Arınç: 'Verdikçe veriyor' deyince kızıyorlar
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Demek ki Rabbim, cumhurbaşkanlığında bile Kılıçdaroğlu'na, AK Parti'nin göstereceği adaylardan birine oy vermek hidayetini nasip etmiş, daha ne söyleyeyim'' dedi.
cumhuriyet.com.trBülent Arınç, Şahinbey Belediyesi tarafından Karataş Semti'nde yaptırılan ve tamamlandığında ''Türkiye'nin en büyük camilerinden olacağı'' belirtilen Akkent Camisi'nin temel atma törenindeki konuşmasında, Gaziantep'e ''çok hayırlı'' işler için geldiklerini belirtti.
Dün Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına katıldıklarını ve Gaziantep'e yapacakları ziyaretle ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüştüklerini ifade eden Arınç, ''Sizlere çok selam ve sevgilerini ilettiler. Bu hayırlı işlerden dolayı tebrik ettiler. Hepinize başarılar dilediler'' diye konuştu.
Arınç, ayrıca Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve diğer arkadaşlarının da selam ve sevgilerini ileterek şöyle konuştu:
''Biz de değerli Bakanımız Fatma Şahin ve milletvekillerimizle birlikte, yönetimde bulunan tüm arkadaşlarımızla bu güzel hayırlı işin içerisinde olmayı arzu ettik. Sizlerle birlikteyiz, Allah'a hamd ediyorum. Şahinbey Belediyemizi, diğer bütün belediyelerimiz gibi çok başarılı buluyoruz. Değerli kardeşimiz Mehmet Tahmazoğlu, göreve geldiğinden bu yana kenti için çok güzel işler yapıyor. Şehirleşme bakımından, manevi ihtiyaçlarımızın karşılanması bakımından, halkımıza sosyal ve kültürel hizmet vermek bakımından. Biraz önce sadece işin bir bölümünü anlatan sunum izledik. Ama biz biliyoruz ki Gaziantep'e kazandırdığı her çalışma, Şahinbey'e yaptığı her katkı, bırakınız Gaziantep'te konuşulmayı Türkiye'nin her yerinde büyük bir övgüyle, büyük bir takdirle izleniyor. Ben değerli kardeşim Tahmazoğlu'nu başarılarından dolayı kutluyorum, alnından öpüyorum.''
''Türkiye'nin her yerini görenlerdeniz''
Arınç, ''Türkiye'nin her yerini gezenlerdeniz, görenlerdeniz, bilenlerdeniz'' diyerek, Gaziantep ile ilişkisinin çok geçmiş yıllara dayandığını ifade etti.
''Nerede, hangi konumda olursak olalım, zaman zaman bu güzel ilimize geldik, dostlarımızla kucaklaştık, halkımızla bir arada olduk. Geçmişin Gaziantep'iyle bugünün Gaziantep'i arasında çok güzel farklar var'' diyen Arınç, en azından 10 yıllık hükümetleri döneminde Gaziantep'e kazandırılan her hizmetin vatandaşları çok mutlu ettiğini dile getirdi.
Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Halkımızın bu konuda bize verdiği desteği ve arkamızdaki güvenini her an hissediyoruz. Aldığımız sonuçlar da bunu gösteriyor. Biz cami temel atma törenindeyiz. Siyasi propaganda yapacak değilim, buna ihtiyacımız da yok. Ama Gaziantep, yapılan hizmetlere bütün gönlüyle, bütün eliyle destek verdiğine göre inşallah söz veriyorum; daha fazlasını yapacağız, daha güzelini yapacağız, daha çoğunu yapacağız ki, Gaziantep'te yaşayan 2 milyona yakın kardeşimiz, bütün il olarak söylüyorum daha huzurlu yaşasın, daha mutlu yaşasın, refah düzeyi daha yüksek olsun. Bunu başaracağız inşallah. Şahinbey'de nasıl başardıysak, Şehitkamil'de nasıl başarıyorsak, büyük şehirde güzel işler yapıyorsak, bütün ilçelerimizin başkanlarını da tebrik ediyorum. Araban'dan Nizip'e, bir başkasından bir başkasına, kardeşlerimiz çok büyük gayretle çalışıyorlar, başarılı oluyorlar. Allah onların da bahtını açık etsin.''
Bugün sık sık biraya geleceklerini, birçok işi bir araya topladıklarını hatırlatan Arınç, Gümrük Hanı'nın da açılışını yapacaklarını belirtti.
