"Astım kontrol altında tutulabilir bir hastalık"

Türk Toraks Derneği Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu, ''Astım hastaları, hayatlarını, astımları yokmuş gibi sürdürebilirler. Bunun için düzgün tedavi olmaları ve astımı kontrol altında tutmaları gerekli'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Türk Toraks Derneği Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu, 4 Mayıs Dünya Astım Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, dünyada 300 milyon, Türkiye'de de 4 milyon astım hastası bulunduğunu ifade ederek, dünyada yılda 180 bin ölümün astım nedeniyle olduğunu dile getirdi.

Astım hastalığının, öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste baskı hissi yakınmalarının nöbetler şeklinde görüldüğü bir hastalık olduğunu belirten Gemicioğlu, bu yakınmaların akciğer içindeki hava yollarının alerjik olan ya da olmayan müzmin bir iltihapla şişmesinden kaynaklandığını anlattı.

Astımın, kişiden kişiye çok farklı olabildiğini de dile getiren Gemicioğlu, hastalığın, genetik yatkınlığı olanlarda daha sık görüldüğünü, çevresel şartların da etkisiyle ortaya çıktığını kaydetti.

Çocuklarda astımın yüzde 90'ının alerjik kökenli olduğunu ifade eden Gemicioğlu, yetişkinlerde ise alerjik kökenli astımın yüzde 50'ler seviyesinde bulunduğunu söyledi.

Gemicioğlu, astımın, üşütmeler, parfüm ve sigara kokuları, mesleksel etkenler gibi nedenlerle sık görüldüğünü dile getirerek, öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste baskı hissi yakınmalarının ilaçlarla geçirildiğini ancak ilaçların bırakılması durumunda tekrarlayabildiğini anlattı.

Kronik bir hastalık olan astımın tedavisinin bulunduğunu ancak sürekli hekim kontrolünde olunması gerektiğini söyleyen Gemicioğlu, ''Astım hastaları, hayatlarını, astımları yokmuş gibi sürdürebilirler. Bunun için düzgün tedavi olmaları ve astımı kontrol altında tutmaları gerekli'' dedi.

Prof. Dr. Gemicioğlu, her 10 hastadan 9'unda gündüz yakınmaları olduğunu, her 10 hastadan 6'sının gece astım nedeniyle uyandığını ifade ederek, bunun da astımın kontrol altında olmadığını gösterdiğini söyledi.

Hastaların yarısının geçen yıl acile başvurduğunu ve dörtte birinin de hastaneye yatmak durumunda kaldığını anlatan Gemicioğlu, şunları kaydetti: ''Türkiye'de astımda yakınmasız hasta oranlarına bakıldığı zaman yüzde 1,25 gibi çok düşük bir rakam bulduk. Amacımız bu sayıyı hastaları bilinçlendirerek daha yukarılara çekmek. Hastalarımızın yakınmaları olduğu zaman değil, yakınmasız oldukları zaman bile ilaç kullanmaları gerektiğini bilmeleri önemli. Düzgün kontrol altında olmanın ne olduğunu bilmeleri gerekiyor. 'Ben tedavi oldum' demek, hastanın şikayetinin hiç olmaması, yani astım nedeniyle uyanmaması demektir.''

Hastaları bilinçlendirmek için 3-4 Mayıs'ta Türkiye'deki pek çok ilde hastalara yönelik ''Astımınızı Kontrol Edebilirsiniz'' ana temalı eğitimler düzenleneceğini de belirten Gemicioğlu, hastalara ''Astımla Yaşam'' kitapçığı dağıtılacağını da söyledi.

Gemicioğlu, astım hastalarının bahar nedeniyle polenlere dikkat etmeleri gerektiğini belirterek, ''Astım hastalarına, normalde, 'Camlarınızı açın, eviniz havalansın' diyoruz, ama bu mevsimde polen alerjisi varsa hastalar, camlarını ya kapalı tutmalı ya da camlara tel örgüt takmalılar. Hastalar, maske takarak sokağa çıkmalılar'' dedi.

Bahar mevsiminde besin değişikliği olduğu için bundan dolayı da astım alevlenmesinin görülebileceğini kaydeden Prof. Dr. Gemicioğlu, çilek, taze bakla, taze fasulye ve domatesin tetikleyici olabileceğini söyledi.

Astım hastalarını en çok etkileyenin sigara dumanı olduğuna işaret eden Gemicioğlu, kapalı alanlarda sigara içilmemesinin özellikle astım hastaları için çok iyi bir uygulama olduğunu vurguladı.

İş yerlerinin halı kaplı olmasının astım hastalarını zor durumda bırakabildiğini ve astımı tetikleyebildiğini de anlatan Gemicioğlu, bu konuda da önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.

Merkezi sistem klimalarının da polen filtreli olması ve bu filtrelerin sürekli değiştirilmesi gerektiğine işaret eden Gemicioğlu, klimaların tozunun alınmasının da önemli olduğunu anlattı.

Gemicioğlu, astım hastalığını alerjik rinitin (nezle) de tetikleyebildiğini ifade ederek, ayrıca şişmanlığın da astımı alevlendirebildiğini dile getirdi.

Bilun Gemicioğlu, ''Son dönemde İstanbul'da, hamam böceği alerjisi artmış durumda. Hava kirliliğinin artmasıyla birlikte hamam böcekleri, martılar ve kargalar artmış durumda. Hamam böcekleri alerjiye yol açtığı için mutlaka ilaçlama yapılması gerekiyor'' dedi.