kontrol edemiyor. İdari menajerin kafasına madde atılıyor. Eski futbolcunuz, taraftarın sevgilisi olmuş o futbolcu arkadaşına küfrediyor ve üzerine saldırıyor. Fenerbahçe olmasa hiçbir şey yaşanmayacaktı, öyle mi? Özür dilemek erdemdir. Fikret Orman’ın özrünü kabul ediyoruz. Ortada kötü bir fotoğraf var. Oğuzhan ve Van Persie, hiç mi bu tip şeyler yapmadı. Kendi yaptıklarıyla ilgili çok mu mutlu futbolcu? Aynı şey Van Persie için de geçerli.”

GÜNEŞ VE KJAER OLAYI

“Sevk yazısını okuyunca hafif tebessüm ettim. Şenol Güneş’in görüntüsünü izlerken inanamadım. Ne oluyor dedim? Şenol Güneş’in Tamer Tuna’ya yaptığı hareket uygun mu? Kjaer’nin ağzını tuttuğu için sevk edildiyse ağırdır. TFF, bizimle bu raporu paylaşsın. Sayın Şenol Güneş maçtan sonra konuştu. Tamer Tuna da mı konunun dışında. Görüntüler ortada. TFF çıkar temsilci raporunda bu yazmıyor der ve temsilciye teşekkür edilir yollar ayrılır. Bunların konuşulması bizi üzüyor. Fikret Bey kendisi de kabul etti ve özür diledi. Konu yönetim açısından kapandı. Bu hareketler yakışıyor mu?”

BU BİR GÖZ BOYAMADIR

“Tribünlerde merdiven boşlukları dolu. Açık olan yerler de var. Sezon başında Riva’da bir toplantı yaptık. Ben gittim kulübü temsilen. Konuşulan konulardan biri de marka değerinin yükseltilmesi için teknik olarak yapılacaklar konuşuldu. Saha zemini bozulması konusunda bazı şeyler söyledik. Fikirlerimi söyledim. Geçen sene bizim merdiven boşluğu konusunda defalarca sevk var. Beşiktaş’ın tüm maçlarında ihlaller vardı. Temsilciler sadece bizim maçlarda mı bakıyor merdiven boşluklarına? Göz zevkini de bozuyor. Temsilciler bazen dikkat ediyor, bazen etmiyor. Bu sezon zaman zaman çok iyi. Bu maçta da iyi. Temsilci, merdiven boşluğunu rapor ediyor. Ama akreditasyonu görmüyor. Bu göz boyamadır.”

TEMSİLCİLERİ RAHATLATIN

“Temsilcinin üstünde çok yük mü var? Göremiyor mu? Adamın elinde bir not defteri, sürekli notlar alıyor. Kafasını kaldırmıyor. Üstündeki bazı yükleri kaldırın o halde. Temsilci, merdiven boşluğunu görüp akreditasyonu göremiyor. Bu nasıl iş? Hangi kulübün taraftarı ne kadar küfretmiş, saniye saniye not edeceğine böyle şeylere baksın. Temsilci, kim ne yapmış ona baksın bence.”

YAYIN İHALESİ KONUSU...

“Şahsen şartname konusu beni üzdü. Fenerbahçe’nin temsilcisi diye adlandırıldım. İsmim de söylenmedi. Televizyon programları bazen tek taraflı oluyor. Ben bir toplantıya katıldığımda not defterime not alırım. Not almadığım hiçbir toplantı yoktur. Daha sonra oturur onu rapor haline getirir ve başkana veririm. Yayın ihalesi de başkanın en önem verdiği konulardan. Elimde de duruyor şu an. Mesut Bey’e de yolladım. Aramızda tartışma var görüntüsünü yaratmaya bile gerek yok ama böyle bir durum var demiştim. Hiç konuşmaya gerek olan şeyler değil. Tanıtım yapıldı, ihaleye çıkacak yayının paketleri tanıtıldı. Minimum 3 yayıncının alabileceği bir paketleme sistemi vardı. Şartnameyi bilmediğimiz o kadar net ki… A yayıncısı, B yayıncısı, C yayıncısı… Bugün ihalenin formatına bu uyuyorsa biz gördük şartnameyi. Hiçbir şey anlatılmadı ki. İhale şartnamesi falan yok. Slayt gösterimi yapıldı. 8 tane slayt vardı. Hiç kimse benim kadar not etmedi sanırım. Kaçıran kulüp başkanları olmuştur. Bunun bize dağılıtıp dağılmayacağını sorduk sonra verildi. Ama bir güvensizlik oluştu. Adanaspor Başkanı Bayram Akgül, bu şartlarda bu dosyayı almak istemem dedi. Toplantı nasıl bitti? Kulüplerin, 3-5 gün sonra fikirlerinin alınması istedi. Fikir istiyorlar. Ben 5 sayfaya yakın bir düşünceyi kulübe yolladım. Başkan da ilave etti. Biz ihale şartnamesini bugün bile görmedik. Elimde toplantı noktaları var ama burada anlatamam. Tek taraflı yayınlı yapan insanlar, yalan söylüyorlar. O toplantıda konuşulanlarla ilgili her şeyi not ettim. Fakat şartnameyi görmedim. Kim, benim şartnameye gördüğümü söylüyorsa yalan söylüyor. O günkü kur ile bugünkü kur belli. O kurun altında bir rakam verilmişse başkan nereden bilebilir? Fenerbahçe’nin imzasına gerek yok diyorlar, o zaman niye bizden muvaffakat isteniyor? TFF’yi yetkilendiren kulüplerdir. Bunu sistem içinde kararlaştırsak kulüplerle paylaşsak kötü mü olur? TFF’ye yazı yazdık. Bize sözleşmeyi yollayın diye noterden ihtarname de yolladık. Bu gizli bir belge mi? TFF, kulüplerin vekili. Bunlar gizlenebilir mi? Gizlilik anlaşması var falan… Şeffaflık, hesap verilebilirlik olmayacak mı? Bunları sorunca bu suç mu?”