Gümrük Hanı'nın Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait bir kurum olduğuna dikkati çeken Arınç, Şahinbey Belediyesi ile yaptıkları protokol çerçevesinde hanın yeniden açıldığını söyledi.
Şahinbey Belediyesi'nin Gümrük Hanı için 2 milyon lira harcadığını kaydeden Arınç, ''Kullanılmak üzere biz kendilerine kiraladık. Biz karlıyız vakıflar olarak. Bir vakıf eseri aynı dünkü ihtişamıyla ayağa kalktı ve çok güzel hizmetlere vesile oldu. Şahinbey de karlı, çünkü orada el emeği göz nuru olan, halkın geleneksel sanatlarının yaşatıldığı ve her kesimin rahatlıkla huzur içinde buluşacağı bir güzel Gümrük Hanı'nı yeniden faaliyete geçirdik'' diye konuştu.
''Bütün inançlara saygılıyız''
''Şimdi buradaki işimiz bir cami yapımıyla ilgili'' diyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Buna bir Başbakan Yardımcısı, bir bakan katılmalı mı derseniz, bunu soranlar olacaktır mutlaka. Türkiye'de her düşüncede insan yaşıyor ve her düşüncesini çok da rahatlıkla ifade ediyor. Ben cevabını tartışmadan vereyim. Evet, mutlaka katılmalı. Çünkü bu çok güzel, çok hayırlı bir iş. Unutmayın Gaziantep'teki bir Musevilere ait bir havrayı da Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyemizin katkılarıyla restore ettik. Biz bütün inançlara saygılıyız. Biz bütün inançların insanlık için elzem olduğuna inanıyoruz. İnanmaktan zarar gelmez. Herkesin bir tanrısı olur, ona inanır, bizim de Allah'ımız var ona inanıyoruz, onu biliyoruz, onun Peygamberini seviyoruz. Dolayısıyla inançsızlık insanlar için bence çok iyi olmayan bir şey. Allah herkese inanmayı nasip etsin. İnanandan zarar gelmez, bizim inancımız bu. Ama anayasamız gereğince kimsenin inancını sorgulamak, kimseye inancından dolayı kaş kaldırmak, göz gezdirmek, böyle bir niyetimiz de yok. Türkiye'de yaşayan herkes laiklik ilkesi gereğince inancını veya inanmadığını söyleyebilmeli, yaşayabilmeli, bununla ilgili ne biliyorsa onu yapabilmeli. Ama unutmayalım; biz bu ülkede Müslümanlar olarak Allah'ın evine, camilere çok önem veriyoruz. Neden Müslümanlar olarak diyorum. Bakınız, Şırnak ilinin ismi eskiden şeranak meranak derken Şırnak olmuş ama Şırnak'ın gerçekte ismi Şehri Nuh'tur. Şehri Nuh'tan bugün Şırnak haline gelmiş. Şehri Nuh ne? Nuh aleyhisselamın şehri. Orada bir kabir var. Nuh aleyhisselama ait olduğu da söylenir. 17 metre uzunluğundadır. Doğru mudur yanlış mıdır bilmem.''
HAS Parti'den AKP'ye katılım töreni
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, feshedilen HAS Parti'den katılım nedeniyle partisinin il başkanlığında gerçekleştirilen törende, Gaziantep'te gün içerisinde yaptıkları çalışmalara değinerek, vatandaşlarla bir arada olmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. ''Çok sevinçliyim çünkü Gaziantep'e geldiğimiz her zaman dostlarımızın sıcaklığını ve samimiyetini görüyoruz, bu bizi çok sevindiriyor'' diyen Arınç, uzun bir siyasi hayatın içinden geldiğini belirtti.
Geçmişte siyaset yaptığı partilerden dostlarının olduğu Gaziantep'te, selam verdiği hayırsever, sanayici ve iş adamlarının bulunduğunu anlatan Arınç, ''Türkiye'ye örnek olan huzurlu bir barış kenti olan Gaziantep'in herkesin örnek aldığı güzel insanları var. Çok şükür bizim Gaziantep'e gelişimiz koşarak ve sevinerek oluyor. Bundan sonra da böyle olacak'' şeklinde konuştu.
