Atatürk'süz, muhalefetsiz, hadisli adli yıl açılışı

Yeni adli yıl açılışı için hâkim ve savcılar belediye otobüsleriyle Saray’a taşındı. Törene katılım zorunlu tutuldu. Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, 28 sayfalık konuşma metninde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün adını hiç anmadı, padişahların reform çabalarına özel vurgu yaptı, hadisli mesajlar verdi. Adli yıl açılışına muhalefetten katılan olmadı.

Alican Uludağ

Yargıtay Başkanlığı tarafından düzenlenen 2018-2019 adli yıl açılış töreni, ikinci kez Cumhurbaşkanlığı Sarayı içerisindeki Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Törene katılım yoğun oldu. Çünkü Yargıtay Başkanlığı, kurumda görev yapan bin kadar savcı ve tetkik hâkime, törene katılımın “zorunlu” olduğuna ilişkin mesaj gönderdi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırgızistan’da temaslarda bulunduğu için törene katılmadı. Bu nedenle güvenlik önlemleri daha azdı. Ancak yine de prosedürlerden taviz verilmedi. Yargı üyeleri iki arama noktasını geçerek törene katıldı.

-Muhalefetsiz açılış: Törene Cumhurbaşkanı Vekili Fuat Oktay, TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, YSK Başkanı Sadi Güven, HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz da katıldı. Yargıtay Başkanı Cirit, konuşmasının hitap bölümünde Fuat Oktay’ı TBMM Başkanı’ndan önce söyledi. Törene MHP, CHP, İyi Parti liderleri katılmazken TBB Başkanı Metin Feyzioğlu da açılışa gelmedi.

-Atatürk yok: Yargıtay Başkanı Cirit, 28 sayfalık bir konuşma metni hazırladı. Konuşmada Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün adı anılmazken, Osmanlı devlet adamları ve padişahlarının adalet teşkilatıyla ilgili reform çabalarına özel vurgu yapıldı; III. Selim döneminde Viyana Büyükelçisi Ebubekir Ratip, 17. Yüzyılda Koçi Bey, Defterdar Sarı Mehmet Paşa’dan alıntılara yer verildi.

-‘Hadis’li mesaj: Cirit, konuşmasında likayatle ilgili tanımlara yer verirken Eflatun’un yanı sıra Hz. Muhammet’e atıf yaptı. Cirit, Hz. Muhammet’in “kıyamet ne zaman kopacak” sorusuna “İş ehil olmayana verildi mi, kıyameti bekle dur” dediğini anlattı.

<haber-dikey:1072128,1072612>

 

-Brunson alkışı: Cirit’in konuşması sırasında hâkim ve savcılardan alkış alan tek bölümü, rahip Brunson ile ilgili bölüm oldu. Cirit, bu bölümde “İzmir’de bir yabancı devlet vatandaşının tutuklanması ve yargılanmasına ilişkin kararları verecek tek ve mutlak güç, yargı yetkisini Türk milleti adına kullanan bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir” dedi.

<haber-dikey:1071853>

-Başkanlık uyarısı: Bunun dışında güncel tartışmalardan kaçınan Cirit, “Anayasa değişikliği ile öngörülen Cumhurbaşkanlığı sistemi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanmasını daha önemli bir hale getirmiştir” diyerek dikkat çeken bir mesaj verdi. Cirit, konuşmasında kamu yönetimindeki atamaların liyakate göre yapılması uyarısında bulundu.

-Erdoğan’a teşekkür: Cirit, Yargıtay üyelerinin sağlık giderlerinin de AYM üyeleri gibi karşılanarak “yüksek mahkemeler arasındaki eşitliğin sağlanması” ve İncek’te yapımına başlanan yeni Yargıtay binası için de Erdoğan’a özel teşekkür etti.

