AYM’den 4 ihlal kararı

Anayasa Mahkemesi (AYM), toplumu yakından ilgilendiren 4 ayrı konuda ihlal kararı verdi.

Alican Uludağ

Bu kapsamda tutuklu olarak aynı ceza infaz kurumu yerleşkesinde farklı yerlerde kalan eşlerin birbirleriyle yüzyüze ve telefonla görüştürülmemelerinin hak ihlali olduğuna hükmedildi.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından E.A. adlı kadın ile eşi, 20 Temmuz 2016’da FETÖ üyesi olmak suçundan tutuklandı. E.A. Gaziantep E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na, eşi ise Gaziantep H Tipi Kapalı İnfaz Kurumu’na konuldu. Tutuklu kadın, eşiyle yüz yüze ve telefonla görüşme hakkını kullanmak istedi. Ancak cezaevi yönetimi, buna izin vermedi. Kadın, bu nedenle tahliye olduğu 26 Şubat 2018 tarihine kadar eşiyle görüşemedi. AYM, kendisine yapılan başvuru üzerine kadın tutuklunun anayasada güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Kararın gerekçesinde, “Aynı yerleşke içindeki farklı ceza infaz kurumlarında tutulan yakın aile bireylerinin gerekli güvenlik önlemleri alınarak mümkün olduğunca belirli dönemlerde yüz yüze görüştürülmeleri aile hayatına saygı hakkının gerekli kıldığı yükümlülüğün bir parçası olarak değerlendirilmelidir” denildi.

‘Değer düşüyorsa ihlal olur’
AYM, Trabzon’un Ortahisar ilçesinde oturduğu apartman dairesinin bitişiğinde inşa edilen köprülü kavşak nedeniyle taşınmazının değer kaybetmesi nedeniyle Nazife Başkan adlı yurttaşın mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi. AYM, ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasını ve idare mahkemesinden mağdur kadının zararının karşılanmasını istedi.

‘Sahte olsa da el konulamaz’
AYM’nin bir diğer kararı, yaklaşık 7 yıl önce İstanbul’da eski eşya satan bir pazardan alınan tabloya ilişkin oldu. Cengiz Turgut, 2015’te bu tabloyu yanına alarak Tokat’a gidince kaçakçılık polisleri tarafından “çok değerli bir tablonun pazarlanacağı” ihbarıyla gözaltına alındı ve tabloya el konuldu. Savcılık, tablonun Van Gogh’a ait olup olmadığını uzmanlar aracılığıyla araştırdı. Araştırma sonucunda tablonun taklit olduğu sonucuna varıldı ve Turgut hakkında takipsizlik kararı verildi. Ancak savcılık, tablonun yanıltıcı niteliği olduğu gerekçesiyle müsaderesine karar verdi. Anayasa Mahkemesi ise başvuru üzerine Turgut’un mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vererek tablonun iadesi için kararı sulh ceza hakimliğine gönderdi.

‘İade parada faiz ödenmeli’
Yüksek mahkemenin son kararı, Libyalı Anwar Mohammed Tareef Zaıd’ın başvurusuna ilişkin oldu. Bingazi’den aktarmalı olarak Ürdün’ün Amman şehrine gitmek üzere yola çıkan Zaıd, 1 Nisan 2012’de Atatürk Havalimanı’nda yapılan aramada üzerinde 2 milyon 549 bin 500 Amerikan Doları bulundu. Polisler, paraya el koydu. Bakırköy Başsavcılığı, başvurucuya yurtdışına bildirimsiz döviz çıkarmaya teşebbüs kabahatinden dolayı 2 milyon 270 bin 74 TL idari para cezası kesti. Kararda, cezanın 15 gün içinde ödenmesi halinde 1 milyon 702 bin 556 TL olarak ödenebileceği belirtildi. Libyalı, bu parayı vezneye yatırdı. Zaıd’ın açtığı dava süreci sonunda ödediği para 27 Ocak 2014’te kendisine geri iade edildi. Libyalı, iade edilen paranın kanuni faizi ve dövizin uğradığı değer kaybının ödenmesi için Maliye Bakanlığı’na başvurdu, ancak sonuç alamadı. AYM, kendisine yapılan başvuru üzerine mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdiği Libya vatandaşının parasının faizinin ödenmesi için kararı yerel mahkemeye gönderdi.