Astımın temelleri anne karnında atılıyor

Yapılan araştırmalar astım ve alerji hastalıklarının temelinin anne karnında atıldığını ortaya koydu. Hamile kalmadan önce kullanılan doğum kontrol hapları da astım riskini arttıran nedenler arasında sayılıyor.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, 5 Mayıs Dünya Astım Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, son yıllarda yapılan araştırmaların astım ve alerjilerin temellerinin daha anne karnında atıldığını gösterdiğini söyledi.

Prof. Dr. Küçükusta, "Çocuğunun astım ve saman nezlesi gibi diğer alerjik hastalıklara yakalanmasını istemeyen annelerin, önlem almaya daha hamile kalmadan başlamaları gerekiyor" dedi.


Doğum kontrol hapları da astım riskini arttırabilir

Annenin çocuğuna hamile kalmadan önceki yıllarda doğum kontrol hapı kullanmış olmasının astım ve alerjik hastalık riskini artırdığını gösteren bazı araştırmaların da olduğunu kaydeden Prof. Dr. Küçükusta, "Bunun, doğum kontrol haplarında bulunan östrojen hormonunun çocukta alerjiyi tetikleyen 'T helper-2' ismi verilen özel bir lenfosit grubunu uyarmasıyla gerçekleştiği ileri sürülüyor. İlk adetlerini erken yaşta gören kadınların çocuklarında da alerjilerin daha fazla olduğunu belirleyen araştırmalar bu teoriyi destekler nitelikte. Erken adet görme durumunda da ileriki yaşlarda yüksek östrojen düzeyleri oluşması, bunun nedeni olarak gösteriliyor" dedi.

Astım ve alerjilerden sorumlu tutulan bir başka faktörün ise gebelikle ilgili komplikasyonlar olduğuna işaret eden Prof. Dr. Küçükusta, "Özellikle de gebelik sırasında ortaya çıkan kanama, erken kasılmalar, plasentanın yetersiz olması veya rahmin yeterince büyüyememesi gibi durumlarda, bebekte astım ve saman nezlesi riski yüksek bulunmuştur" diye konuştu. Prof. Dr. Küçükusta ayrıca, anne rahminde iyi beslenemeyen çocuklarda baş çevresinin, gövde ile kol ve bacaklara göre orantısız olarak büyük bulunduğunu da belirterek, "Hani, basitçe koca kafalılık diyeceğimiz durum. İşte, bu koca kafalılık da alerji ve astım için bir risk faktörü olarak ileri sürülmektedir. Çünkü, araştırmalarda baş çevresi büyük olan çocukların kanlarında alerjiyi gösteren IgE isimli immunglobülin, normal büyüklükte kafası olan çocuklardan daha yüksek bulunmuştur" dedi.

20 yaşından küçük annelerin bebeklerinde de astım riskinin yüksek olduğunun ileri sürüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Küçükusta, "Gerçekten ilginç bir bulgu, ama bunun annenin yaşından ziyade genç annelerde prematürelik ve düşük doğum tartısı durumlarının daha fazla olmasından kaynaklanabileceğini söyleyenlere de hak vermemek imkânsız" diye konuştu.


Astım erkek çocuklarını sever

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, astımın küçük çocuklarda, erkeklerde kızlara göre 2 misli fazla görüldüğünü söyleyerek, "12-14 yaşlarında kız-erkek oranı eşitlenirken daha ileri yaşlarda kadın hasta sayısı her yaşta daima daha fazladır. Hele 40 yaşından sonra astım tanısı konanların neredeyse tamamına yakını kadındır ve burada östrojen kullanımının bir risk faktörü olabileceği ileri sürülmektedir" dedi.

Prof. Dr. Küçükusta ayrıca, astımın kalabalık ailelerde ve evin ikinci çocuklarında daha az görüldüğünü gösteren pek çok araştırmanın da olduğuna işaret etti. Doğum ayının da astım hastalığı üzerinde etkili olduğunu ifade eden Prof. Dr. Küçükusta şöyle devam etti:
"Astımın ve saman nezlesinin mayıs-ekim aylarında doğanlarda daha fazla görüldüğünü saptayan araştırmalar vardır. Bizde bu hastalıkların en çok bahar ve yaz aylarında doğan çocuklarda görüldüğünü belirlemiştik. Astım, en çok yengeç burcunda doğanlarda görülürken, kovalar ise bu bakımdan en şanslı olanlardı."