Avukatlardan, Cumhuriyet davasında cezaların onanmasına tepki
Cumhuriyet gazetesi davasının kararının onamasının ardından, gazetemiz eski yönetici ve yazarlarına verilen cezalara tepki gösteren yüze yakın avukat, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde bir araya gelerek kararı protesto etti. Avukatlar, 6 Temmuz 2017-27 Aralık 2018 tarihleri arasında 85 hafta boyunca her hafta perşembe günü tuttukları ‘Adalet Nöbeti’ni Cumhuriyet kararı nedeniyle tekrarladıkları belirterek “Bu sistemin koruduğu siyasi düzene karşı da buradayız” dediler.
Ece Piroğluİstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Cumhuriyet Gazetesi davasında yargılanan gazetemiz eski yönetici ve yazarlar hakkında verdiği mahkûmiyet kararı geçtiğimiz günlerde istinaf mahkemesi tarafından onaylanmıştı. Kararın ardından hukukçular ve gazetecilerin yanı sıra CHP Milletvekilleri Sera Kadıgil, Ali Şeker, eski CHP milletvekili Barış Yarkadaş ve HDP Milletvekili Ahmet Şık katıldı. Grup, adliyenin Atrium alanında bulunan Themis Heykeli önünde sessiz nöbet tuttuktan sonra dışarı çıkarak adliye önünde basın açıklaması yaptı.
‘Savcıların dünya görüşüne emanet’
Cumhuriyet Davası sanık avukatlarından Tora Pekin, verilen kararın, basın özgürlüğünün kağıt üzerinde sonu anlamına geldiğini belirterek “Bu karara göre bundan böyle her yayını, içeriği tümüyle belirsiz, yasa niteliği olmayan ‘örgüte yardım suçlamasıyla’ topyekun suçlayabilir ve mahkum edebilirsiniz. Bundan böyle medya kuruluşlarının yayın çizgileri olduğu gibi savcıların dünya görüşüne emanet edilmiştir” dedi. FETÖ sanığının FETÖ’ye yardım soruşturması yürütebildiğini kaydeden Pekin, sistemin bu yapıyı koruduğunu vurguladı. Pekin özetle şöyle konuştu:
“Cumhuriyet Davasının soruşturmasını, FETÖ/PDY nedeniyle müebbet hapisle yargılanan bir savcı yürüttü. Bunu Kasım 2016’da gazeteciler ortaya çıkardı. Biz de hemen HSK’ya başvurduk, ‘Bu savcıyı dosyamızdan alın; bir terör örgütü davası sanığı, suçlandığı terör örgütüyle ilgili bir soruşturmayı yürütemez, aklımızla alay etmeyin’ dedik. HSK bir yıl sonra Kasım 2017’de karar vermiş. Gerekçe göstermeye tenezzül etmeksizin reddetmişler talebimizi.”
Pekin, istinaf mahkemesi kararını anlamaya çalışanlara ise “Canla korudukları sistem bu. Mantıksız, hukuka, anayasaya, adil yargılanma hakkına bildiğimiz ne varsa ona aykırı. Lütfen karara bir bakın, beraat eden arkadaşlarımız, yanlış duymadınız beraat eden arkadaşlarımız temyize gidebilir. Bir tek kim gidemez, 5 yılın altında ceza alanlar, yani bu dosyadaki 6 arkadaşımız gidemez. Korudukları sistem bu. Biz bu sisteme karşıyız. Bu sistemin koruduğu siyasi düzene karşı da varız, buradayız. Avukatlık yapmaya , gazetecilik yapmaya, bilim üretmeye, yazmaya, çizmeye devam edeceğiz” diye yanıt verdi.
Avukat Gülendam Şan Karabulutlar ise “Kamuoyunda hakkında bu kadar çok haber yapılan bu davada yaşananları sorumsuzlar duydu ama mahkeme duymadı. İddianamesi 6 ayda hazırlanan, 12 ayda belgeleri toplanan davada yargılananlar atılı suçların yüksek hadlerinden mahkum edildi. İstinaf mahkemesine aslında fiziken 6 ay önce giden bu davada duruşmanın incelenmesi taleplerimiz görmezden gelinerek mahkeme kararı aynen onandı” dedi.
‘17 yıl daha mücadele ederiz’
CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, karara “Onların korkusu bizim umudumuz, 17 yıldır mücadele ediyoruz, gerekirse bir 17 yıl daha mücadele ederiz” şeklinde tepki gösterirken, CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker de “Adalet Sarayı tabelası yazıyor Çağlayan’da. Bu tabela değiştirilsin. Daha bugün bir gazeteci Ankara’da tacizi haber yaptığı için tutuklandı” dedi.
‘Hepsinin yatacak yeri var’
Cumhuriyet davasında aldığı ceza şu an Yargıtay’da temyiz aşamasında olan HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, gazeteci kimliğiyle konuştuğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Söyleyecek sözümüz yok değil. Bu kararlar umutsuzluk vermesin. Bu karar, ülkenin geleceğinin umududur, enseyi karartmayın. Bu kararın talimatını verenler, cemaat yargıçlarından farkı olmayanlardır. Hani bir söz vardır ‘Yatacak yeri yok’ diye; iddia ediyorum, hepsinin yatacak yeri var. O hapishaneye en tepeden başlayarak onları da sokmazsam namerdim. Yardım etmezseniz siz de namertsiniz. Bütün suçlarını, hukuksuzluklarını ve günahlarını din şarlatanlığının arkasına gizliyor ya bunlar. Anladıkları dilden söyleyeyim o zaman. Bunları cennetine kabul edebilecek bir din artık yeryüzünde yok.”