Astımda kişiye özel tedavi önemli

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. N. Arzu Mirici, ''Astımlı hastalarda tedavi bir cins ısmarlama elbise dikmek gibidir, her hastaya özeldir'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. N. Arzu Mirici, astımlı hastaların hava yolları ile akciğerlerinin rahatsız olduğunu belirtti.

Mirici, ''Bu durumu çeşitli faktörler, mesela kışın hava kirliliği bu reaksiyonu, daralmayı ve sıkılmayı ortaya çıkarırken, bahara geçtiğimizde de alerji ve enfeksiyonlar bu durumu ortaya çıkarabiliyor'' diye konuştu.

Astım hastalarının düzenli tedavi olması gerektiğini vurgulayan Mirici, şunları kaydetti:
''Astım, asla şikayetler ortaya çıktığında tedavi edilen bir hastalık değildir. Hassas ve duyarlı olma durumunu tedavi etmelisiniz. Kişinin tedavi edilmesi söz konusuysa karşılaşacağı etkenlerden dolayı hastalık belirtilerinin ortaya çıkması daha az olacaktır veya hiç olmayacaktır. Ama kişi doğru tedavi almıyorsa veya tedavinin başlangıcındaysa o zaman kendisinde hastalığın neleri ortaya çıkaracağını biliriz. Örneğin bu enfeksiyon olabilir. Viral veya bakteriyel enfeksiyonlar. Bunlar için eylül ayında önerdiğimiz grip aşısı yapılmış olmalıdır. Sebep alerji ise burada yine ilaçla tedavi ve aşı tedavisi önerilebilir.''

Bazı durumlarda ne ilacın ne de aşının anlamlı olacağını, o zaman da alerjik olunan maddeye ve olaya karşı uzak durma, uzaklaştırma ve ondan arınma çabasının önerilebileceğini ifade ederek, ''Mesela ev tozu için, bu manada ev ortamından bu canlıları, bu alerjik canlıları arındırmak için kullanılabilecek birtakım özel temizlik malzemeleri var ve özel birtakım işlemlerle kullanılması gerekiyor. Bu ve benzeri işlemleri yapmak, önlemleri almak gerekiyor'' diye konuştu.
 

Hastalık ve tedavi

Prof. Dr. Mirici, astımlı olduklarını bilmeyen ve çeşitli şikayetleri dolayısıyla hastaneye başvuran çok sayıda hasta bulunduğunu bildirdi.

Bu hastaların özellikle mart ve nisan aylarında arttığını belirten Mirici, şöyle konuştu:
''Astıma eşlik eden, onunla kardeş kabul ettiğimiz bir başka hastalık da saman nezlesi diyebileceğimiz alerjik rinit. Saman nezlesi de gerçekten astımla kol kola girmiştir ve astımdan önce başlayabilir. Şahıs önce saman nezlesi, ardından astım olabilir. Bu hastalıklar birlikte var olabilir ama birbirinin habercisi niteliğindedir. O nedenle her iki duruma da alerjik hastalıklar boyutunda bakmak ve benzer önlemler almak gerekiyor.''
ÇOMÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesinde her türlü tedaviyi uygulayabildiklerini kaydeden Mirici, şunları söyledi:

''Astımlı hastada tedavi bir cins ısmarlama elbise dikmek gibidir, her hastaya özeldir. Her hastanın kendi özelliklerine ve ilaca verdiği cevaba göre yeniden düzenlenmesi gereken bir tedavi biçimidir. O nedenle hassas bir tedavidir. Ama alerji testinin yapılmasıyla alerji aşısının yapılması da imkan dahilinde oluyor. Yine bu aşılarda kişinin nelere alerjisi olduğu tespit edildikten sonra o kişiye özel oranlarda hazırlanan aşılardır ve bunlar genel olarak yurt dışından, özellikle Fransa'dan getirtilen aşılardır. Burada, sosyal güvenlik sisteminin bunu ödemesiyle ilgili sorun da yoktur.''
 

Anket çalışması ve Türkiye'de astım

Prof. Dr. Mirici, alerjinin astımın sebeplerinden biri olduğunu ama her astım hastasının alerji olmadığını belirterek, ''Her alerji de astımla karşımıza çıkmayabilir. Alerjik hastalıklarla astım bir yerde kesişir. Ama aynı şey değildir. O yüzden çok doğru tespit etmek lazım. Saman nezlesi, egzama veya vücudun başka yerlerinde, alerjik reaksiyon diye yorumlayabileceğimiz şeyler astım habercisidir. Bu kişiler, hayatının bir döneminde astım olabilir'' dedi.

Alerjik hastalıklarla ilgili olarak 6-7 ve 13-14 yaş grubu çocuklar ile ebeveynleri üzerinde anket çalışması yaptıklarını ifade eden Mirici, şu bilgileri verdi:

''Kalıtsal bir hastalık olan astımın anne ve babadaki durumuyla birlikte çocuktaki durumunu da gözleme fırsatımız olacak. Bu, çalışmanın ilk fazı olacak. Bu şekilde, kayıt altına aldığımız öğrencilerin durumunu, önümüzdeki eğitim dönemi başından itibaren şikayetleri olan kişilerin solunum fonksiyonlarının testlerini yaparak gerçek astım rakamı konusunda bilgiye ulaşacağız. Bu çalışmayı yaptıktan sonra kimi tarayacağız, kime önlem alacağız, daha kapsamlı bakabiliriz.''

Türkiye'de 4,5-5 milyon astımlı olduğunu, çocuklarda bu rakamın yüzde 2 ile 15 arasında değiştiğini belirten Mirici, ''Erişkinlerde bu rakam biraz daha az. 2 ile 5 arasında değişiyor. Ama çocuklukta astımın tespit edilip yakalanması, tahminlerin ötesinde çok önemli. Çocukken astımı bulup yakalayıp o duyarlı olma halini düzeltebilirsek sadece astımı değil erişkin hayatında pek çok akciğer hastalığını engelleyebiliyoruz. O yüzden çocuk grubuna önem veriyoruz'' dedi.