HAS Parti'nin feshedilmesi
Konuşmasında HAS partinin feshedilme sürecine de değinen Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Şimdi de bu hayırlı süreçte AK Parti'yle bütünleşen dostlarımızla tanışacağız. Onlarla esasen gönülde, manada ve hizmette beraber olan bir dünyanın insanıydık. Bugün artık aynı partinin insanları olarak yolumuza devam edeceğiz. Bu çok sevindirici bir hadise. Bunun böyle güzel bir törenle yapılması çok hoş. İl Başkanlığımızı da kutluyorum. Böylesi kullanışlı ve büyük bir salonu herkesin görevini en iyi şekilde yapacağı bir şekilde hazırlamışlar. Bütün teşkilatlarımıza da örnek olmasını diliyorum'' ifadesini kullandı.
Siyasi hayatında başarıdan başarıya koştuğu, hatta zaferler kazandığı bir dönem olduğunu, bunun da AKP döneminde gerçekleştiğini ifade eden Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Hamdolsun 2001 Ağustos ayında bismillah diyerek, memleketimiz ve milletimiz için güzel şeyler düşünerek, güzel duygularla yola çıktığımız günden bu yana 11 yıl geçti. Bu 11 yılın çok şükür her karesinde ve sayfasında başarılar var. Bunun için biz önce Rabbimize şükrediyoruz. Allah bizi başarıdan başarıya ulaştırdı. Hep başımız yükseklerde, hep alnımız açık, çok şükür bugünleri gördük. İşte bu hikayenin ve başarı hikayesinin Antep sayfası da çok önemli. Her yerde başarılıyız hamdolsun ki bir seçimde 81 ilin 80 ilinden milletvekili çıkardık. Çok şükür ki her seçimde oyumuzu artırarak tekrar iktidar olduk. Hamdolsun ki şu anda bile iki seçimde de mahalli idarelerin yüzde 65'inde belediyelere sahibiz. İl Genel Meclisi üyeliklerinde yüzde 70'e yakın, belediye meclisi üyeliklerinin de neredeyse yüzde 75'i AK Partili arkadaşlarımız.''
AKP'nin kuruluş süreci
Arınç, konuşmasının bir bölümünde partisinin kuruluş sürecine değindi. ''Sağa baksanız, sola baksanız, yazı da gelse tura da gelse AK Parti'yi görüyoruz'' diyen Arınç, bunun sırrının ne olduğunu çoğu zaman kendisinin de düşündüğünü ifade etti. Bu konuda Türkiye ve Gaziantep örneğine bakılması gerektiğini aktaran Arınç, şöyle devam etti: ''Biz 14 Ağustos 2001 yılında kurulduk. 1 yıl sonra, takriben 14 ay sonra seçimlere gittik. Yanımızdaki rakipler eski ve köklü siyasi partilerdi. Bizim önümüze geçmek için sadece meşru yollar değil daha çok gayri meşru yollar denendi. Baskılar, yol kesmeler denendi. Düşünün ki gümbür gümbür seçimi kazanacağınız belli. Başımızdaki Genel Başkanımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan bu yana halkın kahramanı haline gelmiş, efsanevi sevgiye ve saygıya mazhar olan bir insan. Herkes onunla birlikte Türkiye'nin yeni bir sayfa açacağını düşünüyor. O'na güveniyor, O'na inanıyor. Aday listelerimizi yapmışız, şu kaset yayınlandı, şuradan şu şikayet, buradan bu şikayet oldu, eski defterler. Ama düşününki seçime 1,5 ay kalmış, İstanbul birinci bölgeden birinci sıra aday olan Genel Başkanımızın kurucu üye bile olamayacağı, haliyle aday da olamayacağı kararı çıkmış. Ne kadar üzüldüğümüzü arkadaşlarımız bilirler. 'Başını kesersek bu iş burada kalır' diye düşündüler. Muhalefetin zil takıp oynadığını hatırlarım. O günlerde sık televizyona çıkardık, düşüncelerimizi ifade etmek için. O günlerde sevinenleri çok iyi hatırlıyorum. Bize şunu söylüyorlardı, 'Tayyip Bey'in aday bile olmayacağı kesinleşti. Milletvekili bile olmayacak, başbakan bile olamayacak' hatta bir gazete sevincini o kadar açık etti ki başlığı şöyle çıktı, 'Muhtar bile olamayacak'. Değerli arkadaşlar o günleri hatırlayınız. Bir gün karşımıza ANAP'tan, CHP'den bir başkası ben de aralarındayım dördü, beşi bir aradalar. 