Aşıklı Höyük: İdrar tuzu, 10 bin yıl önceki yerleşime nasıl ışık tuttu?
Türkiye ve dünyadan arkeologlar Aksaray'daki Aşıklı Höyük'te ne zaman ne kadar insan ve hayvanın yaşadığını tespit etmek için sıra dışı bir yöntem kullandı. İnsan ve hayvan idrarındaki tuz yoğunluklarını ölçen araştırmacılar, çarpıcı bulgulara ulaştı.
BBC TürkçeAksaray'ın Gülağaç ilçesine bağlı Kızılkaya köyü yakınlarındaki Aşıklı Höyük'te yaklaşık 30 yıldan beri devam eden arkeolojik kazılarda, burada ne zaman, ne kadar insan ve hayvanın yaşadığını tespit etmek için sıra dışı bir yöntem kullanıldı.
Bölgede 10 bin yıldan uzun bir süre önce avcılık ve toplayıcılıktan yerleşik düzene geçişin izlerini süren İstanbul, Columbia, Tübingen ve Arizona Üniversitesi uzmanları, insan ve hayvan idrarındaki tuz yoğunluklarını ölçerek çarpıcı bulgulara ulaştı.
Sonuçları bilim dergisi Science Advances'ta yayımlanan araştırmaya göre, burada yaşayan insan ve hayvanların sayısı topraktaki tuz miktarı ölçü alınarak hesaplandı.
Araştırma için tuğla, kerpiç ve topraklardan farklı dönemlere ait 113 örnek alındı. Bu örneklerde idrara geçen sodyum, nitrat ve klor tuzlarına bakıldı.
Farklılık gösteren idrar tuzu seviyeleri, Aşıklı Höyük'teki insan ve hayvan yerleşimine ışık tuttu.
Buna göre, yerleşimden önceki dönemde, doğal katmanlarda çok az tuza rastlandı.
Farklı dönemlerde farklı tuz seviyeleri
Az sayıda insan yerleşiminin başladığı 10 bin yıl önceki dönemde tuz seviyesi az miktarda artış gösterdi.
Bundan 300 yıl önceki dönemde ise tuz miktarı daha önceki ölçümlere göre bin kat arttı.
Uzmanlara göre bu ani artış, buraya yerleşenlerin sayısındaki hızlı artışa işaret ediyor.
Sonrasında ise tuz miktarı yeniden azaldı.
Arkeologlar tuz miktarındaki artışın Aşıklı Höyük'te koyun ve keçi gibi hayvanların ehlileştirilmesi sürecinin düşünülenden daha hızlı gerçekleştiğini de gösteriyor.
10 metrekareye bir insan ya da hayvan
Bu verileri temel uzmanlara göre, bin yıldan daha uzun süren yerleşim döneminde burada günde ortalama 1,790 insan ve hayvan yaşıyordu.
Yerleşimin en yoğun olduğu dönemde 10 metrekareye bir insan ya da hayvan düşüyordu.
Bölgedeki ev sayısının daha küçük bir nüfusa işaret etmesi nedeniyle, burada yaşayanların tamamının insan olamayacağı belirtiliyor.
Ancak arkeologlar, tuz seviyelerinin ileride ehlileştirilmiş hayvan yoğunluğunu tespit etmek amacıyla yapılacak çalışmalarda önemli bir gösterge olabileceğini belirtiyor.
Uzmanlar, bu yöntemin başka kazı alanlarında da kullanılarak insan yerleşimi yoğunluğu ve dönemleriyle ilgili bulgulara ulaşılabileceğine dikkat çekiyor.