DÖVİZ KURU İKİ TARAFLI DA ZARAR VERİYOR

“Kur iki yönlü de enteresan sonuçları olan ekonomik bir araç. Kur yükselince giderlerimiz yükseliyor. Sporculara döviz bazlı ödemeler yapılıyor. Kur düşünce kulüplerin geliri düşüyor. Kur, iki taraflı da zarar veriyor. Biz bunu, UEFA’ya sunum yaptık. Bu sezonun başında anlaşma gereği gelir ve gider bütçesi verildi. Kur ile birlikte sapma oluştu. Zarar oluştu. Kur kestirilemeyen bir şey. Biz UEFA’ya yazdık, TFF’yi bilgilendirdik. Kadir Kardaş ve Hüsnü Güreli’yi de bilgilendirdik. Fakat; kur zararı kulüpler üstüne ekonomik kayıplara sebebiyet veriyor. Türk futbolcuları da yabancıları görüp aynı şartlarla anlaşma yapmak istiyor. Kur, kulüplere sıkıntı veriyor. Mesela ; stadyum ile ilgili dolar bazlı çalışıyoruz. Döviz bazlı sözleşmeden doğan sıkıntılar da olabiliyor. Amatör sporlara kaynak aktarımı var. Bir açık oluşuyor elbette. Arayışımız bu konuda sürüyor. Uygun bir çözümle aşılabilecek diyebiliriz. Ama bu durum kulüplerin belini büküyor.”

YETERLİ TEMİZLİK YAPILDIĞINI DÜŞÜNMÜYORUM

“Bir kişi var. TFF ile ilişkisi kesildi. Ama hakkında hakkında hiçbir işlem yapılmadı. O örgütle bağlantısı olduğu için sistem dışında ama hakkında hiçbir işlem yapılmamış. TFF bir bölgesel bazda örgütlenmiş bir teşkilat. Hakem dernekleri, gözlemciler var. Spor yazarlarının bir örgütlenmesi var. Tahminen 10 binden fazla çalışan var. Bu sektörde örgütle alakalı kişilerin tespiti yapıldı mı? Kamuoyu sorar bunu. Görevden uzaklaştırdın ama hakkında işlem yapmıyorsun. Başkan bunu anlatıyor. Sonra başkan TFF’yi eleştiriyor diye ceza alıyor. Başkan bu tespitleri Fenerbahçe için değil Türk futbolu için yapıyor. Bunları buraya kim almıştı? Kim istihdam etti? Onların hiç mi suçu yok? Bunları alan adamın hiç mi sorumluluğu olmayacak mı? Adam orada duruyor. Samimiysek o temizliği düzgün şekilde yapacağız. Ben de neler olacağını çok merak ediyorum. Fakat yeterli bir temizlik yapıldığını düşünmüyorum.”

SİLİVRİ'DEKİ DAVA İÇİN...

“3 tane futbolcu ile ilgili iddianame hazırlanmış. 3 futbolcu ile iş bitiyor mu? Öyleyse çok steril kalmış. Örgüt ile finans kurullarıyla ilişkileri incelenmeli. TFF eğer niyetliyse göstermesi lazım niyetini. Onlarla ilgili gerekli suç duyurusu yapması lazım. 20 Şubat’ta dava olacak. 5 gün olacak. Dün Silivri’ye gittik. Duruşma salonunu gördük. Duruşmanın izlenmesinde bir kısıtlama var. Çok büyük bir katılımın sağlanacağı bir mekan değil. Gönül veren taraftarlar dışarıdan destek verebilir ama… Hava şartları biraz problem olabilir. Taraftarlarımız, davaya inananlar, gönül verenler mağduriyet yaşamamak için gelip kendilerini zorlamasınlar.”

