Asfalt Dünya: Kendin olmak zaman alır
Asfalt Dünya, altı yıllık uzun bir aranın ardından ikinci albümü 'Büyük Yollar'yayımladı.
cumhuriyet.com.trVokalde M. Emrah Özdamar, gitarda Ertan Haktanır, bas gitarda Alpay Pala ve davulda Deniz Alemdar’dan oluşan Asfalt Dünya’nın 12 yeni şarkısını barındıran “Büyük Yollar” albümündeki 11 şarkının söz ve müzikleri, M. Emrah Özdamar imzası taşıyor. Adını hem aynı ismi taşıyan şarkılarından hem de grubun albüm kayıtları sırasındaki zorlu ve titiz yolculuğundan alan “Büyük Yollar”, Asfalt Dünya’nın şarkı yazarı ve vokalisti Emrah Özdamar’ın hayal dünyası ile dörtlünün geniş müzikal yelpazesinin bir ürünü. Yeni albümü Emrah Özdamar anlatıyor.
- Her şarkısı güzel olan nadir gruplardan birisiniz ama biraz da bir gizli, görünmeyen kahraman olma durumunuz var. Nedir Asfalt Dünya’nın alameti farikası?
- Aslında gizemli ya da görünmeyen olmayı istemek gibi bir tercihimiz olmamıştı ama nedense fazla görünen bir grup da olmadık. Biraz “kült” bir grup gibi algılandığımızı düşünüyorum.
- Altı yıl gibi epey uzun bir ara verdiniz, neler oldu bu sürede?
- İlk albümün oluşum süreci uzundu ve ardından albümdeki beş şarkıya klip çektik. Grubun son halini alması da bir hayli zaman aldı. Sonrasında tüm grup, müzik üzerine tüm enerjisini ve hayallerini sınırsızca bu albümde yaşatmak için çok uzun zaman çalıştı. Duymak istediğimizi yakalayana kadar denemekten vazgeçmedik.
- “Büyük Yollar” neyin hikâyesi?
- Bu ismi seçmemizin nedeni grubun zorlu ve titiz yolculuğunu anlatıyor olması. Asfalt Dünya tüm müzikal çalışmalarında şarkılarda istediği etki ve sound’u yakalamak için arayıştan ve harcadığı zamandan asla kaçınmadı. Kendince en iyiyi yakalamak için her zaman arayışta oldu. Bu arayış şimdilik ikinci albümde en üst seviyeye çıktı. “Büyük Yollar” aynı zamanda hayalleri ve tutkuları olan insanların hikâyesidir.
- “Büyük Yollar” bir yandan da şiddetli bir albüm, her şeyi dozunun üstünde yaşıyor gibi. Biraz da şarkıların hikâyelerinden bahseder misiniz?
- Altın Günler; çağımızın tezatını, sahip olduklarımız karşısında mutluluğumuz, özgürlüğümüz karşısında tutsaklığımızı karşılaştırıp sorgulayan şehirli şarkı. Balık; epik bir aşk betimlemesi. Bir aşk ancak ne kadar akıldan arınmış ise o kadar güçlü olabilir. Ancak ne kadar içgüdüsel ise net bir şekilde yol alabilir. Ancak bir hayvan, bir balık içgüdüleri ile gerekirse kolayca aşkına ya da ölümüne gidebilir. Nefes kadar kolayca. Canavarlar; aşkın en şiddetli halini anlatan, bunun en uç noktada yaşandığını hayal ettiren şarkı. Dunganga; bir çocukluk anısı. Baba ile unutulmaz bir diyalog. Bir ninni, bir cennet, bir kâbus... Geçmiş gibi; arkaya dönüp baktım. Sadece kendi hayatım değil. Tüm insanlık tarihi. Günümüz insanına baktım, kendime baktım. Kalp ile aklın arasındaki uçurumdan doğan pazarlığa… Bu pazarlıktan vazgeçersen gelecek kara yıkımı görebilir misin?