‘Avrupa sesimizi duymuyordu’
Hükümet AİHS’yi askıya aldığını açıkladı ancak Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ‘Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi temel kararları yürürlüktedir’ uyarısında bulundu.
iklim öngelCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland’la Meclis’teki makamında bir araya geldi. Görüşmede Jagland’ın OHAL uygulamaları sırasında hukukun üstünlüğünün terk edilmemesi gerektiğine dikkat çektiği, sürecin Avrupa standartlarına uygun yürütülmesi gerektiğini belirterek, “AİHM’nin önüne binlerce dava gelebilir, AİHM içtihatları önemli. OHAL’de hukukun üstünlüğü ilkesi terk edilmemeli. AİHS’nin temel kuralları yürürlükte” uyarısında bulunduğu öğrenildi.
Görüşmede Kılıçdaroğlu ise Gülen cemaatine ilişkin CHP’nin defalarca uyarıda bulunduğunu belirterek, “Avrupa destek verdi. Avrupa o dönem buna demokrasi diyordu, sesimiz duyulmuyordu” eleştirisinde bulundu. Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk davaları ile kurumlardaki laik kesimin tasfiye edildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Türkiye bu noktaya adım adım getirildi” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu yargının tarafsız ve bağımsızlığının sağlanması konusunu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’la paylaştığını ileterek, “Sözlerinden dönmezlerse anayasa değişikliğiyle bunu sağlayabiliriz” dedi. HDP’nin dışlanmasının da gündeme geldiği görüşmede, Kılıçdaroğlu Erdoğan’a “Gerçek bir uzlaşı isteniyorsa HDP dahil edilmeli” dediğini iletti. Jagland ise “Umarım Cumhurbaşkanı Meclis içindeki diyaloğa daha fazla önem verir. Kendisiyle görüşmemde bu yönde bir izlenim edindim, umarım gerçekleşir” diye konuştu.
‘Türkiye halklarına yapılan bir saldırı’
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ve beraberindeki heyet daha sonra HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ ile TBMM’deki makamında görüştü. Görüşmede Yüksekdağ, Avrupa Konseyi’nin 15 Temmuz darbe girişimine karşı dayanışmasını ifade etmesinin çok anlamlı ve değerli olduğunu dile getirdi. Parlamentonun 15 Temmuz’da çok ciddi bir saldırıyla karşı karşıya kaldığını ifade eden Yüksekdağ, bütün Türkiye siyasetine ve halklarına, Türkiye’de demokratik siyasetin gelişme olanaklarına karşı geliştirilmiş bir saldırı olduğunu dile getirdi.