Arınç, KKTC'de Eroğlu ve Akıncı ile görüştü

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 26 Nisan Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanı seçimini kazanan Bağımsız aday Mustafa Akıncı Cumhuriyet Meclisi'nde yemin etmesinin ardından görevini KKTC'nin 2. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'ndan devraldı.

cumhuriyet.com.tr

Akıncı, Cumhurbaşkanlığında düzenlenen törenle görevi devralmasının ardından resmen görevine başladı. Devir teslim törenine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, katıldı. Cumhurbaşkanı Akıncı ve eşi Meral Akıncı, Cumhurbaşkanlığına gelişinde, 2. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve eşi Meral Eroğlu tarafından karşılanarak, tören kıtasını selamladı. İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından, Akıncı ve Eroğlu'nun biyografileri okundu. Derviş Eroğlu'nun veda konuşmasından sonra Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı konuştu.

EROĞLU: “SÖZ VERDİKLERİMİ YAPMANIN, YEMİNİME SADIK KALMANIN, HALKIMA HİZMET ETMENİN ONURUNU YAŞIYORUM’

Görevini 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya devreden 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, söz verdiklerini yapmanın, yeminine sadık kalmanın, halkına hizmet etmenin onuru içerisinde olduğunu vurguladı. Eroğlu, “Bugünden itibaren aktif siyasi yaşamıma noktayı koyarken herkese hakkınızı helal edin diyorum. Benim bu millete bir nebze hizmetim olmuşsa ne mutlu bana. Kimseye kırgın, kızgın değilim. Tüm halkımıza, bana gösterdikleri sevgi saygı için müteşekkirim” diye ekledi. KKTC 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, devir teslim töreninde yaptığı konuşmaya, Cumhurbaşkanı seçilen Mustafa Akıncı'yı başarısından ötürü tebrik ederek başladı. Eroğlu, “En samimi duygularla milletimiz, devletimiz, halkımız için başarılı çalışmalar yapmasını diliyorum’ dedi. Rum lider Nikos Anastasiadis'le birlikte mutabakata vardıkları 11 Şubat 2014 Ortak Açıklama metni ile Kıbrıs Türk halkı için önemli kazanımlar elde ettiklerini, uzlaşıya giden yolun haritasını ortaya koyduklarını söyleyen Eroğlu, Anastasiadis'i görüşme sürecinde al-ver aşamasına getirdiklerinin altını çizdi.
Eroğlu, şöyle devam etti:

“Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide'nin son ziyareti sırasında '2015 yılı sonuna dek Kıbrıs'ta ayrı ayrı ve eş zamanlı referandumlara gidilmesinin mümkün olduğunu' söylemesi bizler adına önemli bir kazançtır. Şimdi yapılması gereken, yapılandırılmış, sonuç alıcı bir görüşme süreci ile kısa zamanda Kıbrıs konusunu bütünlüklü bir çözüme kavuşturmaktır. Kıbrıs konusu artık bir sonuca bağlanmalıdır. Bu tarihi dönemeçte, uluslararası toplumun da benimsediği ve Eide'nin açıkça ifade ettiği, kapsamlı ve çözüm odaklı bir yaklaşımdan ayrılmamamız gerektiğinin de altını çizmekte yarar görüyorum.”
 
AKINCI: “10 YIL ÖNCE AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNDE YİTİRİLEN ÇÖZÜM FIRSATININ BİR KEZ DAHA VAR OLDUĞUNA İNANMAKTAYIM’

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 10 yıl önce Avrupa Birliği sürecinde yitirilen çözüm fırsatının bir kez daha var olduğuna inanç belirterek, “Yeter ki tüm taraflar bunun bir ortak ihtiyaç olduğu noktasında aynı fikirde olsunlar ve ortak vizyonla tüm tarafların kazançlı çıkacağı ortak yarar paydasında buluşabilsinler” dedi.

