Avukata kızdı sandalye toplattı
İzmir Barosuna kayıtlı avukat Özge Güven, davacı vekili olarak katıldığı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ara karar okunurken ayağa kalkmadığı için mahkeme başkanıyla tartıştı. Mahkeme başkanı, ara kararı okumaktan vazgeçip duruşmaya ara verdi. Mahkeme başkanı ara sırasında avukatların sandalyelerini toplattı.
Seyhan AvşarAvukat Güven, bir kooperatif davasında davacı vekili olarak İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki davaya gitti. Bilirkişi raporunun dosyaya girdiğini açıklayan mahkeme heyeti ara kararını açıklayacağını belirtti. Bu sırada davalı vekili ayağa kalktı. Avukat Güven’in ayağa kalkmaması üzerine ise mahkeme başkanı, Güven’in ayağa kalkmasını istedi. Güven, ara karar açıklanırken avukatların ayağa kalkma zorunluluğu olmadığını belirterek ayağa kalkmak istemedi. Başkan ise “Ben ayağa kalkın deyince kalkacaksınız” dedi. Yaşanan tartışma sonucu mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi. Güven, mahkeme başkanına ara verilmesinin gerekçesini sordu. Mahkeme başkanı, duruşmayı yönetme yetkisinin hâkimde olduğu belirtti. Hâkimin ısrarı üzerine duruşmaya ara verilerek avukatlar salondan çıkarıldı. Aranın ardından taraflar içeri alındı. Ancak avukat Güven, sandalyesini yerinde bulamadı. Mahkeme başkanının tüm sandalyeleri kürsünün önüne dizdirdiğini gördü. Bunun üzerine Güven gidip sandalyesini aldı ve oturdu.
KARŞILIKLI ŞİKÂYET
Mahkeme başkanı ise avukatı şikâyet edeceğini söyledi. Ara kararı açıklayan mahkeme başkanı, Güven’in duruşma sırasında ayağa kalkmadığını belirterek disiplin soruşturması yapılması için baroya bildirilmesine karar verdi. Güven’de yaşanan olaya ilişkin İzmir Barosu’ndan meslektaşlarına haber verdi. Duruşma salonunda yaşananlar tutanağa geçirildi. Avukat Güven’in de mahkeme başkanından şikâyetçi olacağı öğrenildi.
AVUKAT GÜVEN: MESLEĞİMİ SAVUNDUM
Avukat Özge Güven, Twitter’dan “Şahsen hiçbir husumetim olmayan hâkimin esasen şahsıma da değil doğrudan mesleğime karşı sergilediği yok sayan, yasaya ve hukuka açıkça aykırı dayatmacı tavrına karşı; mensubu olmaktan gurur duyduğum avukatlık mesleğinin onurunu korumak lüzumu üzerine bir tepki koydum. Avukat yargının kurucu unsuru olup hiçbir hiyerarşik üste tabi değildir. Hâkimlerin kendilerini mahkemelerin sahibi, avukatların üstü zannetmeleri, yasada açık hüküm bulunmasına rağmen dayattıkları ‘ben kalk dediğimde kalkılacak’ emrine (!) itaat beklemeleri kabul edilemez. Hâkimlerin yasada yeri olmadığı halde aklına eseni yaptırmak gibi bir hakkı bulunmamaktadır. Mahkeme kadıya mülk değildir! Yargıç kürsüsü kimsenin şahsi hırslarını ve egosunu tatmin edebileceği bir makam da değildir. Bu tavır kibirden değil hukuk bilmemekten ise zaten o makamın hiç hak edilmediği anlamına gelmektedir. Mesele sandalyeleri toplatan hâkimin, yarın ‘Duruşmayı ben yönetiyorum ve mahkememde seni istemiyorum’ demeyeceğinin garantisi yoktur. Biri diğerinden daha ağır ve farklı gibi görünüyorsa da her iki tavır da bire bir aynıdır ve aynı kaynaktan beslenmektedir. Tepkim bu nedenlerledir” açıklamasını yaptı.