AYM'den tutuklu ve hükümlülerin gazete ve dergileri için 'ihlal' kararı

Anayasa Mahkemesi'nce (AYM) cezaevindeki tutuklu ve hükümlülere, satın aldıkları dergi ve gazete gibi süreli yayınların teslim edilmeyişini 'ifade özgürlüğü ihlali' olarak değerlendirildi.

cumhuriyet.com.tr

Yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarında kalan tutuklu ve hükümlüler, satın aldıkları dergi ve gazetelerin, toplatma ya da el koyma kararı olmadığı halde kendilerine verilmediği iddiasıyla infaz hakimliklerine başvurdu. Ücretini ödeyerek abone oldukları ya da satın aldıkları süreli yayınların keyfî ve gerekçesiz olarak kendilerine teslim edilmediğini belirten başvurucular, anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürdü. Süreli yayınları teslim etmeyen infaz kurumu yönetimleri, söz konusu yayınlarda terör örgütü ve liderlerini öven ve terör örgütü propagandası teşkil eden içerikler bulunmasını gerekçe gösterirken, tutuklu ve hükümlülerin infaz hakimliklerine yaptıkları şikayetler reddedildi. Benzer biçimde ret kararlarına karşı yapılan itirazlar da ağır ceza mahkemelerince kabul edilmedi.

'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İHLAL EDİLDİ'

Tutuklu ve hükümlüler, bunun üzerine Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulundu. Yüksek mahkeme, aynı konuda çeşitli tarihlerde yapılan bireysel başvuruları dosyada birleştirerek görüştü. Mahkemenin, Recep Bekik ve diğerlerinin bireysel başvurusunu görüşerek, 27 Mart'ta aldığı karar, bugün Resmi Gazete'de yayımlandı. AYM, tutuklu ve hükümlülere satın aldıkları dergi ve gazete gibi süreli yayınların teslim edilmeyişinin, Anayasa'nın 26'ncı maddesinde güvence altına alınan 'ifade özgürlüğü'nün ihlali olduğuna hükmetti. AYM'nin önceki kararlarında ceza infaz kurumlarında yayınlara erişim ve yayınların ceza infaz kurumlarına kabulüne ilişkin içtihadı belirlediğine dikkat çekilirken, tutuklu ve hükümlülerin yararlanabileceği yayınlara ilişkin esasların da altının çizildiği hatırlatıldı. Satın aldıkları süreli yayınları tutuklu ve hükümlülere teslim etmeyen ceza infaz kurumu idarelerinin ve bu yönde karar veren mahkemelerin, yüksek mahkemenin belirlediği bu kriterleri karşılamadığına işaret edilerek, şöyle denildi:

"Söz konusu kararlarda ilgili yayınlarda sakıncalı bulunan kısımların belirtilmediği, bu kısımların somut bağlantılarla değerlendirilmesi yerine soyut ifadelerle yetinildiği gözlemlenmiştir. Bazı kararlarda ise ceza infaz kurumu idarelerinin ve derece mahkemelerinin süreli yayında sakıncalı görülen kısımların hangi sayfalarda yer aldığını belirttiği; ancak sakıncalı kısımlar yönünden Anayasa Mahkemesi içtihadında kabul edilen ilkelere uygun bir gerekçeye yer vermediği görülmüştür."

'UYGULAMADAN KAYNAKLANAN YAPISAL SORUN VAR'

Yüksek mahkemenin kararında ayrıca başvurulara konu olan idari ve derece mahkemeleri kararları incelendiğinde, yayınların verilmemesinde başvurucuların kişisel durumlarının değil terör mahkumu olmaları ve yüksek güvenlikli infaz kurumlarında tutulmaları gibi kategorik nedenlerin etkili olduğunun anlaşıldığına dikkat çekildi. Karar metninde, Anayasa Mahkemesi'nin bugüne kadar aynı konuda çok sayıda ihlal kararı vermesine rağmen bu nitelikteki müdahaleler ve bunlara karşı yapılan bireysel başvuruların devam ettiğine de işaret edilerek, "Süreli yayınların ceza infaz kurumlarına kabul edilmesine ilişkin mevcut sistemde uygulamadan kaynaklanan bir yapısal sorun bulunduğu görülmektedir. Süreli yayınların yeknesak, hakkaniyete uygun ve Anayasa Mahkemesi'nin öngördüğü kriterleri karşılayan bir yöntemle mahpuslara tesliminin sağlanması için etkin bir düzen kurulmadığı takdirde söz konusu yapısal sorunun devam edeceği ve bunun Anayasa'nın 26'ncı maddesinde korunan ifade özgürlüğünün devamlı ihlali anlamına geleceği açıktır" tespitine yer verildi.