Arınç, Erdoğan'ın sözlerini düzeltti

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın basınla ilgili sözlerini değerlendirerek, "Bu, basın özgürlüğüne bir darbe veya ona karşı bir müdahale olarak yorumlanmamalı" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Resmi bir ziyaret için Suriye'ye hareketinden önce İstanbul Atatürk Havalimanı'na gelişinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bülent Arınç, bir gazetecinin ''Sayın Başbakan'ın dün AK Parti il başkanları toplantısında medya patronları ve köşe yazarlarına ilişkin sözleri basın meslek örgütleri tarafından 'basın özgürlüğüne aykırı ve sansür' niteliğinde bulunarak eleştirildi. Bu konuda sizin düşünceniz nedir?'' sorusu üzerine konuşmayı kendisinin de dinlediğini belirterek, ''Sizin söylediğiniz istikamette yorumlayanlar var. Bugün tüm gazetelerde pek çok basın mensubu arkadaşımız, Sayın Başbakan'ın sözlerini 'köşe yazarlarına, basın özgürlüğüne karşı' bir görüş olarak yorumlamışlar'' diye konuştu.

Bülent Arınç, Başbakan Erdoğan ile kendisinin de görüştüğünü ifade ederek, şunları söyledi:

''Ben, kendisi ile de görüştüm. Sanıyorum bu sözlerini şunun için sarf etti: Bildiğiniz gibi dünya birkaç yıldan beri global bir ekonomik krizin içerisinde. En yakında komşumuz Yunanistan'ın durumunu görüyoruz. İspanya'nın durumunu görüyoruz. ABD'de başlayan ve sonra Avrupa'ya sıçrayan bu krizin pek çok finans kuruluşunu batırdığını, pek çok büyük şirketin kapasite daralması nedeniyle büyük sıkıntıya uğradığını biliyoruz. Türkiye bu krizi en az zararla atlattı ve bunu başardı. Ancak krizin etkileri bütünüyle geçmiş değil. Sayın Başbakan'ın şikayeti şudur: Bildiğimiz ve görüştüğümüz kadarıyla özellikle Türkiye'de yaşanan son gelişmeler sebebiyle yani bu birtakım gözaltılar, suçlamalar, Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Çankaya Köşkü'nde yapılan zirve toplantısı, Parlamentodaki çatışmalar, tartışmalar, Türkiye'de bir siyasal gerginliğin mevcudiyeti.... Bir kısım gazetelerimiz, bir kısım köşe yazarlarımız gerginlik ve kriz üzerine yazınca ekonomi bundan olumsuz etkileniyor. Yani şunu hepimiz rahatlıkla görebiliyoruz ki borsadaki inişler yüzde 6,5 seviyesine vardı. Dolarda yükseliş var. Zaten çok kritik olan ekonomik dengelerin, bu tür felaket tellallığı sayılabilecek yazılar, çiziler, yorumlar sebebiyle ekonominin zarar görmesi ihtimali Sayın Başbakan'ı da şahsen beni de fevkalade üzüyor ve endişeye sevk ediyor. Yani bu basın özgürlüğüne bir darbe veya ona karşı bir müdahale olarak yorumlanmamalı. Gazetecilerimizin, basın mensuplarımızın da bir sorumluluk altında yazmaları, çizmeleri ve yorum yapmaları gerektiğini ifade etmiştir. Hepimiz önce Türkiye'yi düşünmeliyiz.''

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Sadece felaket tellallığı yaparak ekonomiye verilecek zararların, siyasal hayatımıza verilecek zararların elbette önlenemez hale gelmesi hepimizi korkutuyor'' diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Piyasalardaki kritik dengelerin bu tür istikrarsızlığa yol açabilecek birtakım yazılar, sözler ve yorumlarla zarar görmesi, yani istikrarın bozulması ihtimali Sayın Başbakan'ı böyle bir konuşma yapmaya sevk etmiştir. Yoksa yıllardan beri bir siyasetçi olarak, geçmişte bir belediye başkanı olarak basınla iç içe olmuş ve basın özgürlüğünü herkesten daha fazla savunmuş olan bir Başbakan'ın, doğrudan basın özgürlüğünü hedef almasını hiç kimse düşünmemelidir. Böyle bir şeye kesinlikle ihtimal vermiyorum. Ama her Türk yurttaşı, ister basın mensubu ister başka bir meslek mensubu olsun Türkiye'de ekonomik krize, siyasal istikrarsızlığa yol açabilecek birtakım kriz senaryolarını üretmekten de lütfen vazgeçsin. Bu yurtseverliğin, vatanseverliğin de bence bir gereğidir. Yoksa basına her zaman ihtiyacımız var ve basın her zaman özgür olmalıdır.''
 

''28 Şubat 10 yıl bile sürmedi''

Bülent Arınç, bir gazetecinin ''Yarın 28 Şubat'ın yıl dönümü. Dönemin Genelkurmay Başkanı '28 Şubat süreci ne kadar sürecek' sorusuna '28 Şubat bin yıl sürecek' cevabını vermişti. O bin yıl bitti mi?'' sorusu üzerine şunları söyledi:

''Bu tür yorumlara keşke girmeseydik ama bir cümle ile cevaplandırayım. 28 Şubat'ın üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçti. O zaman yetkili olduğunu söylediğiniz kişi 'Bin yıl sürecek' demişti, görüyorsunuz 10 yıl bile sürmedi. Türkiye, demokratikleşiyor, özgürleşiyor, Avrupa Birliği standartlarında bir hukuk ve demokrasi standardını yakalıyor. Artık Türkiye'de demokratikleşme, Türkiye'de özgürlüklerin alanını genişletme elbette bundan sonra çok daha güçlü olacak. Hiçbir zaman olumsuzluklarla karşılaşmayacağımızı ümit ediyorum. Türkiye'de bütün sosyal kesimler bundan sonra çok daha özgür yaşayacaklar.''