Aytül Akal'dan 'Süper Çocuklar' serisi
Aytül Akal “Süper Çocuklar” serisini, duyular ve farklılıklar üzerine temellendiriyor.
Mavisel Yener
Süper Çocuklar serisinde, üç çocuğun maceraları merkeze alınsa da arka plan bilimsel gerçeklerle örülmüş. Her birinin farklı bir özel yeteneği olan, bu sayede olayları çözebilen bu çocuklar, farklılıklarımızla birarada yaşamanın derin anlamını yansıtan semboller.
Serinin dikkat çeken özelliklerinden biri, okuru deneysel düşünmeye davet etmesi. Deneysel düşünmenin gerektirdiği cesaret, pratiklik, sonuçsuz girişimleri de kabullenebilme, çok yönlü bakabilme gibi özellikler, kitabın kahramanı Süper Çocuklar’ın özelliklerinden. Roman tekniği çerçevesinde baktığımızda karakterlerin hepsinin işlevi dikkate alınarak metinler oluşturulmuş. Gereksiz ayrıntılara, romanı uzatmak için araya tıkıştırılan açıklamalara prim verilmemiş. Bu da Aytül Akal’ın usta yazarlığının ipuçlarından biri olsa gerek.
Akal kitapları, isimleriyle okurun yüreğine seslenir, gülümsetir, meraklandırır. Bu serinin kitaplarının isimleri de öyle değil mi? Akal’ın kıpır kıpır, sarmalayan dilinden satırlar akıveriyor okurun yüreğine, hepsinin kokusu da rengi de var üstelik!
Renk Delisi’nde, Süper Çocuklar Mete, Tuna, Asya birbirleriyle arkadaş olur. Üç kitabın da anlatıcısı Mete’dir. Mete, herkesin özel bir yeteneğinin olduğunu düşünür. Kendisininkini keşfedememiştir. Sınıfa yeni gelen kız Asya, sözcüklerin renklerinden söz edince Mete’nin kafası karışır. Ama çok geçmeden kızın anlattıkları ilgisini çeker. Asya soru sormayı çok seven biridir. Öyle ki yanıtlamadığınızda sizi fena halde bunaltabilir. Tuna, Mete’nin en yakın arkadaşıdır. Aslında onun da bir özel yeteneği vardır ama o bunun henüz farkında değildir. Aklı fikri futbol oynamakta, yemek yemekte olan Tuna da onlara katılır. Tuna’nın kaybolan çantasındaki önemli evrakta ne yazılı? Onun peşine düşen çocuklar nelerle karşılaştı? Asya’nın duyduğu sözcüklerin rengi neden kapkara? Hepsinin yanıtını öğrenirken “Sinestezi” yani duyum ikiliği konusunda da bilgileniriz.
DOĞUŞTAN GELEN YETENEK
Sineztezi, Yunanca kökenli bir kelime olup birleşik duyu (eşduyum) anlamına geliyor. Sinestezi özelliği olanlarda, herhangi bir duyunun uyarımı otomatik olarak başka bir duyu algısını tetikliyor. Daha açık bir deyişle, renkleri duyup, şekilleri tadıp, sesleri koklayabiliyorlar. En sık rastlanan şeklinde kişi, harfleri renk olarak deneyimliyor. Her harf, kişi tarafından farklı bir renk olarak algılanıp kodlanıyor, tıpkı Asya’nın yaptığı gibi! “Herkes birbirinden farklıdır, farklı yetenekleri vardır ama bunu fark etmek kendi elimizdedir,” diyor Aytül Akal. Asya, harfleri ve sayıları herkesin onun gibi renklerle gördüğünü zannediyor. Bunun değişik bir özellik olduğunun farkında bile değil.
Bu seri doğuştan gelen yetenekler ile, beslenip büyütülmüş beceriler konusunda da okurlara tartışma olanağı tanıyor. Becerilerinin olmadığına inandığı için özgüven eksikliği yaşayan çocukların kulağına, herkesin farklı yetenek ve becerilerinin olduğunu fısıldamak için iyi bir fırsat!
Mete, Tuna ve Asya’nın serüvenleri ikinci kitap “Ses Delisi” ile devam ediyor. Süper Çocuklar bu kez bir kitabın peşinde. Daha doğrusu bir kitabın ilk sayfasında gördükleri gizemli notun… Herkesin özel bir yeteneği olduğuna inanan Mete, halâ kendi yeteneğini bulamamış. Bu serüvende komşuları Erhan da var yanlarında. Tuna, Erhan ve Mete bir proje için hazırlık yapıyor. Bilim Kahramanları’na (Ayrıntılı bilgi için www.bilimkahramanlari.org) katılmaya karar vermişler. Bir kitap, bir sahaf ve sonrasında iz sürmeye başlayan çocuklar, okuru merak labirentine çağırıyor. Tuna, olağanüstü yeteneğini henüz fark edememiş olsa bile, okuyanlar hemen anlayacak. Ses Delisi, Aytül Akal’ın hemen her kitabında olduğu gibi, sürpriz bir sonla okuru gülümsetiyor. Kitabın incelikli, yalın, muzip resimlerinden Jean Jacques Sempe (Pıtırcık serisinin çizeri) çizgilerinden aldığım tadı aldım. Tansu Özel’in resimlerini çocuklar da çok sevecek. Okurların gözlerinden ırak olan kahramanlardandır editörler, o nedenle yazılarımda adlarını anmaya özen gösteriyorum. Özenli çalışması için editör Hülya Dayan’ı kutlamak gerek.
