Aslı Tohumcu'dan 'Durmadan Leyla'

Aslı Tohumcu'nun yeni romanı "Durmadan Leyla", isimsiz bir edebiyatçı kadın kahramanın erkek egemen dünyada mutluluğu arayışının hikâyesi. Tohumcu romanında, kahramanının içinde bulunduğu dünyayı eğlenceli bir şekilde anlatıyorsa da, dokunduğu meseleler kadının toplumdaki yerine dair pek çok mesele üzerine okurun yeniden düşünmesini sağlıyor.

Eray Ak / Cumhuriyet Kitap Eki

Kadının adı olsun diye

Attilâ İlhan'ın, yayımlandığı dönemde büyük yankı uyandıran romanı Fena Halde Leman, tabu olarak görülen cinsellikle ilgili pek çok meseleyi tartışılır hâle getirmesiyle hâlâ farklı bir yerde durur. Öyle ki döneminde, kitabın ismi bir deyim olarak sokağa taşındı. Bugün de kulak verirseniz bir yerlerden duymanız mümkün bu sözü.

Neydi peki Fena Halde Leman'ın bu denli konuşulmasının sebebi?

Sadece cinselliğin pek çok rengini farklı boyutlarıyla edebiyat dünyasına, dolayısıyla okura taşımasıyla açıklamak pek mümkün görünmüyor bu durumu. Fena Halde Leman, toplum katında halihazırda yaşananların, yani bilinen ama dile getirilmeyen gerçeklerin üzerindeki o kalın perdeyi çektiği için bu denli taban buldu. Yıllardır derinlerde ve yaygın bir şekilde yaşanılagelenin dile getirilebilmesiydi Attilâ İlhan'ın yaptığı bu bağlamda ki söz konusu cinsellik edebiyat yoluyla "bir insanlık hâli" olarak resmedilebilmişti. Böylece romanın kahramanı Leman Korkut başta olmak üzere diğer kahramanlarıyla birlikte İlhan farklı bir cinselliği konuşulabilir, tartışılabilir, anlaşılabilir; sözün özü "doğal bir durum" olarak yansıttı. Dahası; cinselliğin, başka bir düzlemde de düşünülebileceğini hatırlattı.
 
"ÂŞIK OLMAYA ÂŞIK"

Aslı Tohumcu'nun yeni romanı Durmadan Leyla da tıpkı Attilâ İlhan'ın Fena Halde Leman'ı gibi cinselliği farklı bir bakışla yansıtıyor. Durmadan Leyla ile Aslı Tohumcu'nun, Attilâ İlhan'ın Fena Halde Leman ile açtığı yoldan yürüyüp meseleyi bir başka boyuta taşıdığını söylemek mümkün. Özünde; isimsiz bir edebiyatçı kadın kahramanın erkek egemen dünyada mutluluğu arayışının hikâyesi tüm bir kitap. Tohumcu romanında, kahramanının içinde bulunduğu dünyayı ve ikili ilişkilerde yaşadığı hâllerini eğlenceli bir şekilde anlatıyorsa da yazarın dokunduğu meseleler, kadının toplumdaki yerine dair pek çok dert üzerine okurun yeniden düşünmesini sağlıyor.

Durmadan Leyla bu özellikleriyle iki ayrı yöne giden ucun bir noktada kesiştiği farklı bir yapı sunuyor.
İlki; romanın rengini de belirleyen eğlenceli bir dil ve dünya. Tohumcu, romanın bu düzleminde kahramanının yaşadığı ilişkileri ağzı bozuk ve arkadaş arasında dönen diyaloglarla aktarıyor. Bunu aktarmada da epey başarılı. Bir diğer tarafta ise romanın anlatıcısı olarak öne çıkan Yunan mitolojisinin aşk tanrısı Eros var. Olimpos’un tepesinde “âşık olmaya âşık” bu “kendinden oklu” kahramanı yakından takibe alıyor Eros, tanrılar katında da ilginç bir vaka olarak görülen bu olayı bizzat takibine alıyor. Eros’un dili ve kendi etrafında oluşan dünyası da romanın eğlenceli atmosferine katkı sağlıyor.

