Asya’da yeni saflaşma
Hindistan ile Pakistan arasında 1940’lardan bu yana çözülemeyen Keşmir sorunu, iki ülkenin de nükleer silahı bulunması nedeniyle tüm bölgeyi tehdit ediyor.
Sertaç Eş
Dr. Adıbelli, Pakistan ile Hindistan arasında yeniden alevlenen ve çatışmaya dönüşen Keşmir sorununun bölgeye ve dünyaya yansımalarını Cumhuriyet’e değerlendirdi. Dikkatlerin Kuzey Kore ve ABD görüşmelerine kilitlendiği bir dönemde Keşmir merkezli yaşanan gerilimin Asya-Pasifik bölgesindeki dengeleri oynattığını belirten Adıbelli, “İki ülke arasısındaki gerginliğin arkasında Çin’in Yol ve Kuşak İnisiyatifinin olduğu açık. Başından beri Hindistan bu projeye soğuk bakıyor. Çin’in tüm davetlerine rağmen Hindistan projeye uzak durdu, eleştirdi. Hatta ABD ile alternatif projeler üzerine çalışmaya başladı. Çin-Pakistan ekonomik koridoru olarak da bilinen bu projenin Pakistan’ı jeopolitik olarak bölgede daha da güçlendireceği açıkça görülmektedir” dedi.
‘Çin’e deniz üssü’
Kısa süre önce İmran Han’ın başbakan olmasıyla birlikte Çin-Pakistan ekonomik koridorunun genişletilmesi yönünde karar alınmasının Hindistan’ı harekete geçirdiğini savunan Adıbelli, “Bir şekilde Pakistan’ı istikrarsızlaştırarak bu projeyi sabote etmek istiyor. Hindistan, aynı zamanda Çin’in Hint Okyanusunda jeostratejik bir konumu olan Myanmar ile geliştirmiş olduğu ilişkilerden de rahatsız. Çin’in deniz İpek Yolu’nun başarısı Hindistan’ın Hint okyanusundaki gücünün kırılmasıyla mümkün. Bu bağlamda, Pakistan’ın Hürmüz Boğazı yakınındaki Gwadar limanı oldukça önemli. Hatırlanacağı üzere bu liman Çin’in yardımıyla yapılmış, burada Çin donamamasının kullanabileceği bir deniz üssü inşa edilmişti” değerlendirmesini yaptı.
Çin ile Hindistan arasında geçen yıl Doklam Yaylası nedeniyle gerginlik yaşandığını ve iki ülkenin sınıra askeri takviye yaptığını anımsatan Adıbelli, “Hindistan kasıtlı olarak Çin ile de gerginliği son zamanlarda kademeli olarak artırmaya çalışıyor. Kuşkusuz gelişmeler, Trump yönetiminin Asya Pasifik bölgesini Hint-Pasifik bölgesi olarak resmen adlandırması, bölgede Hindistan’a özel bir değer ve rol atfetmesiyle de yakından ilişkilidir” diye konuştu. Trump’ın göreve gelmesinin ardından Pakistan’a “teröre destek vermek” gerekçesiyle yardımları kestiğini, yaklaşımın hedefinin bu ülkeyi dünyadan ve Çin’den tecrit etmek olduğunu belirten Adıbelli, şöyle konuştu: “Daha ilginç olan nokta ise 2018’de Hindistan ve Pakistan Şanghay İşbirliği Örgütüne (ŞİÖ) tam üye olmuşlardır. Bugünkü krizle birlikte ŞİÖ’nün itibarına da zarar verildi. ŞİÖ, kendi üyeleri arasında barış, güvenlik ve itimadı sağlayamayan bir konumuna düştü. Oysa ŞİÖ’nün en önemli özelliği üyeleri arasında diyalog zemini sağlamasıydı.”