-Belediye otobüsüyle dönüş: Açılışa damgasını vuran anları ise tören sonrasında yüksek yargıçların belediye otobüsleri ile Yargıtay’a taşınması oldu. Ellerinde kisveleriyle Saray’dan çıkan yüksek yargıçlar ve diğer yargı üyeleri, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın tahsis ettiği belediye otobüslerine bindi. Otobüslerde oturacak yer bulamayanlar ise ayakta yolculuk yapmak zorunda kaldı. Yargıçların Saray önünde boş otobüs bulabilmek için çaba harcamaları ilginç görüntü oluşturdu. Yargıtay üyelerinin, törene de bu otobüslerle getirildiği öğrenildi. Bu görüntüler, daha önce AKP mitinglerinde belediye otobüsleriyle alana yapılan taşımaları anımsattı.

<haber-dikey:1071247>

-Çelişkili manzara: Yargıtay Başkanı Cirit’in konuşmasında “yargı bağımsızlığı” ve “kuvvetler ayrılığı” mesajları vermesi ile Saray’ın gölgesinde yapılan adli yıl açılış töreninde yaşananlar çelişkili bir manzara ortaya çıkardı.

 

 

‘Liyakat yoksa felaket olur’

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Cumhurbaşkanlığı Sarayı bünyesindeki Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Adli Yıl açılış töreninde konuştu. Kamu yönetiminde liyakat vurgusu yapan Cirit, “Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının en büyük sebeplerinden birisi, liyakat sisteminin bozulmasıdır. Liyakat sistemi işlemeyince adama göre iş, rüşvet ve iltimaslar artmıştır. Memurlar, yetkilerini kötüye kullanarak halka zulmetme noktasına kadar gelmiştir” dedi. Anayasanın 70. maddesindeki “hizmete alınmada, görevin getirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemeyeceği” hükmüne işaret eden Cirit, kamu yönetiminde liyakat ilkesinin  büyük öneme sahip olduğunu söyledi. Cirit, “Ehliyet ve liyakata dikkat edildiğinde 21. yüzyıl, Türk yüzyılı, uyulmadığında ise bir felaket olacaktır.”

Brunson mesajı

Konuşmasında ABD’li Rahip Andrew Brunson krizine de değinen Cirit, “Hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı”na vurgu yaptı. Cirit, şunları kaydetti: “Bir yabancı devlet vatandaşının İzmir’de tutuklanması ve yargılanmasına ilişkin kararları verecek tek ve mutlak güç, yargı yetkisini Türk milleti adına kullanan bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir. Demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ideallerini yaşatma ve yüceltme iddiasını taşıyan yabancı devletlerin de öncelikle uluslararası hukukça korunan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin egemenliğine saygı duyması gerekir. Çağdaş demokrasilerin ve devletler hukukunun en temel ilkelerinden biri olan bu gerçeğin kaba güç kullanılarak ters yüz edilmeye çalışılması, insan haklarının güçlenmesine değil, zayıflamasına neden olur.”

Kuvvetler ayrılığı

Konuşmasında “kuvvetler ayrılığı” ilkesine vurgu yapan Yargıtay Başkanı, bu ilkenin, iktidarı kullananları sınırlayarak gücün tek elde toplanmasını engellediği, erkler arasında dengeyi sağladığını belirtti. Cirit, şöyle konuştu: “Yargı bağımsızlığı, devlet tarafından güvence altına alınmalı ve anayasada veya kanunlarda düzenlenmelidir. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ile insan hakları, ancak kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulandığı yönetim sistemlerinde gerçek anlamına kavuşabilir. Bu ilke, yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki ayrımı belirginleştirmesi açısından demokrasinin, yargı bağımsızlığının ve insan haklarının en önemli teminatıdır. Anayasa değişikliği ile öngörülen Cumhurbaşkanlığı sistemi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanmasını daha önemli bir hale getirmiştir.”

AYM Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan ile TBMM Başkanı Binali Yıldırım, törende bir süre sohbet etti

İtibar kaybı

Cirit, FETÖ/PDY terör örgütünün yargıda kendini iyice hissettirdiği son 10 yıllık sürecin, hem toplumda hem de yargı mensupları ile yargı personelinde ciddi tramvaya neden olduğunu söyledi. FETÖ’nün hukuku bir silah gibi kullanmasının toplumun yargıya güven algısında sorunlara neden olduğunu belirten Cirit, “Yargıya duyulan güvenin aşınmasının toplumsal barış ve huzur üzerinde doğurduğu riskler, devletin kurumlarına güvensizlik, uluslararası alanda yaşanan güven ve itibar kayıpları, oldukça zorlu ve titiz bir yenilenme sürecini gerektirmektedir” dedi.  