'Söyleyin bakalım Tayyip Bey olmayacak, sizin başbakan adayınız kim?' O kadar çok seviniyorlar ki insan haliyle üzülüyor. Yani 'Tayyip Bey gitti, siz ne yapacaksınız, siz de bittiniz'. Ben onlara şunu sordum. Dedim ki 'Çiller kazanamadı veya bir şekilde başbakan olamadı sizin başbakan adayınız kim, bana ikinci bir isim söyleyin. Mesut Yılmaz kazanamadı veya şöyle oldu, sizin ikinci isminiz kim? Deniz Baykal kazanamadı veya başbakan olamadı, bana söyleyin ikinci isminiz kim?' Bana ikinci bir isim söyleyemediler. Ben de yaratana sığındım. Dedim ki 'Siz bana başbakan adayınız kim diyorsunuz öyle mi? Alın size 10 tane başbakan adayı.' 10 tane isim söyledim onlara. Aklıma geldi gönlümden geçti ne bileyim ben. 'Kibirliye karşı kibir sadakadır' diye bir hadisi şerif var ya. Sen de benden ikinci bir isim mi istiyorsun, al sana 10 tane isim. Çok şükür biz seçime böyle girdik. Hamdolsun seçimi kazandık. İlk Başbakanımız da sayın Abdullah Gül oldu. 11 senedir gün o gün, vakit bugün biz buradayız. Bize ikinci başbakan adayınız kim diyenlerin çoğunun partisi bile kapandı, tabelası kalmadı. Çoğu da siyasi hayata veda etti gitti. Biz varız. 'Muhtar bile olamaz' denen adam 10 senedir Türkiye'nin Başbakanı.''
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 3 genel milletvekili seçimi geçirdiklerini, üçünde de parti olarak tek başlarına iktidara geldiklerini söyledi. Yüzde 35'le 363, yüzde 40'la 340 küsur, yüzde 47, yüzde 50 ile de 326 milletvekili çıkardıklarını ifade eden Arınç, ''Hamdolsun her seçimde bir baş pehlivan gibi, Kırkpınar'ı kazanmış bir güçlü insan gibi' ortaya çıktık. Üç tane seçim geçirdik. Üçünde de grafik yukarıya doğru başarılı'' dedi.
Seçimlerde Gaziantep'in aldığı yüksek oy oranına da değinen Arınç, ''Şimdi buna birileri şapka çıkarsın. Biz Rabbımız'a şükredelim ve gelin Gaziantep'i teşkilatlarımızla milletvekillerimizle belediye başkanlarımızla üyelerimizle kadın kolu, gençlik kollarımızla hep beraber ayakta alkışlayalım. Bu kimsenin başaramadığı bir şey. Bunda bir sır var. Nasıl oluyor da yüzde 40, 58, 59 ve sonunda 62'ye geliyoruz. Çok şükür evet, bu başarının benzerleri başka illerde de var. Ama 2 milyonluk nüfusuyla ve çok farklı özellikleriyle sanayi, tarım, küçük orta ölçekli çalışanlar çalışamayanlar, etnik köken farklılıkları, şunlar, bunlar ama hepsi bir araya geliyor ve AK Parti'nin bayrağını yere düşürmüyor, aksine en yükseklerde dalgalandırıyor'' diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Arınç, Gaziantep'in mahalli seçimler ve referandumdaki oy oranından da bahsetti.
Referandum süreci
Bülent Arınç, en son anayasa değişikliğini 12 Eylül 2010'da referanduma götürdüklerini ifade ederek, şunları anlattı: ''Muhalefetin bizim için neler söylediğini hatırlayacaksınız, biraz da yüzünüz kızararak, utanarak... Onlar için böyle bir şey yok ama en ağır hakaretleri yaptılar, en çirkin sözleri söylediler. Türkiye'nin tehlikeye düştüğünden, vatanın bölündüğünden bahsettiler vesaire... Ve zannettiler ki millet onlara bakarak 'hayır' diyecek. Hamdolsun yüzde 58'le Türkiye 'evet' dedi. Ama yüzde 70'e yakın oy oranıyla Gaziantep yine şampiyonluğu başkasına bırakmadı.''
