Aşı Afrika’da denensin dediler, denerler...
Üzerinden öyle çok da zaman geçmemiş olan bu uğursuz deneyleri yine anımsatmış oldu bize bu öneri. Elbette zaten unutulmayan, unutulmaması gereken rezil geçmişe sahip kimi ülkelerin bu haltı yediklerini biliyoruz. Bugün bile, tek kişi bile olsa, aynı yöntemleri önerince biri geriliyor insan.
Mustafa K. ErdemolKoronavirüs salgınıyla mücadelede başta sağlıkçılar olmak üzere bilim dünyasının çabasını takdir etmemek mümkün mü? Kendilerinin de sık sık kurban gittikleri bu salgın defedilecekse elbette onların özverili çabalarıyla olacak bu.
Böylesi, küreselleşme eğilimi gösteren bir salgının kimilerinde “eski” sömürge alışkanlıklarını ortaya çıkardığına da tanık oluyoruz bu arada. Fransa’da bir “doktor” koronavirüs için geliştirilecek aşının denemelerinin Afrikalılar üzerinde yapılmasını önerdi biliyorsunuz. Nasıl bir kendinden geçmişlikse hiçbir insani kaygı gütmeden, mesleğinin etik kurallarını da yok sayarak böyle bir öneride bulunabildi. Neyse ki başta yine kendi meslektaşları olmak üzere geniş bir kesimden tepki gördü. Sesini kıstılar ne mutlu ki.
İyi de üzerinden öyle çok da zaman geçmemiş olan bu uğursuz deneyleri yine anımsatmış oldu bize bu öneri. Elbette zaten unutulmayan, unutulmaması gereken rezil geçmişe sahip kimi ülkelerin bu haltı yediklerini biliyoruz. Bugün bile, tek kişi bile olsa, aynı yöntemleri önerince biri geriliyor insan. Afrika insanı o eski Afrika insanı değil elbette ama fırsat bulunsa yine onlar üzerinde geçmişte olduğu gibi deneyler yapılacak demek ki. Aslında kimi deneylerin günümüzde, (yoksulluktan ötürü) para karşılığı denek olmuş insanlar üzerinde yapıldığından haberdarız. Bu acı ama başka bir konu.
Sömürgeci Batı’nın sifiliz deneyinin en rezil girişimlerden biri olduğu söylenir. 1932'den 1972'ye kadar ABD Halk Sağlığı Servisi, 600 Afrikalı-Amerikalı erkek üzerinde bu deneyleri yaptı deniyor. Yemek, ücretsiz tıbbi bakım karşılığında hem de. Oysa tedavisi mümkün olan bu hastalığın özellikle ilerlemesini incelemek istemiş deneyi yapanlar. Tıbbi bir edepsizlik elbette bu.
AFRİKA’DA DENEYLER
Küçük bir ada olan Grenada'da 1773'te yapılan bir deneyden söz ederler. Buradaki köleler üzerinde yapılan bir deneydir bu. Üzerinde deney yapılanların tek bir adı vardı: Mr Negro (Bay Zenci). Bu tür deneyler sonrası Antiller’de, denir, Amerindians topluluklar yok olmuştur. Oysa o Afrikalılardan denek olarak kullanılacakları yerde yararlanılmış olsaydı ilaç sanayi belki daha da karlı, iyi bir iş yapmış olacaktı. Çünkü otlardan, bitkilerden inanılmaz ilaçlar türetmiş insanlardı bunlar. Fransız bir doktor vardı, Bertrand Bajon. Bu konuyla ilgilenen, “Afrikalı kölelerin bu bilgilerinden yararlanalım” diyen odur. “Onlardan bilgi alalım karşılığında özgürlüklerini verelim” deyince kabul edilmemiş tabii isteği. Köle emeğine ihtiyaç varken kim takar ilacı?
Yani, Afrikalılar içinde “şanslı” sayılanlar köleler oluyordu haliyle. Köleler genellikle kobay olarak kullanılmazdı çünkü. Köle sahibinin işgücüydü onlar, tabii kullanılmazlardı. Jamaika'da, bir İngiliz doktor, yıllar yıllar önce tabii, “Ekvador Frengisi” için “mükemmel bir tedavi” geliştirdiğini, bunun için köleler üzerinde üç dört ay sürecek bir deneye gerek duyduğunu söylediğinde de köle sahipleri “deney süresinin uzunluğu” yüzünden kabul etmediler.
Genellikle köleler deneyde kullanılmazlardı dedim, Bu hiç kullanılmadıkları anlamına gelmiyor. Çok sayıda köle kullanıldı bu uğursuz işler için. Yine Jamaika’da çalışmış olan İngiliz John Quier adlı bir doktor vardır. 1768 salgını sırasında 850 köle üzerinde çiçek aşısı denemeleri yapmıştır. Çok ama çok Afrikalı kölenin öldüğünü söylerler.
Bu deneyleri yapanlar, olumlu sonuçlar aldıklarında başka bir sorunun yanıtını bulmak için kafa patlatırlardı. “Negro’da başarılı olan bu deney acaba beyaz insanda aynı başarıyı gösterir mi?”. Siyahı insandan saymazlardı çünkü.
O Fransız doktor gitsin bakalım Afrika’ya deneyler yapmak için. Önünde eğilen “köleler”le değil, Thomas Sankara ile Samora Machel gibi sosyalist bağımsızlıkçı önderlerin “çocuklarıyla” karşılaşacaklardır muhtemelen.
Pek hayırlarına olmaz, uyandırayım