Arınç: Üç çocukludan vergi alınmayacak

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yılın son Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Arınç, "Asgari ücrette artık 3 çocuklulardan vergi alınmayacak" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yılın son Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Hükümetin yeni kararını açıklayan Arınç, "Asgari ücrette artık 3 çocuklulardan vergi alınmayacak" dedi.

Arınç'ın basın toplantısında yaptığı açıklamalardan satırbaşları şöyle:

- Efkan Âlâ ile birlikte tüm arkadaşlarımıza başarılar diledik. Arkadaşlarımız da bu konudaki düşüncelerini başbakanımıza ve bizlere ifade etmiş oldular.

- 2013'ün son Bakanlar Kurulu toplantısı olması sebebiyle iç ve dış gelişmeler bakımından tekrar bir gözden geçirme imkanı bulduk. Bir yıl içerisinde pek çok şeyler oldu. Bir çoğu hafızalarımızdan silindi. Ama her olayın kımeti var. 2014 hedeflerimizi de performanslarımızı da topluca ifade etme imkanımız oldu.

ÜÇ ÇOCUK YAPANA VERGİ YOK

- Prensip olarak asgari ücretin tespitinde mümkün olduğunda yüksek tutulması prensip olarak benimsendi. Asgari ücrete ilave olarak da bildiğiniz gibi dört çocuğu olanlar sıfır vergiye tabii idi. Bunu üç çocukla değiştirmek suretiyle, 40-50 liraya yaklaşan bir gelir elde edebilecekler. Ama bu kanun ile olabilecek, kanun maddesi ilave edilebilecek.

PARTİMİZE SEVGİDE YÜZDE YÜZLÜK BİR ARTIŞ VAR

- Yurt içi gezilerinde izlenimler paylaşıldı. Son gezi Manisa ve ilçelerine yapılmıştı. Sevinçle söylemeliyim ki halkımızın partimize olan sevgisinde eksilme olmadığı gibi yüzde yüzlük daha büyük bir artış var. Her yer çok kalabalıktı. Sayın Başbakanımıza, hükümetimize karşı gösterilen güven duygusu üst noktaya varmıştır.

HSYK BİLDİRİSİ: HAYRETLE KARŞILADIK...

- Adli Kolluk ile ilgili yönetmelik, içişleri ve adalet bakanımızın iştirakiyle değiştirilmiştir. Bununla ilgili olarak Barolar Birliği ve bir iki kuruluş, Danıştay'a dava açtılar. İptalini istediler. Bu hukuki bir konudur. Elbett Danıştay bu konuyu inceleyecek, yasalara uygunluğu denetleyecekti. Ancak beklenmedik bir gelişme oldu. HSYK karardan bir gün önce tavır ortaya koydu. Belli sayıdaki üyenin yaptığ açıklamayı hepimiz hayretle karşıladık. Adalet bakanımız, bakan arkadaşlarımızla bir aradaydık. 12 Eylül 2010 referandumuyla yeniden hayat bulan HSYK’nın kanuna baktığımız zaman, başında Adalet Bakanı'nın bulunduğu bir kurul böyle bir karar alamaz.

YALÇIN AKDOĞAN YANITI

Basında bir tartışma var. Bir arkadaşımız bir makale yazmış. Bugün zannediyorum kendisi çok etraflı açıklama yaptı. Akdoğan’ın yaptığı açıklamanın üstüne bir kelime ifade etmeye bile gerek yok. O kendisini ilgilendirir. Hukukçu olarak söyleyeyim. Tartışılmadı, tartışılmaya da değer görülmedi. Benim bildiğim kadarıyla söyleyeyim, yeniden muhakeme edilmenin şartları vardır. Bu şartlar, bitmiş, kararı çıkmış, denetimden geçmiş kararlar için geçerlidir. Halen yargılaması devam eden mahkemeler için yeniden muhakemeden söz edilemez. Şüphesiz AB sürecinde, AİHM kararları gereğince aldığımız bazı hükümler var. orada da yeniden yargılamanın yolları getirilmiştir. Bunun dışında bir muhakeme sürecini başlatmak mümkün değildir.

BUNLARDAN KURTULDUK SANIYORDUK...

- HSYK'nın militan yargıçları desteklediği, Yargıtay üyesi olarak seçtikleri insanların, kendilerini HSYK üyesi yapması karşılığında hangi uygulamaları  yaptığının çetelesini tutuyorduk. Bundan kurtulduğumuzu sanıyorduk. Adalet Bakanı henüz görevine başlamıştır. Usulüne göre HSYK'nın kendilerini ziyaret etmesi gerekir.

- Yabancı basın Türkiye'deki gerçekleri nasıl aktarıyor o kısmıyla ilgileniyoruz. Basını sansür etmek, faliyetlerini engellemek gibi bir düşüncemiz yok. İngiliz gazeteleri ne yazdı, şikayet olmadığı için duymadım.

YARGI NE GÜNE DURUYOR...

- Eğer rutin olarak bazı görev değişiklikleri gündeme gelmişse, siz birilerini hedef haline getirirseniz bu doğru değil. Bakanın Müsteşarı görevinin başındadır. Ancak bakanlar özellikle yeni göreve başlayan bakanlar, bürokratlarıyla ilgili tasarrufa gidebilir. Bunu cemaatle, bir gazeteyle düşünceyle, son yaşanan olayların parçası olarak göstermek yanlış olur. Bunların çetelesini tutmaya da gerek yok. Eğer haksız olduğunu iddia eden varsa, yargısal denetim ne güne duruyor? Koşar dava açar. İdare içerisinde üst düzey bürokratların görevlerine dönme arzusu, bürokrasi de hoş karşılanmış değildir. Bazı valilerin beş defa geldiğini altı defa geldiğini de biliyoruz. Bir gün Danıştay başkanı ve başkaları bir arada bulunuyorduk. Birisi geldi, Bakanım nasıl işler gidiyor diye, benim işlerim kolaylaştı dedi, valilerin yarısını ben yarısını Danıştay atıyor demişti.