Arınç'tan Tekin'e 'Balyoz' tepkisi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Balyoz Planı'' davasında kararın açıklanmasıyla ilgili olarak, ''CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in beni eleştiren bir sözünü okudum. Güya ben, (Çok mutlu oldum) şeklinde bir cümle sarf etmişim. Bu hilaf-ı hakikattir. Bu çok yanlıştır'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Yardımcısı Arınç, Antalya Gazeteciler Cemiyeti tarafından Hillside Su Otel'de düzenlenen ''Yılın Basın Ödülleri'' töreni öncesinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Mahkemenin son 2 yıldır bu davaya odaklandığını belirten Arınç, yargı sürecinin bir bölümünün yaşandığına değindi. Beğenilse de beğenilmese de Ağız Ceza Heyeti'nin bu konuda bir karar verdiğini hatırlatan Arınç, sanıkların yaklaşık yüzde 10'unun beraat ettiğini, geri kalanların ise 16-18 yıl mahkumiyet kararlarının açıklandığını anlattı.

Arınç, şöyle konuştu:
''Hiçbirimiz insani olarak, (Oh oldu, ne iyi oldu) demek durumunda değiliz. Yargı kararları beğenilir, beğenilmez, eleştirilir, eleştirilmez, ama daha ilk kademesindeyiz, başlangıcındayız. Daha sonra mutlaka Yargıtay aşaması olacak, temyizden de geçecektir. Temyiz bozma yapabilir, onama yapabilir. Ona ilişkin hukuki süreç de farklıdır. Dolayısıyla bugün, (Çok ağır cezalar verildi, çok haksız oldu, çok yersiz oldu) diyenlerin de bunun aksini söyleyenlerin de yargı sürecinin bitmesini beklemek gibi bir durumları var.
Ben dün de ifade ettim. Evet mahkumiyete hiç kimse sevinmez, sevinmemeli. Ama iddialar ciddiydi. Bu ciddi iddiaları gerçekçi kılan sanıyorum ki deliller bulundu ve mahkeme bu yolda bir karar verdi. Bu kararın doğru olup olmadığını temyiz aşamasından sonra göreceğiz. Temyiz de kesinleşirse bu kez 12 Eylül 2010'da yapılan referandumla bildiğiniz gibi Anayasa Mahkeme'mize bireysel başvuru hakkı da tanınmış oldu. Belki bu yola gitmek isteyenler de gidebilecektir. Ben 'geçmiş olsun' diyorum.''


''Sayın Tekin'e yakıştıramadım. Dolduruşa gelmiş''

Davanın sonucuna ilişkin yaptığı açıklamaların ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in basında yer alan ifadelerini eleştiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, şöyle konuştu:
''Biraz önce kupürleri karıştırırken CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in beni eleştiren bir sözünü okudum. Güya ben, (Çok mutlu oldum) şeklinde bir cümle sarf etmişim. Bu hilaf-ı hakikattir. Bu çok yanlıştır. Benim dün söylediğim sözler ki bugün hiçbir yerde konuşmadım. Sizin önünüzde sadece söylüyorum. Böyle bir karar karşısında (Çok mutlu oldum) kelimesini sarf etmedim. Böyle bir düşünceyi ifade etmek, en azından insani olmaz, yanlış olur. Herkesin üzüntü duyduğu bir yerde bunu söylemek için insanın Gürsel Tekin olması lazım. Ben böyle söylemedim, aksine şunu söyledim: Bugüne kadar verdiğim bütün beyanatlarda ben tutukluluk sürelerinin uzunluğundan şikayet ediyorum. Tutukluluğun bir tedbir olduğunu, mahkumiyet kararı verilmedikçe bu tedbirin mutlaka kaldırılması gerektiğini söylüyorum. Hem milletvekili seçilenler hakkında hem de içeride bulunan tüm tutuklular hakkında... Bunu şunun için ifade ettim: Çünkü görülen ki içeride yatma süreleriyle yatabilecekleri süreler hesaplandığında bugüne kadar tahliye kararı vermeyen mahkeme, suçun vasfını çok önceden tayin etmiş gibi. Elbette tutukluluğu bir tedbir olarak düşünüyorsak, insanlar dışarıdayken de mahkemeler devam edebilir. Verilen karara göre eğer cezalar yüksekse davet edilirler içeri girerler. Ben sadece mahkemelerin bir an önce sonuçlanmasını ve bir an önce sonuçlanırsa bundan mutlu olacağımı ifade etmiştim. Hepiniz zannediyorum ki aynı düşüncedesiniz. Bir dava iki sene, üç sene, dört sene sürmez. Bir an evvel deliller toplanır, değerlendirilir ve mahkeme kararını verir. Burada 2 sene içinde, belki 2 senenin sonunda bir karar verilmiş oldu. Bence biz siyasetçiler, siyasetçi dışındaki herkesle birisinin sözleri kendisine anlatıldığında iyi okumalı, iyi dinlemeli, bizzat görmeli ve ondan sonra bir değerlendirme yapmalı. Doğrusu sayın Tekin'e ben de yakıştıramadım. Dolduruşa gelmiş. Ben (Çok mutlu oldum) şeklinde bir cümleyi sarf etmedim, sarf etmem. Siyasi hayatımda bunun bir örneği de yoktur.''