AKP'nin bu başarısında maddi-manevi kimin katkısı varsa ona teşekkür ettiklerini dile getiren Arınç, ''Ama şu kadar yüksek oy oranıyla en son seçimde de 12 milletvekilinin 9'unu AK Parti'ye kazandıran, belediyelerin yüzde 99'unu AK Parti'ye kazandıran şu kadar yüksek oy oranına sahip olan bir AK Parti en büyük teşekkürü Gaziantep'in güzel halkına yapıyor'' değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Yardımcısı Arınç, AKP yüzde 50 oy oranına kavuştuğu zaman herkesin bunu hayretle karşıladığını, geçmiş siyasi hayatına baktığında bu konuda doktora yapacak, kitap yazacak kadar bilgisi olduğunu vurguladı. Geçmiş siyasi yaşamını anlatan Arınç, ''Siyasi çizgimiz düzdür. Dünya görüşümüz değişmemiştir. Zaman içerisinde farklı fikirlere sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Bu gelişmektir, bu dönüşmektir. Bunu da her yerde samimiyetle itiraf ederiz'' dedi.
Arınç, en güçlü liderliği, en güzel hükümeti yönetmeyi, halkın sevgilisi haline gelmeyi, karizmatik liderliği, başarıyı, dünyada dış politikasında, içerde hizmet alanında yapıldığını AKP'de gördüğünü vurguladı.
'Diğer partilerin durumu'
Arınç, geçmişte de doğru, ilkeli, kararlı siyaset yaptıklarını anlatarak, ''Hiçbirisinde de bizi utandıracak hiç bir işin içinde olmadık'' diye konuştu. Geçmişte her partinin başarısının çok sınırlı olduğunu gördüklerini aktaran Arınç, şunları kaydetti: ''İsterseniz çok partili siyasi hayata girdiğimiz 1950'den alalım. 50-54, Demokrat Parti'nin 54 seçimlerinden sonra düşüşü başlamıştır. 57'de en alt noktaya gelmiş, 60'ta da darbeyle hayatına son verilmiştir. Demirel'in 65-69'da tek başına Adalet Partisi'ne iktidar kazandırdığını elbette biliyoruz ama 70'de iş bitmiştir. Partisi bölünmüştür ve 73 seçimlerinde ancak koalisyon ortağı olabilmiştir. CHP 50'den bu yana, aradan 62 senede geçti üstelik... 62 yıldır CHP iktidar şöyle dursun en yüksek oy oranını 77'de ancak yüzde 41'le kazanabilmiştir. CHP'nin unutmayın, 1995'te benim parlamentoya girdiğim seçimlerdeki oy oranı sadece yüzde 10,5'tir. Yüzde yarımla barajı geçebilmiş ve 49 milletvekili çıkarmıştır. Ama aynı CHP, 99'da yüzde 8,5'le baraj altında kalmıştır. (Devleti kuran benim, Atatürk'ün partisi benim) diye her yerde böbürlenip gezen Cumhuriyet Halk Partisi unutmasın ki her seçimde baraj endişesi altındadır. Baraj endişesi yaşayan bir partinin iktidara gelme şansı da hiç bir zaman yoktur. En güzelini Numan bey geçenlerde söyledi, çok da hoşuma gitti. Dedi ki, 'Türkiye'de bütün partileri kapatsanız farz-ı muhal, varsayım olarak söylüyorum ve sadece CHP'yi (hadi bakalım sen tek başına seçime gir) deseniz, yüzde 25'ten fazla alamaz.' Çok önemli bir tespit''
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, milletin 1950'de Cumhuriyet Halk Partisi'ne 'git' dediğini ve 62 senedir hala ''gel'' demediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bunun altında bir sır var. O yüzden yenileştim, yeni CHP, yeni sol, demokratik sol, solun biraz kenarı, tam ortası... Bunlar hep boş şeyler. Millet CHP hakkındaki hükmünü vermiştir. Başına kim gelirse gelsin o damarın Türkiye için ne ifade ettiğini halkımız çok iyi bilir. Ve ona ebediyen muhalefet görevi vermiştir. Peki bunun dışında ANAP gelmedi mi geldi, rahmetli Özal 83 ve 87'de geldi güzel işler yaptı. Ama 87'den sonra partisi bölündü, zayıfladı. Unutmayınız 89'daki belediye seçimleriyle 84'teki belediye seçimlerine ait bir misal vermek istiyorum. 84'te bütün belediyeleri Anavatan Partisi kazandı ama 89'da elinde bir tek Malatya kaldı, bütün seçimleri kaybetti. Bütün bunlar siyasi tarih içerisinde önemli noktalardır. Biz o zaman 5 belediye kazanırken arkadan kazandıklarımızla 95'te birinci parti noktasına gelmiştik.''
'Siyaset toplumun daha huzurlu ve mutlu yaşaması için yapılır'
Arınç, Türkiye'de her partinin tek başına iktidara geldiğini ancak başarısını devam ettiremediğini, bölündüğünü, parçalandığını, oy oranını düştüğünü ve tökezlediğini dile getirdi.
