'Aygün'ün savunması alınacak'

CHP MYK, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün bir gazeteye verdiği demeçte Atatürk, 'Dersim' ve CHP ile ilgili sözlerine ilişkin savunmasının alınmasına karar verdi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlığında toplanan CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sona erdi. Yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler yaptığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Güler, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün bir gazeteye verdiği demeçte Atatürk, 'Dersim' ve CHP ile ilgili sözlerinin MYK'nın gündemine geldiğini belirterek, "Bu yazı Zaman Gazetesinde 10 Kasım günü çıkmış bir yazıydı. O gün biz MYK olarak toplantı halindeydik. Dolayısıyla MYK gündemine gelmemişti, görmemiştik, değerlendirmek o yüzden mümkün değildi. Bugün ilk toplantımızı yaptık ve buna yönelik çeşitli değerlendirmelerimiz oldu. Hüseyin Aygün arkadaşımızın yaptığı bu açıklamaya ilişkin savunmasının alınmasına karar verildi" dedi.

Güler, Aygün'ün açıklamalarının "kuşkusuz" partinin resmi görüşü olmadığını ifade ederek, "Arkadaşımızın kendi görüşlerini dile getirdiği orada, açık. Yaptığı açıklama da çeşitli rahatsızlıklar verdiği için zaten MYK kendisinden savunmasını talep ediyor" dedi.

"Tanrıkulu'nun vicdani ret konusundaki kanun teklifini görmedik"

Güler, Vicdani ret konusundaki bir soru üzerine de "Vicdani ret konusu ordu örgütlenmeleriyle de doğrudan ilgili bir konu bildiğiniz gibi. Bazı açıklamalar yapılıyor ki 'zorunlu askerlik sistemine aykırıdır' şeklinde. AİHM'nin açık kararları var. Bizde uygulanan askerlik sisteminin ortadan kaldırılmasını gerektiren bir uygulama değil, dolayısıyla niteliği ve sınırları kuşkusuz çok tartışma konusu. O tartışma yapılarak vicdani ret konusunda genel olarak, partimizin bakışı olumlu. Ancak bir kez daha söylemek isterim, bu askerlik sisteminin değiştirilmesi gibi bir sonuca götürülürse tartışma değişir. Niteliği ve sınırları itibariyle tanımlaması söz konusu olduğunda tartışma oldukça heyecanlı hale gelir" dedi.

Güler, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun ve birkaç milletvekilinin bir kanun teklifi metni hazırladığını da belirtirken, "Bu kanun teklifi metnini görmedik" dedi.

 

Deprem bölgesinde durum

MYK'de Van'da meydana gelen depremlerle ilgili değerlendirmeler yapıldığını belirten Güler, ''Van'da deprem halen devam eden bir sorun ve çok sert kış koşullarında artık ailelerin ayrı ayrı bir trajedi yaşadıkları bir soruna dönüşmüş durumda'' ifadelerini kullandı.

Depremde en başından bu yana eş güdüm sorunları yaşandığını savunan Güler, CHP'li belediyeler aracılığıyla deprem bölgesine çok sayıda yardımda bulunduklarını, önümüzdeki günlerde parti genel merkezinin depolarında toplanmış olan yardımları da Kadın Kolları üyeleriyle bölgeye götüreceklerini bildirdi.

Deprem nedeniyle Erciş'in il yapılması yönünde bir önerileri olduğunu da kaydeden Güler, ''Bu önerimizin gündeme alınmasını ve yasalaşmasını arzu ediyoruz. Böylece yönetsel önlemlerle bu sorunları bir parça daha etkili bir şekilde çözebiliriz diye umut ediyoruz'' diye konuştu.
 

Tutuklu milletvekillerinin durumu

Tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmamasına karşı, dört aşamalı bir protesto süreci yaşadıklarını anlatan Güler, ilk olarak tutuklamaların haksız olduğunu gerekçe göstererek, bu kişileri aday gösterdiklerini anımsattı.

Aday gösterilenlere seçmenin mazbatasını verdiğini bildiren Güler, şöyle devam etti:
''Mazbata verildiğine göre milli iradenin gereği yerin getirilecek ve milletvekilleri serbest bırakılacaktı, ama Hükümet bunu duymazlıktan gelmişti. O vakit bunu dünya ve Türkiye kamuoyuna daha etkili bir şekilde duyurabilmek için bir yemin boykotu yapmıştık. Bu boykota başlarken açıklamamız şuydu; 'tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılma yolu açılıncaya kadar yemin etmeyeceğiz.' Bu açıklamamız 'serbest bırakılıncaya kadar yemin etmeyeceğiz' şeklinde ne yazık ki çok amaçlı bir şekilde saptırılmıştı. Biz sözümüzü tuttuk, serbest bırakılma yolu açılıncaya kadar, sözümüzün gereği olarak AKP'yi bir mutabakat metni imzalamaya zorladık. Üçüncü adımımız buydu, ortak mutabakat metni imzalanmıştı...''