İkincisi ise bu eğlenceli atmosferin altında gezinen, yazının girişinde de değinilmeye çalışılan kadınlık meselesi. Durmadan Leyla özelinde, üzerine düşünülmesi gereken kısmın da bu olduğu kanısındayım. İlk düzlem de bu bağlamda ikinci düzlemin alımlanmasında yardımcı ve yaratıcı bir çözüm olarak öne çıkıyor.
 
ALAYCI BAKIŞ

Durmadan Leyla’nın meselesi, Aslı Tohumcu’nun yazın dünyasının dışında ya da daha önce üzerine gitmediği bir konu değil. Aksine; Tohumcu’nun yazarlığının tam merkezinde duruyor bu konu. Daha önceki yazdıklarında da kadının toplumdaki yerine ve algısına dair çok şey söylemişti. Durmadan Leyla’nın, Tohumcu’nun yazarlığındaki yerini ise meseleye bakıştaki farklılığı belirliyor ve buna bakarak roman, zincirdeki yerini belrgin bir halka olarak çiziyor.

Alaycı bir bakışı var Tohumcu’nun bu romanında. Aynı bakışa, yine aynı alaycı dil eşlik ediyor. Tohumcu’nun alaycı bakışlarını çevirdiği dünya ise karikatürize olarak çizilmiş entelektüel camia. Bu camianın içinde; editörler, gazeteciler, yarı siyasiler, avukatlar var... Kahramanımızın “mutluluk arayışında” karşısına çıkan “tip”ler de bunlar aynı zamanda. “Tip” kelimesi burada bilinçli olarak kullanıldı çünkü Tohumucu’nun romanındaki hiçbir kişi, “karakter” seviyesinde ele alınmamış. Buna tek yaklaşan, isimsiz kahramanın kendisi ancak onun da bu arayışının altı kalın çizgilerle belirginleştirilmiyor. Bu da Durmadan Leyla’nın atmosferini karikatürvari bir dünyaya eviriyor. Ancak bu durum Aslı Tohumcu’nun bilinçli seçimi gibi. Takındığı alaycı bakışa eşlik edecek, onunla uyum sağlayacak ayakları yere basmayan bir dünya düşlüyor Aslı Tohumcu ve bu dünya da Durmadan Leyla’nın sayfaları arasında karşımıza çıkan dünya oluyor.

Bu dünyada, isimsiz kahramanın başından geçenleri ise hikâye hikâye, macera macera ilerleyen bölümler hâlinde okuyoruz. Pikaresk romanların yapısına benziyor Durmadan Leyla’nın kurgulanışı. Şöyle bir tanımlama var bu tarz kurgular için: "...küfürbaz, bir sırrı olan ve şeytani çekiciliğe sahip kahramanın çok parçalı, kopuk serüvenlerini anlatan kurgu." Durmadan Leyla’nın kurgusunu anlatmada gerçek anlamda bir çıkış sağlamıyor bu tanımlama ama sunulan hikâyenin çok parçalı yapısı, ağzı bozuk oluşu, kahramanın çekiciliği ve bir serüven içinde Eros’un “Dişi” diye andığı kahramanın başından geçenler; Durmadan Leyla’nın bu anlamda durduğu yer hakkında okura fikir veriyor.

Romanın, fikren durduğu yeri ise Aslı Tohumcu, Burcu Aktaş’la Hürriyet Kitap-Sanat için yaptığı söyleşide dile getiriyor: “Kadın sorununun sadece sözde namus cinayetleri, evlilik içi şiddet, tecavüz, taciz gibi sorunlardan ibaret olmadığını artık herkesin kabul etmesi gerekiyor. Travma ya da sorunlarımızın bir terazisi olmadığını, birinin diğerine ağır basmadığını da.”

Durmadan Leyla / Aslı Tohumcu / İletişim Yayınları / 188 s.