'Atamayacağımız hiçbir adımın altına imza atmayız'

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, IMF ile ilişkinin günün şartlarına bağlı olduğunu belirterek, stand-by'ın o günün şartlarına uygun olması ve bundan Türkiye'nin menfaati olması halinde imzalanabileceğini kaydetti.

cumhuriyet.com.tr

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin(EMD) düzenlediği Ortadoğu ve Doğu Akdeniz Ülkeleri Ekonomi Basını Forumuna katıldı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Babacan, IMF ile ilişkinin o günün şartlarına bağlı olduğunu belirterek, "Türkiye için nasıl bir ilişkinin daha iyi olacağını göre devam ediyor. O günkü şartlar bir stand-by için uygun ise stand-by'dan Türkiye'nin menfaati varsa, Türkiye bunu yapıyor" dedi. 2005'de 18.'sini ve 2008 yılının Mayıs alında 19. stand-by anlaşmasının başarılı bir şekilde tamamladıklarının kaydeden Babacan, "Türkiye'nin tamamladığı ilk 2 stand-by'dır. Daha önce sözler verilmiş, imzalar atılmış ama taahhütler yerine getirilmediği için hepsi ortada kalmış. Biz bunları tamamlayan bir ülkeyiz. Bunları tamamlarken ben 10 tane niyet mektubuna imza attım. Yapmayacağımız atamayacağız şeylerin altına imza atmayız" şeklinde konuştu.

Yapılan politikaların uygulanabilecek olmasının önemine vurgu yapan Babacan, politikaların hükümet tarafından uygulanacağını kaydetti. Dünyanın böylesine türbülans yaşadığı bir dönemde doğru politikanın ne olduğunu sorusunun cevabının çok kolay olmadığının altını çizen Babacan, "Bizim bu uygulamalarımızla alakalı eğer IMF ile yüzde 50 bir mutabakat olsaydı zaten stand-by anlaşması noktasında farklı bir noktada olurduk. Bazı küçük noktalarda farklılıklarımız oldu. Bu noktaların neler olduğunu ben açıklamayacağım. Gazetelerde yazılıp çizilenlerinde yanlış olduğunu buradan ifade etmek istiyorum. Mali kural konusunda anlaşılamadığı tamamen yanlış, bizim açıkladığımız mali kural ve parametreleri konusunda yüzde yüz bir mutabakat vardı" dedi.

Babacan, IMF'le yürütülen görüşmelerin içinde olanların sayısının çok çok az olduğunu yineleyerek, bu işin fiilen müzakeresini kendisinin yürüttüğünü hatırlattı. Hazine'de birkaç kişinin dışında ne olup bittiğini kimsenin bilmediğini ifade eden Babacan, Merkez Bankası'na da sadece para politikalarıyla ilgili kısımların gittiğini kaydetti. "Benden duymadıkça inanmayın" söylemini yenileyen Babacan, anlaşamamanın nedenin tamamen farklı olduğunu söyledi. Babacan, gelecekle ilgili projeksiyonlar konusunda yeni çalışmaların yapılacağını belirterek, "Gelecekle ilgili projeksiyonlar konusunda bakışımız biraz farklılaştı. Ama detaylarına girmeyeceğim. Çünkü onlarla da görüşmemiz o şekilde. Ne yapıyoruz, sonuç nedir diye mutabakata varmış durumdayız, işin özü budur. Yoksa bizim Orta Vadeli Program ve hedeflerimiz çerçevesinde en ufak bir görüş ayrılığımız yoktur. Dolayısıyla bundan sonraki dönemde benden başka kaynaklara inanmayın. Benim o dar çalışan ekibim, kimseyle bir şey paylaşmıyor. Sayı çoğaldıkça bu işin sızma ihtimali artıyor. Onun için dar bir ekiple işi götürüyoruz" şeklinde konuştu.
 