Kıbrıs'ta yıllardır çözümsüz kalan sorun ve yarattığı statükonun sürdürülebilir olmadığına işaret eden Akıncı, çözüm odaklı bir anlayış ve halkın iradesini müzakere masasına yansıtacak bir kararlılıkla hareket edeceğini vurguladı.

“Aramızda önemli tarihsel ve kültürel bağlar bulunan Türkiye ile olan ilişkilerimizde karşılıklı saygıya dayalı, karşılıklı yarar temelinde işbirliğini gözeten kişilikli ilişkiler kurulması talebi her iki tarafın da yararına olacak bir gelişme olarak algılanmalıdır” diyen Akıncı, Türkiye Cumhuriyeti yetkili makamlarıyla, özellikle Kıbrıs sorununda verimli bir istişare ve işbirliği içinde olacaklarını kaydetti.
Akıncı, kendi kendine yeten, kendi kendini yönetme becerisine sahip bir KKTC'nin, gelecekte bir federal yapıda uluslararası hukuk içinde ve AB kurumlarında çok daha sağlıklı bir biçimde yerini alabileceğine işaret ederek, “Bu gelişme Kıbrıs Türklerinin olduğu kadar Türkiye'nin de yararınadır ve uluslararası alanda her iki tarafın imajının güçlenmesine de katkı yapacaktır” şeklinde konuştu.
“YILLARDIR ÇÖZÜMSÜZ KALAN SORUN VE YARATTIĞI STATÜKO SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL”
Kıbrıs'ta yıllardır çözümsüz kalan sorun ve yarattığı statükonun sürdürülebilir olmadığına dikkat çeken Mustafa Akıncı, çözüm odaklı bir anlayış ve halkın iradesini müzakere masasına yansıtacak bir kararlılıkla hareket edeceğini vurguladı. Akıncı şunları kaydetti:

“Kıbrıs'ta yıllardır çözümsüz kalan sorun ve yarattığı statüko sürdürülebilir değildir; hem adamızın ve hem de bölgemizin barışı ve huzuru için de ciddi tehditler içermektedir. Birleşmiş Milletler parametrelerinin öngördüğü ve son olarak 11 Şubat 2014 tarihli ortak açıklama metninde de ifade edilen, iki kesimli, iki toplumlu federal bir çözümde, her iki tarafın da kazanacağı çok şey vardır. Böylesi bir çözüm, bölgesel istikrara da katkıda bulunacaktır. Bu bağlamda, çözüm odaklı bir anlayış ve halkın iradesini müzakere masasına yansıtacak bir kararlılıkla hareket edeceğim.”

“AB SÜRECİNDE YİTİRİLEN ÇÖZÜM FIRSATININ BİR KEZ DAHA VAR OLDUĞUNA İNANMAKTAYIM”

BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı EspenBarthEide ile gelecek hafta yürütecekleri temaslarla yeni müzakere sürecinin alt yapısının hazırlanmasına katkıda bulunmaya çalışacaklarına işaret eden Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“10 yıl önce Avrupa Birliği sürecinde yitirilen çözüm fırsatının bir kez daha var olduğuna inanmaktayım. Yeter ki tüm taraflar bunun bir ortak ihtiyaç olduğu noktasında aynı fikirde olsunlar ve ortak vizyonla tüm tarafların kazançlı çıkacağı ortak yarar paydasında buluşabilsinler. Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Avrupa Birliği'ne girmiş olmakla birlikte yanlış ekonomik kararlar sonrasında çöken ekonomisi ve Doğu Akdeniz'de bulunan doğal gaz Kıbrıs sorununa çözüm için yeni dinamikler yaratmıştır. Henüz su yüzüne çıkarılmamış doğal gaz yüzünden kavgaya tutuşmak yerine bu zenginliği hakça paylaşmak konusunda uzlaşmak ve çözümle birlikte bu gazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşımak, en akılcı, en hızlı ve en az maliyetli yol olarak görülmektedir. Denizlerimizin altındaki doğal gaz zenginliğini de, 9,000 km karelik bu adanın topraklarını da, Türkiye'den adaya gelmesini beklediğimiz suyu da - TC yetkililerinin bu yöndeki açıklamalarını da dikkate alarak - adil ölçüler içinde paylaşabilme becerisini gösterebilmeliyiz. Bunun yanında, tarafların birbirini tahakküm altına almadan, eşitlik, güvenlik ve huzur içinde bir gelecek kurabilmeyi başarmaları zor ama gerekli bir görev olarak önümüzde durmaktadır. Güneydeki liderliğin de bu vizyonu bizimle paylaştığını görmek en büyük arzumuzdur.”