KOKU DELİSİ
Serinin üçüncü kitabında Mete, Tuna, Asya’nın yaşında biri daha maceraya katılıyor: Lila. Lila sayesinde, “Sinestezi” kavramının yanına bir başkasını daha koyuyoruz: Tetrakromasi.
Babasının eski arkadaşı olan Alev’in aklına Mete’nin ailesini ziyaret etmek, neden gelmiştir? Mete durup dururken yapılan bu ziyaretten hoşlanmaz, düşüncelerini arkadaşlarıyla paylaşır. “Renk Delisi” diye çağırdıkları Asya’nın bu “Belalı Konuk”la ilgili soruları bir türlü bitmez. Acaba Asya’nın konuşmaların rengini görebilme özelliği, bazı gizli niyetlerin ortaya çıkmasına yardımcı olabilir mi dersiniz?
Lila, Alev Hanım’ın kızı. Mete onu arkadaşlarıyla çabucak tanıştırıyor. Tuna’nın kulaklarının çok duyarlı olduğunu çoktan keşfetmiş bile Lila. Tuna çok uzakta konuşulanları bile duyabiliyor. Lila “tetrakromat” olduğunu kendisi söylüyor. “O da ne?” diye soruyorsunuz değil mi? İşte, kitabın arkasındaki açıklama: “Tetrakromasi: Normalden fazla renk tonu görebilme özelliği... Süper renk algısı… Hiçbirimiz, diğer insanların dünyayı bizim gördüğümüz şekilde mi yoksa daha farklı bir şekilde mi gördüğünü bilmiyoruz. Ancak çoğu bilim adamı bu özelliği ‘süper insan vizyonu’ olarak adlandırıyor. Normal gören insanlarda, üç tip koni hücre 1 milyon rengi birbirinden ayırmaya yarıyor. Bazı kuşlar, balıklar, böcekler ve kertenkele türlerinde ise renk algısını Morötesi sınırına çeken 4. tip bir koni hücre var. Memeli evriminde bu 4. tip hücre neredeyse silinmişse de az sayıda 4. tip koni hücrenin var olduğu tespit edildi. Bu genetik varyanta sahip olma durumuna tetrakromasi deniliyor ve tetrakromatlar yüz milyon renk görebiliyor.”
Tetrakromat Lila’nın hayali, ressam olmak. Kitapta Mete’nin gizli yeteneğinin ne olduğunu öğrenmeye çalışırken banyodaki kan damlalarının gizemini Süper Çocuklar’la beraber biz de çözeceğiz. İnsan kendini ne zaman tam olarak tanıyabilir, kim olduğunu nasıl keşfedebilir? Süper Çocuklar bakalım Lila sayesinde yurtdışında şube açacaklar mı? Bunu belki de serinin dördüncü kitabında öğreniriz.
MEDYA ELEŞTİRİSİ
Kim kimin kanına susadı? Ortalığı saran tuhaf kokunun nedeni ne? Televizyonda izledikleri acımasız caniler, seri katiller, akıl almaz cinayetler, psikopatlar çocukları nasıl etkiliyor, Mete ile arkadaşları, gördükleri kan izini nasıl yorumluyor? Şiddet içerikli görüntülerin çocukların ruh sağlıklarındaki olumsuz yansımaları da satırarasında vurgulanıyor. Bu vurgu elbette mizah penceresinden, eleştirel bakışla yapılıyor.
Hepimizin keşfedilmeyi bekleyen yetenekleri var. Bunu kim mi keşfedecek? Elbette kendimiz! Aytül Akal çocuklar kendi güçlerini keşfedebilsin, özgüvenleri gelişsin istiyor. Bu nedenle kahramanlara doğuştan gelen yeteneklerinin yanısıra olayları çözme becerisi de veriyor. Hangi yetenekle doğarsak doğalım bize düşen, kendi potansiyelimizi geliştirmektir. Okuma becerisini kazandırmanın tek yolu, çocukları nitelikli, sevebilecekleri kitaplarla buluşturmaktır. Nitelikli kitaplarla kucaklaşan her çocuk, iyi okur olur.
Kimi zaman en yakınımızdakilere yapıyoruz en büyük haksızlıkları. Aytül Akal kitaplarını ilk kez Kitap Gölgesi’ne alıyorum. Çocuk edebiyatının değerli isimlerinden birinin kitaplarını köşeme hiç taşımamak okura haksızlık olmaz mıydı? Bu ülkeye nice iyi okur yetiştiren değerli yol arkadaşıma sağlıklı, üretken yıllar diliyorum.
Renk Delisi / Süper Çocuklar -1 / Aytül Akal / Resimleyen: Yusuf Tansu Özel / Tudem / 2016 / 112 s. / 9+
Ses Delisi – Süper Çocuklar – 2 / Aytül Akal / Resimleyen: Yusuf Tansu Özel / Tudem / 2016 / 112 s. / 8+
Koku Delisi- Süper Çocuklar-3/ Aytül Akal/ Resimleyen: Yusuf Tansu Özel/ Tudem/ 2017/ 112./ 8+