Atlas’tan gelip Muğla’dakini kovdu

Muğla’daki kızılçam ormanı yok ediliyor, yerine ‘pinus maritima’lar dikilecek.

Sena Yaşar

Muğla Yatağan’daki 6 bin 500 dönümlük endüstriyel ağaçlandırma alanından henüz genç olan birinci sınıf kızılçam ağaçları kesilip yerine Türkiye’de doğal türü olmayan, anavatanı Atlas Okyanusu kıyıları olan “pinus maritima” çamları dikilecek. Tarım Orman İş Sendikası’nın yaptığı incelemede, yeni ağaçların uyumunun değerlendirilmeden binlerce genç kızılçamın kesildiği ortaya çıktı.
Tarım Orman İş Sendikası yetkilileri, Muğla Yatağan Orman İşletme Müdürlüğü’ne bağlı Menteşe Çayı Şefliği dahilindeki endüstriyel plantasyon (ağaçlandırma) arazisinde incelemelerde bulundu. Yetkililer, kızılçamların kesilip “pinus maritima” çamlarının dikilmesindeki nedeni “çabuk büyümesi ve sunta levha fabrikalarına satımlarının daha kolay olması” şeklinde değerlendirdi.

Sonuç başarısız
Öte yandan, kızılçamların tamamen kesilmeden önce orman alanında pinus maritima çamlarının Türkiye ekosistemine uyumunun denenmemesi dikkat çekti. Sendikadan yapılan açıklamada, “aynı ağaç türünün 1980’li yıllarda Zonguldak Ereğli Kandilli bölgesinde endüstriyel ağaçlandırma amacıyla dikildiği, ağaçların bölge iklimine uyum sağlayamadığı için gövdesinin değil, dallarının büyüdüğü, yoğun yağan kardan dolayı dallarının kırıldığı ve ağaçlandırmada başarılı sonuç alınamadığı” kaydedildi.

 

MADEN SAHASINA DÖNÜŞEBİLİR

Sendika yetkilileri endüstriyel ağaçlandırmanın yapılabileceğini, fakat uzmanlardan, orman fakültelerindeki akademisyenlerden ve Orman Müdürlükleri bünyesindeki enstitülerden görüş alınması gerektiği belirtti. Açıklamada “Konu ile ilgili orman fakültelerinden ve bilim insanlarından oluşturulacak heyet ile birlikte yargıya başvurulacak ve bu katliamın durdurulması için mücadele yürütülecektir” ifadeleri kullanıldı.
Yatağanlı köylüler ise, kızılçam orman bölgesinin geçmişte Yatağan’a yapılmak istenen ve yargı kararı ile durdurulan çimento fabrikasına yakın olduğunun altını çizerek, yeni dikilecek ağaçlarda olası bir başarısızlık durumunda bölgenin maden sahasına dönüştürülmesinden endişeli olduklarını belirtti.