'Türkiye'nin IMF'deki hissesinde 2 kademeli artış'

IMF ile ilgili Türkiye'nin üye ve ortak ülkelerden olduğunu ve son dönemde hissesinin arttığını belirten Babacan, "İki kademe daha hisse artışı geliyor" dedi. Türkiye'nin göreceli büyüklüğünün Dünya Ekonomik Ajansı'nda da arttığını kaydeden Babacan, "Diğer ülkelere göre ortalamaya bakıldığında, Türkiye ekonomisi de daha bir ağırlığa sahip. İşte bu ağırlığı yansıtacak hisse ayarlamaları da yapılıyor. İkinci dalgada karar verildi. 3'üncüyle ilgili de çalışmalar devam ediyor. IMF ile ortaklık konusunda hissemizde gittikçe artıyor" ifadelerini kullandı.
 

'İşlem Vergisi gündemimizde yok'

Stopaj konusunu, geçtiğimiz günlerde detaylı bir şekilde masaya yatırdıklarını kaydeden Babacan, şu anda "işlem vergisinin" gündemlerinde olmadığını söyledi. Babacan, ancak stopaj konusunun nasıl uygulanacağıyla ilgili nihai bir karar verilmemiş olduğunu vurguladı. Şu anda seçeneklerin masada olduğunu, en kısa zamanda karar verip bunu uygulamaya başlamak istediklerini dile getiren Babacan, "Bunu ortada bırakmak ve belirsizliği devam ettirmeyi çok arzulamıyoruz. Dolayısıyla en kısa zamanda kararımızı verip gerekli yasal düzenlemeyi yapıp, uygulamayı başlatmak istiyoruz" dedi.
 

'OVP'de bir revizyon yok'

Orta Vadeli Programda (OVP) bir revizyonun söz konusu olmadığını belirten Babacan, programın 6 aydır uygulandığının altını çizdi. "OVP'de revizyon olur mu" şüphesi yaratmaktan kaçınılmasını isteyen Babacan, Orta Vadeli Program'ın borç stokunu kontrol altına alacak bir şekilde açıklandığını ifade etti.

'2011-2012 OVP hedeflerinde gevşeme olmaz'

OVP'nin 2011 ve 2012 hedeflerinde asla bir gevşeme söz konusu olmayacağını açıklayan Babacan, "Ama şu söz konusu olabilir: Dünya ekonomisini büyümesiyle ve Türkiye'yle alakalı projeksiyonlarının gözden geçirilmesi fayda olabilir. Zamanı gelince yapılır. Ama bu gün bunların zamanı değil" ifadelerini kullandı.
 

'Kriz olacak, olmayacak gibi kesin ifadele yanlış'

Dünyada yeni bir kriz olacağına ilişkin açıklama yapanların çok doğru bir iş yaptığı düşüncesinde olmadığını söyleyen Babacan, "Kuşkusuz riskler var. Ama kati hüküm olarak kriz geliyor veya kriz kesinlikle olmayacak gibi uçlardan herkesin kaçınması gerekir" dedi. Yeni bir krizin görülmesi halinde dünya piyasalarının bugünkü noktada durmasının mümkün olmadığını kaydeden Babacan, "Herkes kriz fiyatlandırmasını zaten bu gün itibariyle yapmış durumda. Çok daha farklı ekonomik göstergeler vardı, parası olanlar zaten bu hesabı yapıyor. Milyarlarca dolar yatırım yapanlar herhalde hesabını kitabını yapıyor. Riskler kuşkusuz var. Biz Türkiye olarak olabilecek her türlü riske karşı kendi tedbirlerimizi alarak devam etmek zorundayız. Her ülke bunu yapmak zorunda. Dolayısıyla bizim ihtiyatlı maliye politikamız, ihtiyatlı para politikamız, bankacılıkla ilgili almış olduğumuz ve alacağımız tedbirler bu ihtiyatlı yaklaşıma çok doğal bir gerek" şeklinde konuştu.