Aydınlanma bilgesi 87.yaş gününde anıldı

Cumhuriyet gazetesinin eski İmtiyaz Sahibi ve baş yazarı İlhan Selçuk 87.yaş gününde, Beşiktaş Belediyesi'nce 'Ustalara Saygı' toplantıları kapsamında dün gece Beşiktaş Akatlar Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen toplantı ile anıldı.

cumhuriyet.com.tr

Cumhuriyet gazetesinin eski İmtiyaz Sahibi ve baş yazarı İlhan Selçuk 87.yaş gününde, Beşiktaş Belediyesi’nce “Ustalara Saygı” toplantıları kapsamında dün gece Beşiktaş Akatlar Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen toplantı ile anıldı.

Selçuk’un dostları, okurları  ve sanatçıların katıldığı törende konuşan Orhan Erinç, Türkiye’de kimi siyasi güçlerin ve partilerin tekerine çomak sokan bir girişim olarak algılandıgı için İlhan abinin sesinin kısılmak istendiğini, ancak o sesinin kısılmasını hem yaptıklarıyla hemde yazdıklarıyla koruduğunu kaydetti.

Cumhuriyet gazetesinin İlhan Selçuk için vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Erinç,“Cumhuriyet İlhan abi için vazgeçilmez birşeydi. O nedenle ben İlhan abiyi Berin Hanım'la birlikte Cumhuriyet’in ikinci kurucuları olarak değerlendirmek gerektiğine inanırım. O nedenle İlhan Abi olmasaydı, Berin Hanım kendisine destek vermemiş olsaydı bugün Cumhuriyet diye bir gazete yayınlanmıyor olacaktı. O nedenle biz cumhuriyet çalışanları İlhan abinin bu özverisine, başarısına şükran borçluyuz” diye konuştu. Yazar Doğan Hızlan ise İlhan Selçuk’un yazar olarak bilgi ve aklın emrinde olduğunu, en sert eleştirileri bile bir üslup içinde yaptığını söyledi. Cumhuriyet gazetesinin İlhan Selçuk için ayrı bir önemi olduğunu kaydeden Hızlan,“İlhan, gazetecilikten ve yazarlıktan ödün vermeye girişmedi. Cumhuriyet’ten ayrıldığı dönemlerde birgün görüşmek istedim. O da çok zarif bir şekilde ‘hiç birşey olmazsa gelirim tabi’ dedi. Cumhuriyet gazetesi bugün kaldıysa ve yaşıyorsa gerçekten onun sayesinde. Çünkü sadace cumhuriyet rejimine değil, cumhuriyet gazetesinede bir ömür verdi” diye konuştu.

Tüm ülkenin hafızasıydı

Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da İlhan Selçuk’un bir kalem ustası, düşünür olmasının yanında tüm ülkenin önemli bir hafızası olduğunu söyledi. Beşiktaş’ta İlhan Selçuk’un pencerisinden dışarıya bakar şekilde bir heykelinin yapıldığını anlatan Ünal,“Türkan Saylan heykelinde olduğu gibi çok önemli devasa bir çalışma olacak ve onu beyinlerde yüreklerde yaşattığımız gibi görünürde de yaşatacağız. İyi ki varsın ilhan abi, iyi ki varsın Mustafa Kemal iyi ki var Türkiye Cumhuriyeti” dedi. Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın ılgaz ise İlhan Selçuk ile babasının çok iyi dost olduğunu kaydederek bası ile dostluğunu anlattı ve “İlhan Selçuk’un büyüklügü insanı ezmemesi, ağır konuşmaması, azarlamamasındaydı. En büyük özelliği ise mütevaziligi ve insanlığıdır” dedi.

Hep merak edilen bir gazeteciydi

Eski CHP milletvekili ve eski SHP Genel Sekreteri Ahmet Güryüz Ketenci, İlhan Selçuk’un yaşamı boyunca faşistinden -dincisine, solcusundan- sağcısına dek her kesim tarafından “Bugün ne yazdı” diye merak ederek okuduğunu ancak kendi kuşakları için düşüncelerini biçimlendiren bir idol olduğunu söyledi. Selçuk’un 12 Mart’ta Ziverbey Köşkü’nde işkenceye uğrayan aydınların başında geldiğini anımsatarak, “O seçkin bir aydın ve bir eylem adamıydı.İlhan abinin Ziverbey’de uğradıgı işkence onu düşüncelerinden ve ideallerinden vazgeçiremedi. Kemalist devrimin tamamlanamadığını ve onun devam etmesi gerektiğine inanırdı. İlhan abi bugün yaşamış olsaydı ‘Siyasetin çivisi çıkmış. Örtülü sivil darbe giderek kurumsallaşıyor. Ülkemiz içerden ve dşardan kuşatılmış durumda. Nereye gidiyoruz? Aklı başında herkes bir düşün adamı olmalı’derdi” diye konuştu.