Güler, yanında getirdiği mutabakat metninin bir örneğini gazetecilere göstererek, metinden ''Tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin, milletimizin kendilerine verdiği bu onurlu görevi yerine getirmeleri için TBMM'de olmaları gerektiğine inanıyoruz'' cümlesini okudu.

Bu metnin altında CHP'nin 3 temsilcisinin imzası olduğunu hatırlatan Güler, ''Bir de AKP'nin 3 milletvekilinin imzası var. Ama doğrusu sıradan, yalnızca milletvekillerinin değil. Nurettin Canikli Giresun Milletvekili AKP Grup Başkanvekili, Haluk İpek Ankara Milletvekili Genel Başkan Yardımcısı ve Ahmet Aydın, Adıyaman milletvekili AKP Grup Başkanvekili. İki Grup Başkanvekili ve partinin bir Genel Başkan Yardımcısı'nın imzaladığı bir basın açıklaması yapmıştık. Bu metni de iki partinin Genel Başkanları onaylamışlardı'' dedi.

 

Erdoğan'a: Sözü namus sayarız

Dün Başbakan'ın, ''Ne protokolü, biz protokol yapmadık ki'' dediğini söyleyen Güler, ''Sayın Başbakan'a sesleniyorum; İşte buydu. AKP ve CHP milletvekillerinden 3'ü. Üstelik de yöneticilik görevi olan üç milletvekili tarafından imzalanmış bu bir sayfa ve artı bir paragraflık protokol metni. O zaman 'mutabakat metni' olarak diye adlandırılmış olan metin, basın açıklaması olarak da tüm kamuoyuna duyurulmuştu. Verilen sözü, hele söz yazılmışsa, yazılı hale gelmiş sözü namus sayarız. Dolayısıyla sözün namusunun yerine getirme beklentimiz, dün yapılan o talihsiz açıklamaya rağmen hala sürüyor'' ifadelerini kullandı.

"TBMM'yi fonksiyonsuz bırakma, işlevsiz bırakma tavrının bir parçası..."

Güler, sorunun TBMM'de çıkarılacak bir kanunla çözülebileceğini herkesin bildiğini de söyledi.

Bu tavrı, son günlerde yaşanılan ''TBMM'yi fonksiyonsuz bırakma, işlevsiz bırakma tavrının bir parçası olarak'' değerlendirdiklerini savunan Güler, şunları söyledi:
''Bu tavrı Tunceli Milletvekilimiz Kamer Genç'e yönelik saldırıyla birlikte değerlendiriyoruz ve herkesi öyle değerlendirmeye davet ediyoruz. Biliyorsunuz, Salim Uslu kürsüdeyken sayın Genç'e fiziki olarak fiilen saldırdı. Bunun üzerine kınama cezası verilmesi ve bir daha böyle eylemlerin tekrarlanmaması güvence altına alınmalıydı. Ne yazık ki Uslu'nun KKTC'ye AKP'yi temsilen gönderildiğine tanık olduk. Ve sayın Başbakan'ın bu vandalizmi, bu kaba kuvveti, üstelik parlamento kürsüsündeki bu şiddeti bir daha olamaması gerekir diye kendi parlamenterlerine tembih aracı yapacağına, Salim Uslu'nun şiddetine arka çıktı. Bunu son zamanlarda TBMM tarihinde yaşanmış en büyük talihsizliklerden biri olarak değerlendiriyoruz.''

 

Aygün telefonunu kapattı

CHP MYK tarafından bir gazeteye verdiği demeçte Atatürk, Dersim ve CHP ile ilgili sözlerine ilişkin savunması istenilen CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, kararın ardından cep telefonunu kapattı. Edinilen bilgiye göre Aygün, savunmasını yazılı verecek.

CHP Grubu'nun basına kapalı gerçekleşen Salı günkü toplantısında, milletvekilleri Aygün'ün sözlerine tepki göstererek, "CHP'li olmayan, partinin ilkelerini benimsemeyene kapı açık. Tüzük hükümleri uygulansın" diyerek tepkilerini dile getirdi.

Grup toplantısının ardından bugün kameraların karşısına geçen CHP'li 9 milletvekili bir bildiri yayınlayarak, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün bir gazeteye verdiği demeçte Atatürk, 'Dersim' ve CHP ile ilgili sözleri nedeniyle Genel Merkez'den açıklama beklediklerini ifade etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlığında toplanan yaklaşık 3 saat süren Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında da Aygün'ün savunmasının alınmasına karar verildi.

Edinilen bilgiye Aygün'ün, savunmasını yazılı vereceğini, MYK'nın kararını saygıyla karşıladığını ifade ettiği öğrenildi.