Kendilerinin farklı olduklarını ve partiyi kurarken geçmiş tecrübelerle yola çıktıklarını vurgulayan Arınç, şöyle konuştu: ''Bazen askeri darbelerle, bazen muhtıralarla bazen 'höt' denildiği zaman şapkasını alıp kaçmakla, Türkiye'de demokrasi vesayet demokrasisi haline gelmiştir. Biz farklı olduk, biz karar verirken bu partiyi kurarken geçmiş tecrübelerle yola çıktık. Geçmişte yaşananları dikkate aldık Abdullah bey olsun Tayyip bey olsun bütün arkadaşlarımız Ahmet bey de o zaman kurucu arkadaşlarımız, bir araya geldik dedik ki, 'Türkiye'nin ihtiyacı ne önce bir siyaset anlayışımızı ortaya koyalım, 'biz siyaseti ideolojik anlamda mı yapacağız, yoksa siyaseti bir hizmet olarak mı algılayacağız?' Karar verdik ne çıkar ne de ideolojik kavga için siyaset yapmayacağız. Siyaset toplumun daha huzurlu ve mutlu yaşaması için yapılır. Toplumun sorunlarını çözerseniz toplum daha huzurlu olur. Biz hizmetkar olacağız, halka tepeden bakan cebberrut bir iktidar değil, halkın hizmetinde olan bir iktidar olacağız. Siyaset anlayışımızı böyle belirledik.''
'Andımızı da içtik'
Arınç, ''Yola çıkarken Türkiye'de bütün iktidarların başına gelen bizim de başımıza gelir. Bir yerde derler ki 'Hadi git bakalım', bir yerde bizi korkutmaya çalışırlar, bir yerde bize aba altından sopa gösterirler, bir yerde açıkça engelleme yapabilirler'' diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Çünkü Türkiye'de kurulu olan düzen, halktan yana bir iktidar istemez halktan yana bir iktidarın yaşamasına fırsat vermez. Öyle bir gün geldiği zaman biz ne yapacağız? 'Biz bir parti kuruyoruz ama gelin bakalım şu masanın üzerinde elimizi vicdanımıza koyarak bir and içelim'. Andımızı da içtik. Cesur ve kararlı olarak siyaseti yapacağız. Demokrasiye nereden bir müdahale olursa olsun ona hiçbir zaman boyun eğmeyeceğiz. Milletin emanetini almışsak milletin emanetini millete vermek gibi bir görevimiz olacak. Onu sokakta ve yerde bırakmayacağız, korkmayacağız, ilkeli olan ve cesur olan kazanır. Allah cesaretli olana izzet ve şeref verir. Sözümüzü böyle verdik, çünkü başımıza gelecekleri biliyorduk. 2002'de biz hükümet olarak da meclis başkanı olduktan sonra başımıza çok şeyler geldi. Eşimizin örtüsünden dolayı horlandığımız ve üzerimize atılan suçlarla biz yetiştik ve büyüdük ama sabrettik. Korkutmaya çalıştılar, cuntacılık damarları depreşti bazılarının, bazıları başka çevrelerle işbirliği yaparak hükümeti başarısız kılacak, korkutup, yarı yoldan çevirecek bir takım yöntemler denediler. Allah'a şükür verdiğimiz sözde durduk, bunlardan korkmadık. Milletin emanetini yere düşürmedik. Hamdolsun ne toplar ne tüfekler ne başkalarının iftiraları bizi yolumuzdan çevirmedi. Allah izzet verdi, o izzetle 11'inci yılımızda iktidarımıza devam ediyoruz.''
AKP'nin yaptığı hizmetlere de değinen Başbakan Yardımcısı Arınç, milletin de hizmetlerden memnun olduğunu dile getirdi. AKP'nin yola çıkarken koyduğu hedefleri bir bir gerçekleştirdiğini anlatan Arınç, uzun yıllar ötesini bugünden düşündüklerini ifade etti.
Bülent Arınç, konuşması esnasında diğer partilerin hedefi ''Şu mikrofon kadardı bizim hedefimiz de Ağrı Dağı kadar'' şeklindeki sözleri salonda partililerce uzun süre alkışlandı. Hedeflerini zaman içerisinde gerçekleştireceklerini vurgulayan Arınç, partisinin 2023 vizyonunu anlattı.
'İki kişiden biri AK Parti'li...'
