Avrupa'dan zehir zemberek 'Türkiye' bildirisi
Avrupalı Sol Partilerin 'Kürt Halkıyla Dayanışma Konferansı Sonuç Deklarasyonu' çok çarpıcı ifadeler içeriyor.
Mahmut OralDiyarbakır'da toplanan konferansın sonuç bildirgesi İngilizce ve Türkçe olarak yayınlandı. Bildirgede, Türkiye'de uygulanan sokağa çıkma yasaklarındaki operasyonlar için 'katliam' nitelemesi yapıldı.
AB'nin kapılarını göçmenlere kapatmasının AB değerlerini yok saymak olduğu belirtilirken, bunun sonucu olarak Türkiye'de savaş dahi çıkabileceği belirtildi.
Yine Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlere dönük saldırıları durdurması istenirken, AB, NATO ve Avrupalı ülkeler Türkiye’ye silah satışını durdurması ve her türlü askeri işbirliğine son vermesi istedi.
Yayınlanan sonuç deklarasyonu metni şöyle:
Avrupalı Sol Partilerin Kürt Halkıyla Dayanışma Konferansı Sonuç Deklarasyonu Diyarbakır (Amed),
21 Şubat 2016
"Kürt, Türk ve Avrupalı sol ve demokratik güçler olarak barış, demokrasi, kültürel çeşitlilik ve sosyal adalet mücadelesinde dayanışma içinde hareket edeceğiz.
Bugün burada toplananlar olarak Türk hükümetine, kuşatılmış Kürt kentlerinde sivillere karşı uyguladığınız katliam ve öldürmelere son verin çağrısında bulunuyoruz. Bu acımasız siyasetten en çok zarar görenler sivil kadın ve çocuklardır. Türk hükümetinden sokağa çıkma yasaklarını kaldırmayı ve ablukaya alınmış şehirlere ulaşıma izin vermesini talep ediyoruz. Temel insan haklarının ağır ihlali durdurulmalı ve savaş suçlarını inceleyen bir uluslararası komisyon oluşturulmalıdır.
Mültecilerin Türkiye üzeri Avrupa’ya gelişi engellemek amaçlı Türk hükümeti ile anlaşmaya giden Avrupa Birliği, insan hakları ve savaş suçlarının işlenmesine ve Suriye’deki Kürt bölgelerine saldırılar konusunda gözünü kapatmaktadır. Bu sadece demokratik güçlerin ve Avrupalı değerlerin yok sayılması değil, bu aynı zamanda Türkiye’yi büyük bir kanlı savaşa sürükleyebilir ve binlerce sivilin ölümüne ve mültecileşmesine neden olabilir.
Avrupa Birliği ve Avrupa ülkelerine Türkiye’ye baskı yapıp Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonuna saygı göstermesini ve PKK ile uluslararası bir üçüncü tarafın gözetiminde yeniden görüşmelere başlaması konusunda çağrıda bulunuyoruz. Avrupa Birliği sürdürülebilir bir barış sürecinin güvenceye alınabilmesi için Kürt lider Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalı ve PKK’yi terör örgütleri listesinden çıkarılmalıdır.
Kürtlerin öz yönetim ve tanınma talebi meşrudur ve Avrupa Konseyi standartları ile uyumluluk göstermektedir bu talep kriminalize edilmemelidir. Türkiye farklı kültür ve inançları barındıran bir topluma sahiptir, bunu kabul etmek ve gereğini yapmak barışa giden ilk adımdır.
Ayrıca Türk hükümeti basın özgürlüğü, toplantı ve gösteri haklarını garantiye almalı, seçilmişlerin yargılanması durdurulmalıdır.
Yine Avrupa’da tüm demokratik ve ilerici güçleri, otoriter Erdoğan rejimine karşı Kürt ve Türkiye’deki diğer demokrasi hareketlerini desteklemeleri çağrısında bulunuyoruz.
Türk hükümetinden bir an önce Türkiye ve Suriye’deki Kürtlere karşı savaşı durdurmasını, ablukaya alınmış Kürt kentleri üzerindeki sokağa çıkma yasaklarını kaldırmasını talep ediyoruz.
AB, NATO ve Avrupalı ülkeler Türkiye’ye silah satışını durdurmalı ve her türlü askeri işbirliğine son vermelidir. Alman tankların ve NATO silahların sivillere karşı kullanılması kabul edilmezdir.
Birleşmiş Milletler sivillere karşı silahların kullanılmasını araştırmalı ve savaş suçları sorumlularının yargılanmasını talep ediyoruz.
Çatışmanın çözümü kadınların barış sürecine dâhil edilmesi ile mümkündür.
Türkiye ve tüm bölgede, barış ve demokrasi gerçekleşmesi için destek vermeye ve dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz"