Avrupa özgürlük adımı bekliyor
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Hansjörg Haber, basın özgürlüğünün Avrupa için en önemli değerlerden biri olduğunu vurgulayarak, AB’nin Türkiye’nin bu yönde adım atmasını beklediğini ifade etti.
Duygu Güvenç
‘Saygı duyuyoruz’
Büyükelçi Haber ve beraberindeki heyeti, Cumhuriyet Gazetesi Ombudsmanı Güray Öz, Ankara Haber Müdürü Ayşe Sayın, Diplomasi Muhabiri Duygu Güvenç ve Yüksek Yargı Muhabiri Alican Uludağ ile görüştü. Dündar ve Gül’ün tutuklanması süreci ve basının karşılaştığı sorunlarla ilgili bilgi alan Büyükelçi, kendisi ve Türkiye için Cumhuriyet Gazetesi’nin özel bir yeri olduğunu vurguladı: “Cumhuriyet Gazetesi, Cumhuriyet tarihinin ayrılmaz bir parçası ve çok saygı duyulan bir gazete. Ben de gazeteye saygılarımı sunmak istedim gazetecilerinin manşetlerde olduğu bir dönemde. Onlarla ilgili yasal duruma, mahkemedeki iddialara dair bilgi almak istedim.”
‘Adım atılması gerek’
Büyükelçi Haber, basın özgürlüğünün Avrupa için en önemli değerlerden biri olduğunu vurgularken, 2016’dan itibaren açılması beklenen Yargı ve Temel Haklar ile Adalet, Özgürlük ve Güvenlik fasıllarıyla ile Türkiye’nin de bu yönde adımlar atmasını beklediğini dile getirdi. Büyükelçi Haber, basın özgürlüğü, demokratikleşme, hukukun üstünlüğü gibi alanlarda ilerlenmesi için toplumun talebinin de önemine işaret etti.
Kaygılarımızı ilettik
Brüksel’deki AB zirvesinde, AP Başkanı Martin Schulz, AB Konseyi Başkanı Donalt Tusk ve AB Komsiyonu Başkanı Jean-Claude Junker’in Başbakan Ahmet Davutoğlu’na, Türkiye’deki basın özgürlüğü ile ilgili kaygılarını ilettiklerini söyledi.
Uğur Mumcu'nun gözleri altında
Almanya’nın Ankara Büyükelçiliğinde 1992-1996 yılları arasında siyasi ataşe olarak görev yapan Haber’le, ile haber masamızın üzerinde bulunan Uğur Mumcu’nun dev portresinin altında görüştük. Haber, Cumhuriyet’le “özel ilişkisi”ni şöyle anlattı: “Daha önce çalıştığım yıllarda Cumhuriyet’i okumaya çalışıyordum, çünkü tasarımı diğer gazetelerden farklıydı. Çok fotoğraf kullanmazdı.” Büyükelçi, Mumcu’nun katledildiği gün de Ankara’da olduğunu belirtip, şu anısını paylaştı:
“Benim evim, onun evinin yan sokağındaydı. Öldürüldüğü gün piyano çalıyordum. Korkunç bir patlama sesiyle irkildim. Ne olduğunu ancak büroya pazartesi günü gidince öğrenebildim. O zaman, böyle bir haberleşme çağı yoktu, televizyonlardan bilgi alıyorduk. Büroya gidince öğrendim ki tüm mesai arkadaşlarım da Mumcu yürüyüşündeydi.”