“GÜNLÜK YAŞAMA KATKI YAPACAK ÇEŞİTLİ GÜVEN ARTIRICI ÖNLEMLERİN ÖZEL ÖNEMİ VAR”

Cumhurbaşkanı Akıncı, kapsamlı çözüm uğraşlarının yanı sıra, paralel bir süreçte, her iki toplumun günlük yaşamına katkı yapacak çeşitli güven artırıcı önlemlerin uygulanmasının özel önemi olduğu düşüncesinde olduğunu vurgulayarak, “Bu kapsamda, Kapalı Maraş bölgesinin BM gözetiminde yerleşime açılması ve bu açılışa eş zamanlı olarak Kıbrıslı Türklerin, ticaret ve turizm alanında yaşadıkları dar boğazların aşılması ve doğrudan ticaret ve direkt uçuşlar için Mağusa Limanı ve Ercan Havaalanının kullanılabilmesinin yolları üzerinde uzlaşma arayacağız. Bunun tüm paydaşlara sağlayacağı ortak yararın yanında kapsamlı çözüm çabalarına da katkı yapacağına inanmaktayım” dedi.

YENİ SINIR KAPILARININ AÇILMASI VE MOBİL TELEFONLARIN HER İKİ KESİMDE DE ÇALIŞIR HALE GELMESİ

Akıncı, “Kapsamlı çözüme ulaşmak elbette temel hedeftir. Uğraş alanımızın esası orası olacaktır. Güven artırıcı önlemler, paralel bir süreçte ve ana hedefe yardımcı oldukları sürece anlamlı olacaktır. Bu çerçevede yeni sınır kapılarının açılması ve mobil telefonların her iki kesimde de çalışır hale gelmesinin önemi aşikardır” şeklinde konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 5 ay önce Atina'da Türk ve Yunan iş insanlarının ortak bir toplantısında yaptığı bir konuşmasında “İki ayrı devlet ve millet olabiliriz ama ülkelerimizi tek coğrafya imiş gibi planlamak akıl işidir. Bundan her iki ülke de kazançlı çıkarö şeklindeki sözlerine atıfta bulunan Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sayın Başbakan'ın bu vizyonunu paylaştığımı ifade ederken, burada da 9,000 km karelik bu adayı, iki tarafta siyaseten eşit iki kurucu devletin oluşturacağı federal çatı altında ama tek coğrafya olarak planlamanın akılcılık olacağını ve bundan tüm tarafların kazançlı çıkacağını vurgulamak isterim. Kıbrıs'ta çözüme ulaşmak sadece adanın iki toplumu arasındaki ilişkilere değil, Türk-Yunan, Türk-AB ve gelecekte federal Kıbrıs -Türkiye ilişkilerine de ciddi katkı sağlayacaktır. 1968 yılından beri fasılalarla uzayıp giden Kıbrıs müzakerelerini artık olumlu bir sonuca bağlamak için gerekli olan kararlılık ve irade bizde mevcuttur. Umarım, Sayın Anastasiades de 2004'te Annan Planı döneminde gösterdiği kararlılık benzeri bir yaklaşımı sergileyecektir. Sayın Anastasiades ile aynı yaş kuşağına aidiz. Eğer biz de çözemezsek, bizden sonraki kuşakların çözmesi korkarım ki daha da zor olacaktır.  Dolayısıyla böylesi bir günde çağrım yıllarca yapılan karşılıklı suçlama ve günah keçisi yaratma oyunlarına yeltenmeden, gerçekçilik ve akılcılıkla çözüm doğrultusunda hareket etmeyi başarmaktır.”

