AYM Başkanvekili: Aday olması için oğlumu zorlamışlar
Eski Başkan Haşim Kılıç ile birlikte AKP’nin hedefinde olan Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Serruh Kaleli yurtdışındayken oğlu Kutay Kaleli AKP’den aday adayı oldu. Durumu öğrenen baba Kaleli, oğluna başvurusunu geri çektirdi. Kaleli, “Oğlumun adaylığı konusu doğrudan bana ve konumuma ilişkin bir hesabın parçası. Oğlum arkadaş çevresi tarafından adaylık için zorlanmış” dedi.
Erdem Gül/CumhuriyetAYM, 17 Aralık sonrası çıkarılan yargı, MİT, internet yasakları alanındaki yasaları durduran kararlarıyla iktidarın boy hedefi haline gelmişti. Özellikle AYM Başkanı Haşim Kılıç ve Başkanvekili Serruh Kaleli, iktidarın hedefinde ilk iki sırada yer alan isimler oldular. Bu iki isimden Kaleli, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 2005’te AYM üyeliğine atandı. Kaleli, özellikle AKP hakkında 2008’de açılan kapatma davasındaki kritik oyuyla ağır eleştirilerle karşılaştı. Kaleli, “AKP’nin kapatılması yerine hazine yardımından yoksun bırakılması” yönünde oy veren üyeler arasında yer aldı.
Adaylığın perde arkası
Kaleli, AYM’deki yapısal değişimin ardından bireysel başvurulara bakan mahkemenin 1. Bölüm’ün başkanlığını yürütmeye başladı. Başında olduğu bölüm, birçok önemli hak ihlali kararına imza attı. Kaleli, AYM Başkanlığı seçiminde Haşim Kılıç’ın başkan adayıydı. Hükümetin desteklediği Zühtü Arslan’ın kazandığı seçimlerde Kaleli ise 6 oy almıştı.
İşte bu gelişmelerin ardından 7 Haziran seçimleri için aday adaylıkları başvuruları başladı. Ve geçtiğimiz günlerde Kaleli’nin oğlu Kutay Kaleli’nin Ankara 1. bölge adaylığı için AKP’ye başvuruda bulunduğu haberleri ortaya çıktı. Kaleli’nin oğlunun AKP’den aday adaylığı, yine büyük bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Bu haber üzerine aradığımız Serruh Kaleli’nin anlatımlarından ise adaylık olayının arkasında çok farklı gelişmeler olduğu gerçeği ortaya çıktı. Kaleli’nin anlatımları şöyle:
Senaryoya malzeme
“Oğlumun adaylığıyla ilgili haberler doğru değil ve maksatlı. Kimse bu haberleri yaparken oğlumu ve beni aramıyor. Kimsenin gerçeği öğrenmek gibi bir derdi yok. Herkes geriye doğru kafasında oluşturduğu senaryoya malzeme arıyor. Oğlumun adaylığı konusu da doğrudan bana ve Anayasa Mahkemesi’ndeki konumuma ilişkin bir hesabın parçası. Benim bildiğime göre oğlum, kendi arkadaş çevresi tarafından aday olması için zorlanmış. Zaten ben Anayasa Mahkemesi’nde beni çok yoran son başkanlık seçimleri sonrası kafam da moralim de bozulmuştu. İzin aldım yurtdışına çıktım. Ben tabi dönünce bu haberleri duydum ve oğlumla görüştüm. Kendisine bulunduğumuz konumda siyaset tercihinin akıllı olmayacağını, yanlış olacağını, AYM üyesi olarak beni de yıpratacağını anlattım, kendisi de bu görüşlere katıldı ve adaylığını geri çekti. Ancak hala aday diye yazılıyor. Bu mahkemeye ve bana yönelik hesapların bir parçası.
Benim için ‘kendisi olsa şaşırmazdık’ yazıyorlar
Bu adaylık konusuyla bana ‘Artık ağzınla kuş tutsan bile kaybedeceksin’ mesajı veriliyor. Biz bugüne kadar her türlüğü baskıyı gögüsleyerek buralara geldik. Ancak ben başkanlık seçiminde de yalnız bırakıldım. Üstelik oğlumu kastederek bana ‘Kendisi AKP’den aday olsa şaşırmazdık’ diye yazanlar bile var. Maalesef Türkiye’de artık herşey herkese söylenebiliyor. Bir ay bile kalmadı başkanvekilliğimiz de bitecek(AYM Başkanvekilliğinin 7 Nisan’da sona erecek olmasını kastediyor). Ondan sonra ben de daha rahat olacağım.”