Başbakan Yardımcısı Arınç, çalışacaklarını ve bereketini hep beraber göreceklerini belirterek, şunları kaydetti: ''Yüzde 50'ye kimse inanmıyordu, Allah verdi. Yüzde 50 ne demek, iki kişinin birinin oyunu aldık demek. Burada 500 kişi var. Sandığa gitseler zaten hepsi AK Partili ama en azından 250 kişi bize oy verecek. Sokakta veya açık hava toplantısında olduğumuzu düşünün, iki kişiden biri AK Partili bu muhteşem birşey. Bunu karikatürle birisi çok güzel anlatmış benim çok hoşuma gitti, hoşuna gitmeyenler de olabilir. Karikatür şu, Tayyip Erdoğan bey yani Başbakanımız, işte buralarda fotoğrafı varsa aynen öyle 1,85'lik boyuyla güçlü, kuvvetli, karizmatik lider, karşısına 2 kişi almış. İki kişinin boynu bükük, yere doğru bakıyorlar. Biraz da mahcup bir ifade Tayyip Bey onlara diyor ki 'Yav söyleyin hanginiz bana oy verdi' iki kişi var ya karşısında... birisi oy vermiş, iyi de bu iki kişi kim birisi Bahçeli, birisi Kılıçdaroğlu. Bu kadar da olur mu, karikatür kardeşim diyeceksiniz ama valla hayaldi gerçek oldu kardeşim.''
'Hayaldi gerçek oldu'
Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün katıldığı bir televizyon programında yaptığı konuşmaları değerlendirdi. ''Valla hayaldi gerçek oldu kardeşim. Nasıl gerçek oldu biliyor musunuz? Şimdi 12 Haziran seçimlerini bir kenara koyun dün akşam sayın Kılıçdaroğlu öyle bir söz etti ki, Ya Rabbi benim de bir sözüm var. Rabbim verdikçe veriyor'' diyen Arınç, partisinin 12 Haziran seçimlerinde yakaladığı yüzde 50'lik seçim başarısına değindi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, söz konusu programda AKP'nin yüzde 50'lik başarısının hikmetini Türkiye'ye ilan ettiğini ifade eden Arınç, şöyle devam etti: ''Ben söylemiyorum, o söylüyor. Peki ne söylüyor, diyor ki 'İki cumhurbaşkanı adayı olsa, biri Tayyip Erdoğan, biri Abdullah Gül olsa bizim oyumuz Abdullah Gül'e olur'. Allah Allah, kurban olduğum Allah, yani birileri bana kızmıştı, 'verdikçe veriyor' dediğim için ama ne yapayım Kılıçdaroğlu söylüyor bunu. Ben onun yalancısıyım. Diyor ki 'İki kişiden şu aday olursa ben ona oy veririm'. Kim bu aday, kime oy verecekler, Sayın Abdullah Gül'e. Eee, bu sayın Abdullah Gül partinin kurucusu ve bizim ilk başbakanımız. Demek ki Rabbım, cumhurbaşkanlığında bile Kılıçdaroğlu'na, AK Parti'nin göstereceği adaylardan birine oy vermek hidayetini nasip etmiş, daha ne söyleyeyim. Kendi söylediği için... Ben bu kadarla kendisine teşekkür edeyim. Ama bir şeyi daha hatırlatayım, her sözünüzden çark etme gibi bir özelliğiniz var. En azından bu söylediğinizi samimi kabul ettiğimizde o zaman size şunu sormam lazım. Portekiz Cumhurbaşkanı, TBMM'ye girse ve bir konuşma yapsa, şahidi olduğum için söylüyorum ayağa kalkıp onu alkışlıyorsunuz. 'Oy verebilirim' dediğiniz bugünün cumhurbaşkanı, Parlamentoya en az 7 defa geldi. Hiç biriniz ayağa kalkmadınız ve onu alkışlamadınız. Her sözüne hakaretle karşılık verdiniz, onu küçültmeye çalıştınız. Yanınızda grup başkan vekili olarak hala taşıdığınız, cinsel tacizden dolayı dosyası bulunan kişi bugüne kadar her ağzını açtığında, 'oy vereceğim' dediğiniz kişiye hakaret etti. Sizin vekiliniz bu. Siz bugün mü söylediğinizde doğrusunuz yoksa geçmişte yaptıklarınızdan utanıyor musunuz? Önce saygı göstermesini bilin, her sözüne karşı 'Damarlarında AK Parti kanı dolaşıyor, seni cumhurbaşkanı olarak kabul etmiyoruz' dediğiniz şahsa, bugün oy verecek hale gelmişseniz o zaman biraz yüzünüz kızarmalı ve halka dönüp şunu söylemelisiniz. 'Sayın Abdullah Gül hakkında bugüne kadar yaptığımız kabalıklardan dolayı milletimizden özür diliyoruz'. Bunu söylerseniz gelecek hakkında olumlu düşünebiliriz. Ama bunu yapmadığınız takdirde sizin hiçbir sözünüze inanmadığımız gibi bu sözünüzün altında da kalırsınız. Şimdilik bu kadar sayın Kılıçdaroğlu. Yüzde 62 oy aldığımız, 12 milletvekilinden 2 tanesini kazanabildiğiniz bir ilden size sesleniyoruz. Gaziantepli, Gaziayntaplı, Şahin Bey'in çocukları diyor ki, 'Kılıçdaroğlu, doğru ol. Hangi sözünde samimisin, bize onu anlat da biz de senin ne yapacağını bilelim' diyorlar.''