İLHAN BEY, ŞENOL GÜNEŞ'E SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

“İnsanlar ağızlarından çıkanları biraz düşünmeli. Tapeler üstünden hesap görmek isteyen herkes gelebilir. Davaya katılabilir. Yeri orası. Cesareti, yüreği olan varsa gelir. Ben, FETÖ-PDY’nin yanında tavır aldım der. Ama bunun hukuki sonuçlarına katlanır. İlhan Bey suç duyurusunda bulundu. Sosyal medya kısmı da çok önemli. Görünce 100 kişiyi savcılığa verdik. Sonra anneleri, babaları arıyor. Yapmayın etmeyin diyorlar. Ama terör örgütlerinin hesapları var. Bu yaşananların hukuki sonucu var. Bunları insanların düşünmesi gerekiyor. Herkesi bulabilirler. Çok önemli bir işadamı var. Türkiye’de ticareti var. Devlet ile iş yapıyor. Cumhurbaşkanına sallıyor. Ama adım çıkmaz zannediyor. Götürünce farkına varacaklar. Kişilerin IP hesabı üstünden herkese ulaşabiliyorlar. Bu bir dava. Bu taraftarlıkla, sallayarak falan olmaz. Küfür ediyorlar, beni bulamazlar sanıyorlar. Bunların bir sonucu var. Adliye var. Bunun yeri orası. Tazminat konusuna gelelim. Bu süreç 5 yıldır devam ediyor. Tazminat sürecine gelmesi 3-5 yılı bulur. Fenerbahçe uğradığı zararları talep edecek. Maalesef önümüzde 3-4 sene daha sürecek gibi görünüyor.”

FETÖ'YÜ AKLAYANLAR VAR

“İnanın ki kurumsal refleksler farklı. Yalnızız. Nöbetçi mahkeme arayıp, yayın yasağı kararı aldırmaya çalışıyorum. Böyle şeylerle uğraşıyoruz. Bir de taraftara anlatmak durumundasın. Taraftarlar, sportif alana dönmeye engel olan 3 temmuz sürecini unutmamalı. Uluslararası mahkemelerde FETÖ’yü aklayanlar var. Bunlar siyasi destek görüyor. Bazen niye mücadele ediyoruz biz, diye üzülüyoruz. Enerjimiz böyle şeylerle tükeniyor. Oysa daha iyi şeylerle uğraşabiliriz. Tek başına kalınca bu işler daha da zorlaşıyor. Ama biz Fenerbahçe’nin mücadelesini hiçbir zaman bırakmayacağız.”

FİKRET ORMAN GİBİ BEN DE ÖZÜR DİLİYORUM

“İletişim konusunda sıkıntılar yaşandığı olabiliyor. Bazen şikayetler geliyor medya mensuplarından. Bu konuda çalışmalarımız var. Taraftarlarımız da bilgilenmek istiyor. Türkiye çok önemli bir süreçten geçiyor. Söyleyeceğimiz şeyler insanları ayrıştırabilir. Fenerbahçe ile Beşiktaş ilk kez karşılaşmıyor. Rakibimiz ezeli rakibimiz ama ebedi dostumuz. Ama bu dönemler, şaka noktasında kalacak dönemler olmalı. Kavga boyutuna gitmemeli. Sporu birleştirici olarak görmeli. Ben de kendi adıma özür diliyorum. Payım varsa tıpkı Fikret Orman gibi ben de özür diliyorum. Yayıncı kuruluş da markasına, marka değerine sahip çıksın. Biraz daha bu dönemi daha birlik ve kardeşlik içinde geçirelim. Mesela deplasman yasağının kalkması harika bir şey. Taraftarın büyük maçlarda yeri var. 12 numara boşuna denmiyor. Taraftarlarımızın, maçın kaderini belirleyen bir etkisi oldu. Kavga-dövüş olmadı. Bu kadar gerilimli bir maçı seyrettiler. Demek ki taraftarlar, Türkiye’de yaşanan sürecin farkında. Taraftar grupları birlikte yemek yiyorlar. Alış-veriş içindeler. Doğru yapıyorlar. Taraftarlar ilgili bizim de yapacağımız şeyler var. İnşallah hayata geçireceğiz.”


FENERBAHÇE'DEN ADVOCAAT'A YENİ SÖZLEŞME TEKLİFİ

Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, Hollandalı teknik adam Dick Advocaat'a yeni sözleşme teklif edildiğini açıkladı. Mosturoğlu, FB TV'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe Asbaşkanı, sözleşmesi sezon sonu sona erecek Dick Advocaat'a yeni bir teklif götürdüklerini söyledi. 

Mosturoğlu, Başkan Aziz Yıldırım'ın Advocaat'a 1 yıllık teklif götürdüğünü belirterek, "Advocaat bunun kolay bir karar olmadığını ve düşüneceğini söyledi" dedi.

Kupada oynanan olaylı Beşiktaş derbisinin ardından Hollandalı teknik adamın sezon sonunda takımdan ayrılacağı yönünde haberler çıktığını hatırlatan Mosturoğlu, "Düşünmek lazım, Van Persie ve Advocaat gibi isimler Türkiye’ye gelmezse kim gelecek" diye konuştu.