Arınç, Kılıçdaroğlu'nun adaylığını yorumladı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanlığına adaylığının beklenen bir gelişme olduğunu belirterek, ''Doğru zamanda çok doğru bir karar verdi ve bunun neticesini de görecek ve genel başkan olacak'' dedi.
cumhuriyet.com.trDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, NTV'nin canlı yayınında Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. Arınç, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanlığına adaylığını koymasını, ''Bu beklenen bir gelişmeydi, en azından bizim gözlemlediğimiz kadarıyla'' şeklinde değerlendirdi.
Bugüne kadar hiçbir partinin kendi iç dinamikleriyle kişilerle ilgili bir tartışmaya girmediğini, bunun doğru da olmayacağını ifade eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama CHP'de yaşananlar, -Türkiye'nin hem iç politikası açısından hem de CHP'nin köklü bir parti olması açısından- Baykal'ın genel başkanlıktan ayrılmasını takiben neler yaşanacak, bunlar çok ilgiyle karşılanıyor.
Sayın Kılıçdaroğlu konusunda toplumda bir karşılık vardı, parti içerisinde bir karşılık vardı. O da doğrusu cesaretli davrandı. Yaptığı birkaç yanlış vardı, 'Ben aday olmayacağım, aday değilim' şeklinde... Belki Sayın Baykal'ı tatmin etme konusunda bunları söyledi. Bu sözlerinin hemen arkasından da kendisine yapılan telkinleri herhalde yeterli gördü. Çünkü siyasetçi doğru zamanda doğru karar verebilen kişidir. Kendisine yönelik 'genel başkan ol' veya 'aday ol' tekliflerini geri çevirmedi.''
''Sizce Kılıçdaroğlu doğru zamanda doğru bir karar verdi öyle mi?'' sorusu üzerine Arınç, ''Doğru zamanda çok doğru bir karar verdi ve bunun neticesini de görecek ve genel başkan olacak'' dedi.
''Siyaset iddia işidir"
Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir gazeteye verdiği demeçte ''ilk seçimlerde partisinin yüzde 40 oy alacağını, sadece genel başkanlığa değil başbakanlığa da aday olduğunu'' söylediğinin hatırlatılması üzerine Arınç, şöyle konuştu:
''Genel başkan adayı olmuşsa ve genel başkan olacağına inanmışsa böyle bir hedef koyması çok gerçekçi ve çok doğru. Çünkü siyaset iddia işidir. Hiçbir genel başkan partisinin barajın altında kalacağını düşünmez, muhalefette kalacağını da söylemez ama buna halk karar verir. Bir partinin kendisine koyduğu hedef olarak tek başına iktidar ve yüzde 40'lık oy oranını göstermişse bu siyasetçi, özellikle Cumhuriyet Halk Partisinde doğru bir iş yapmış demektir. Zaten Baykal'ın da en büyük kabahati buydu. Yüzde 20'yi aştığı zaman başarı olarak görüyordu.
Biz AK Parti'nin kuruluşunda sayın genel başkanımız Tayyip Erdoğan'ın bize söylediği bir sözü şimdi hatırlıyorum, 'ilk seçimde yüzde 40 ve 15 milyon oy almalıyız'. Ben ondan daha önce partilerde bulunmuş bir insan olarak bunu biraz iddianın da üstünde biraz gerçekçi olmayan bir rakam olarak görmüştüm. Çünkü 1995'de ben Refah Partisinden milletvekili oldum, yüzde 21.5 ile birinci parti olduk. 1999 seçimlerinde Demokratik Sol Parti birinci parti oldu yüzde 21.5 ile. Şimdi onun bir mislini daha fazla söylemek ne kadar gerçekçi olur, diye bir tereddüt içindeydim ama biz bunu aldık. 15 milyonun üstünde oy aldık ve yüzde 35 ile de birinci parti ve iktidar partisi olduk. Eğer Sayın Erdoğan'ın milletvekilliği adaylığı engellenmese ve onun liderliğinde seçimlere katılsaydık, yüzde 40'ı da almış olacaktık. Kaldı ki 5 sene sonra 2007'de yüzde 47 oy alabildik.
Sayın Kılıçdaroğlu ile biz ayrıca tartışırız, CHP olarak da bir rakip olarak elbette halkımız önünde yarışacağız ve biz onu mutlaka geçeceğiz.''
Arınç, ''geçmişte yaşamış ve geçmişe şartlanmış bir siyasetçi olarak yüzde 21'lerle, 22'lerle en büyük başarıyı görmüş bir siyasetçi olarak bana genel başkanım yüzde 40'lık bir hedef veriyordu. Hayal değildi ama başarılması zor bir hedef olarak görmüştük. Şimdi artık biz çıtayı o kadar yükselttik ki yüzde 40 çok aşağılarda kaldı'' dedi.