“BİRİKEN İÇ SORUNLARIMIZ ÇÖZÜM BEKLİYOR”

Cumhurbaşkanı Akıncı, görev süresi boyunca siyasal partilerin iç işlerine değil ama toplumun iç konularına duyarlılık gösteren bir anlayış içerisinde olacağını da  yineleyerek, “Kıbrıs sorunu konusunda uğraşlarımızı sürdürürken görmezden gelemeyeceğimiz diğer bir gerçek de hayatın devam ettiği ve biriken iç sorunlarımızın çözüm beklediğidir.  Görev sürem boyunca siyasal partilerin iç işlerine değil ama toplumumuzun iç konularına duyarlılık gösteren bir anlayış içerisinde olacağım. Hükümetlerin yerine geçmeye çalışmadan, kurumlar arası işbirliğini teşvik eden, onlara rehberlik ve öncülük yapan bir davranış sergileyeceğim.  Temiz siyaset, şeffaflık, hesap verebilirlik ve yolsuzlukla mücadele konularında Cumhurbaşkanlığı makamı olarak üzerime düşen görevi yerine getireceğim” dedi.

“TÜRKİYE İLE KARŞILIKLI SAYGIYA DAYALI, KARŞILIKLI YARAR TEMELİNDE KİŞİLİKLİ İLİŞKİ TALEBİ HER İKİ TARAFIN DA YARARINA…

Akıncı, Türkiye ile karşılıklı saygıya dayalı, karşılıklı yarar temelinde işbirliğini gözeten kişilikli ilişkiler kurulması talebinin her iki tarafın da yararına olacak bir gelişme olarak algılanması gerektiğine işaret ederek, Türkiye Cumhuriyeti yetkili makamlarıyla, özellikle Kıbrıs sorununda verimli bir istişare ve işbirliği içinde hareket edeceklerini vurguladı. Akıncı şöyle konuştu:

“Aramızda önemli tarihsel ve kültürel bağlar bulunan Türkiye ile olan ilişkilerimizde karşılıklı saygıya dayalı, karşılıklı yarar temelinde işbirliğini gözeten kişilikli ilişkiler kurulması talebi her iki tarafın da yararına olacak bir gelişme olarak algılanmalıdır. Kıbrıs Türk toplumunun iradesinin yönetime doğrudan yansıması, kendi kurumlarında söz sahibi olması aslında gecikmiş bir durumdur. Bu kurumların gerçek anlamda sahiplenilmesi, iyi yönetilmesi ve Kıbrıs Türk Hava Yolları ile yeni belediye yönetiminden önceki Lefkoşa Türk Belediyesi'nde yaşananlara benzer olumsuz durumların yaratılmaması ise yaşamsal önemdedir. Propaganda sürecinde sıklıkla vurguladığım gibi aynayı yüzümüze tutmayı da becerebilmeliyiz. İçte ve dışta tüm ilişkilerimizde uzlaşma anlayışıyla hareket edeceğiz. Uzlaşmanın temeli karşılıklı haklara saygıdan geçmektedir. Türkiye Cumhuriyeti yetkili makamlarıyla, özellikle Kıbrıs sorununda verimli bir istişare ve işbirliği içinde hareket edeceğimiz kuşkusuzdur. Bunun yanında, kendi kendine yeten, kendi kendini yönetme becerisine sahip bir KKTC, gelecekte bir federal yapıda uluslararası hukuk içinde ve AB kurumlarında çok daha sağlıklı bir biçimde yerini alabilecektir. Bu gelişme Kıbrıs Türkleri'nin olduğu kadar Türkiye'nin de yararınadır ve uluslararası alanda her iki tarafın imajının güçlenmesine de katkı yapacaktır.”