Adaletin 5 kara deliği

Yargıtay Başkanı Cirit, Türk adalet sisteminin 5 kara deliği olduğunu kaydetti. İlk olarak kamunun tarafolduğu davalara işaret eden Cirit, “Kamunun yüzlerce kez haksız çıktığı davaların sonucu dikkate alınmadan, aynı uyuşmazlıklar tekrar mahkemelere intikal ettirilmektedir. Devlet, vatandaşı ile olan uyuşmazlıklarını çağdaş usullerle ve barışçı bir şekilde çözmenin yollarını bulmalıdır” dedi. İkinci “kara delik” olarak yargının iş yükü sorununa işaret eden Cirit, bunun çözümü için alternatif uyuşmazlık yöntemlerinin geliştirilmesini istedi. Çok sık yapılan kanun değişikliklerinin adli hizmetlerin kalitesinin düşmesine neden olduğunu vurgulayan Cirit, 4. kara delik olarak genel eğitim ve hukuk eğitimindeki yetersizliklere işaret etti. Cirit, hukuk fakültelerinde lisans eğitiminin 5 yıla çıkarılmasını, okullarda yargı etiği dersinin verilmesini önerdi. Son sorun olarak hâkim ve savcıların deneyim eksikliklerinden kaynaklanan zorlukları gösteren Cirit, Yargıtay’da görev yapan bin kadar tetkik hâkimin yarısından fazlasının 5 yılın altında meslek kıdemine sahip olduğunu söyledi.

 

Çağlayan Adliyesi’nde de tören

Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda yeni adli yılın açılış töreni yapıldı. Burada bir konuşma yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, hâkim ve savcıların yargısal anlamda hiçbir hiyerarşik ilişki içinde olmadığını ve olmaması gerektiğini söyledi.

Törenin açılış konuşmasını yapan İstanbul Valisi Vasip Şahin ise “Adalet eşit davranmak değildir. Haklıya hakkını vermek haksıza da haksız olduğunu bildirmek, suçluya cezasını vermek, suçsuzun ya da mağdurun hakkını korumak, adaletin temel ilkelerinden, prensiplerindendir” dedi.

Adliyenin atrium alanında düzenlenen törene, Vali Şahin ve Başsavcı Fidan’ın yanı sıra İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, İstanbul Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Ayhan Ayan, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın babası Hakkı Kiraz ile hâkimler, savcılar ve adliye çalışanları katıldı.

TBB Başkanı Feyzioğlu: Kürsüde siyaset istemiyoruz

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, adli yıl açılışı dolayısıyla Barolar Birliği Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.

Feyzioğlu, güvenilir yargının vazgeçilmez koşullarından birinin etkili bir savunma gücü olduğunu kaydetti.  Anayasanın; yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını ve güvenilirliğini sistemsel olarak sağlamaktan uzak olduğunu belirten Feyzioğlu, şunları söyledi: “Biz, kürsüde siyaset yapan hâkim ve savcı istemiyoruz. Biz, siyasetin yönlendirmesine açık hâkim ve savcı da istemiyoruz. Yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının anayasal güvenceye kavuşturulması gerektiğini söylüyoruz. Mevcut anayasal düzenlemede, aynı zamanda bir siyasi partinin genel başkanı olan Cumhurbaşkanının, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamakla görevli olan Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun üyelerinin önemli bir kısmını tek başına, kalan kısmını da TBMM aracılığıyla ataması, maalesef yargıyı siyasetin etkisine açmış durumdadır. Hâkim ve savcılarımızı güvenceden yoksun bırakan bu yanlış düzenleme, vatandaşlarımızın da hukuk güvencesinin altını boşaltmaktadır