HAS Parti'yle bütünleşme süreci
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 12 Haziran genel seçimlerinde Gaziantep'te elde ettikleri yüzde 62'lik oy oranını daha da artırmak istediklerini söyledi. Gaziantep için düşüncelerinin artık yüzde 62'inin üstünde olduğunu ifade eden Arınç, ''Allah'ın izniyle, biz yanılmazsak, biz kendi içimizde fitneye, fesada düşmezsek, ayağımıza takılan olmazsa, nefsimiz bize şunu bunu yaptırmazsa emin olun yüzde 62'ler ayak altında kalacak, 70'lere doğru çıkacağız. Antep'in manzarası bunu gösteriyor. Biz yeter ki doğru olalım, biz yeter ki dürüst olalım, biz yeter ki çalışkan olalım, biz yeter ki milletimize hizmetten vazgeçmeyelim, yeter ki milletimizin duasını alalım, başaracağız ama tersi de olur. Bakın 1995 yılında 1999 yılında Demokratik Sol Parti yüzde 20,5 ile birinci parti oldu. 3,5 sene sonra DSP yüzde 1,5'u zor aldı. Millet, yüzde 20,5'i verir sonra da beğenmez yüzde 1,5'a düşürür. Biz yüzde 50'yiz, yanılırsak, milletin nefretini çekersek bizi yüzde 7'ye düşürmesini de millet bilir. Ben her zaman onu söylüyorum, milletin vereceği karara saygımız var. Dövecekse millet bizi dövsün, başkasının el kaldırmasına tahammül etmeyiz. Onun için biz doğru olacağız, çalışkan olacağız. Millet bize desteğini anasının ak sütü gibi verecek inşallah'' diye konuştu.
Bülent Arınç, HAS Parti ile bütünleşme sürecine de değindi. HAS Parti'nin bir süre siyasette kaldığını, orada siyaset yapanlara yabancı olmadıklarını ifade eden Başbakan Yardımcısı Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ben MKYK üyesiyken, milletvekiliyken Numan Bey de İstanbul il başkanıydı ve MKYK üyemizdi. Çok iyi yetişmiş, çok ahlaklı, pırıl pırıl bir insan. Siyasette farklı davranışlar içerisinde olduk ama hiçbir zaman kötü bir söz, yaralayıcı bir ifade olmadı. Sadece Numan Bey ile ilgili değil, onunla birlikte siyaset yapan arkadaşlarımız da aynen AK Parti gibi kendilerine bir prensip beğendiler. O prensibi yaşatmaya çalıştılar. Ama gün geldi baktılar ki bu prensipler, bu hizmetler AK Parti'de esasen gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla bir bütünleşme süreci olsun dediler ve partilerini kapatıp AK Partimiz'e geldiler. Bizim inancımızda bereket denen bir şey vardır. 'Allah bereketini artırsın, bereketini bul, bereketli olsun' ağzımızdan bu lafı eksik etmeyiz. Bereket nedir? İki kere iki dört eder ya işin içine bereket karışırsa beş eder, altı eder. Laik bir anlayışta bunun tarifi sinerjiyle beraberdir''.
Bereketin, HAS Parti'nin, AKP ile bütünleşmesine teşmil edilebileceğini de vurgulayan Başbakan Yardımcısı Arınç, sayısal olarak değilse bile katma değer bakımından HAS Parti'nin, AKP'ye kazandıracağı çok bereketli işler olduğunu sözlerine ekledi.