Slayt gösteri ise anlatıldı

Cumhuriyet gazetesi yazarı ve Yazıişleri Müdürlerinden Miyase İlknur da konuşmasına İlhan Selçuk’un bir dava adamı olduğunu belirterek başladı. İlknur, “Bizim açımızdan abi olarak İlhan Selçek’tu. Çünkü kağıt üzerinde patrondu. Dava adamlığını ve yazarlığı at başı götürmüştür. İlhan Selçuk’un ‘41,5’ ve ‘Dolmuş’ dergilerindeki yazılarını okuduğumda, Türkiye çok büyük bir mizah yazarından mahrum kalmış diye düşünüyorum. İlhan abi yalın ancak çok etkileyici sarsıcı bir etkiyle yazardı. İlhan abi bir kaç neslin fikri altyapısının oluşmasına katkı sundu. 100 yıl geçsede İlhan Selçuk’un adı Türk basın tarihine, edebiyat tarihine kazındı. Onu silip atmayada kimsenin gücü yetmez. Çünkü o gelecekte de var olacak. Biz gazete çalışanları için o bizim abimizdi. Eğer hakszılığa uğramışsak İlhan abi var derdik. Gazetenin arkasında imtiyaz sahibi ve yazardı ama onu bize birgün bile hisettirmedi” dedi.İlknur’un konuşmasının ardından İlhan Selçuk’un yaşamını anlatan “Aydınlanmanın bilgesi” isimli sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi. Sinevizyon gösteriminin ardından konuşan gazeteci Altan Öymen de “İlhan Selçuk aslında mizah açısındanda çok kuvvetli biriydi. Yazılarının çoğuna bakıldığında o ince mizahın örnekleri görülür. Teknigi çok kuvvetliydi. Çok karmaşık bir hadiseyi kısa yazıda anlatmanın en iyi örneklerini vermiştir.Aydınlanmacı, solcu, Atatürk devrimlerine inanan ve o devrimlerin daha da ileri gimesi için çalışan devrimlere karşı hareketlere tavır almaya inanan biriydi. İlhan abi olsaydı gündemde olan 4+4+4 gibi tekliflere kim bilir neler yazardı.İlhan Selçuk’un geçmişte yazmış oldugu yazılarından ileri demokrasinin önemi daha iyi anlaşılıyor” diye konuştu.

“İlhan Selçuk ölmemiştir, öldürülmüştür”

Yazar Orhan Karaveli, Türkiye’nin aydınlanmasında İlhan Selçuk’un öneminin büyük olduğunu söyledi. Tevfik Fikret ve Mustafa Kemal’den sonra Türkiye’nin aydınlanması için çalışan son ismin İlhan Selçuk olduğunu vurgulayan Karaveli, “İlhan Selçuk ölmemiş, öldürülmüştür. Ziverbeyde gördüğü işkence onu çok yıpratmıştır. İlhan Selçuk’u okumak ve iyi anlamak gerekir. İlhan Selçuk daha çocukken şiirler yazmaya başlayan bir insandır. Vatan gazetesinde birlikte yazdık, o zamanda biz gazeteci arkadaşlarımızı hapishanelere götürdük. Büyük bir kumadanımız şehit düşmüş, biz cephede yalnız kalmış gibiyiz İlhan Selçuk bir komutan gibiydi ve yönlendiriciydi. Yalnız Cumhuriyet Gazetesi degil, Cumhuriyet’te İlhan Selçuk’a borçludur. Biz bugün de direnebiliyorsak onun sayaesindedir. Hepimizde birer küçük İlhan Selçuk gibi çalışmalıyız. Ancak o zaman İlhan Selçuk’a yakışan dostlar oluruz. Rejimimizin tehlikede oldugu bu zamanlarda İlhan Selçuk’u bir filozof gibi içimizde yaşatmalıyız” dedi.

Telefonla bağlandılar

Gazeteci Uğur Dündar ve oyuncu Müjdat Gezen ise rahatsızlıkları nedeniyle toplantıya telefonla bağlandılar. İlhan Selçuk’un Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonraki konuşmayı aktaran Uğur Dündar,“İlhan abi aydınlanmacı bilge kişiliğinin yanı sıra çok keskin gözlemlere sahip ironik bir dille çalışmalarında yer verirdi. İlhan abinin o sabahki konuşmalarını yaşdıgı mütevazi evinde dinlemek beni çok etkilemşti. İlhan abiçok önemli anlarda hep yanımda olmuştur. Uğur Mumcu ile birlikte aldığım Sedat Simavi ödülünde sonra İlhan abinin ‘İki Uğur iki Uğur’um’ demesi benim aldığım ödülden daha çok sevindirmişti. 2002 yılında işsiz kaldığımda İlhan Abi beni arayarak ‘Uğur Cumhuriyet’in sayfaları sana açıktır. İkinci bir Uğur Cumhuriyet’e gelirse biz çok mutlu oluruz’ demişti. O davetini de hiç unutmuyorum, unutmayacağım. Çok kısa yazılarla gerçekleri yansıtabilen bütün gazetecilerin örnek alması gereken biriydi” dedi. Müjdat Gezen ise “İnsan İlhan Selçuk’u arıyor. Bu ülkede gazeteci olmak kolay degil. İlhan Selçuk’un yaşadıkları belli. Şu anda aynı sıkıntılar devam ediyor” diye konuştu.

(Fotoğraflar:Kayhan Ayhan)