Arınç: 'Ananas'ı dile dolamamak lazım!

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'tan 'ananas' polemiğine ilişkin çarpıcı bir yorum geldi. Arınç, 2010 yılında Uganda'ya gittiğinde yaşadıklarını anlatarak, burada kendisini oraya okul kuran öğrencilerin karşıladığını belirterek, "Dolayısıyla bu ananası, bu Uganda'yı dile dolamamak lazım. Ah bir ananas olsa da birlikte yesek..." diye konuştu.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, NTV'de soruları yanıtladı. Arınç, röportajında, "Bu ananası, bu Uganda'yı dile dolamamak lazım. İş adamlarını yurt dışında yatırım yapması konusunda ayıplamamak lazım" diye konuştu.

Arınç'ın NTV'deki röportajından satırbaşları şöyle:

- 2010'du sanırım ben 5 ülkeden sorumluyum. Afrika'da Uganda bende. Karma ekonomi kurul toplantıları ekonomik ilişkileri geliştirmek içindir. O amaçla Uganda'da toplantı yapamaya karar verdik. İlk kez gidiyoruz. Uganda ile diplomatik ilişki kuralı 3 yıl olmuş. Büyükelçi gitmiş ama oturacak yeri yok. 40'a yakın iş adamıyla gittik, çok güzel görüşmeler yaptık. Ama biz gittiğimizde bizi karşılayacak büyükelçi yoktu, kalacak yer yoktu. Bizi karşılayanlar oraya okul kuran öğrencilerdi. Yemeğe onlar götürdü, cumhurbaşkanıyla görüşmeye onlar katıldı. 11 yıl önce bu gönüllü insanlar okul kurmuşlar, cumhurbaşkanıyla iç içe çalışıyorlar.

"ANANASI DİLE DOLAMAMAK LAZIM..."

- Orada ananas yediğimi de hatırlamıyorum. Ama yetişiyordur mutlaka. Bu ananası bu Uganda’yı dile dolamamak lazım eğer bu kadarla kalmışsa. İşadamlarının yurtdışında yatırım yapması konusunda bu telefon konuşmasında bazı isimler geçiyorsa onları da ayıplamamak lazım. Orada iş olacaksa ve o işi de Türkiye’den birinin alması lazımsa birinin aracılık yapması çirkin değil. Ah bir ananas olsa da birlikte yesek…

"TÜSİAD, BAŞBAKANIMIZI YARALADI..."

- TÜSİAD bizim nazarımızda geçtmişten bu yana yanlışları olan ama önemli bir kurum. Bu kurumun dostane ilişkiler kurmadığını, muhalefet partisi gibi partimize tavır aldığını biliyorum. AK Parti kurulduğunda önce küçümsediler, sonra sessiz kaldılar. Bize karşı dostane olmadılar. Bir kurumun AK Parti'yi eleştirmesi elbette normaldir. 17 Aralık sonrasında ekonomik açıdan Türkiye'nin itibarını sıfırlamaya yönelik çabalar olduğunu gördük. 100 milyar dolar kaybımız oldu. Büyük bir yabancı sermaye yatırımı gelmişti. Biz devşet otoritesini yerli yerine oturtma kavgası veriyoruz. Sayın Başbaknımız fevkalede üzgün ve kızgın. Bu kadar hizmet ediyoruz. Geçen Mayıs ayındaki tabloya bakın, biz bu tablonun bozulmasından fevkalede üzülürüz.

- TÜSİAD'ın Türkiye'de hukuk kalmadı, bundan sonra size hiçbir şey gelmez sözü elbette Başbakanımız'ı yaralmıştır. Sen ateşe benzin dökeceğin yerde Türkiye'de ekonomik istikrarı nasıl koruruz bunu söyle. TÜSİAD'ın bu tavrı geçmişten beri alınmış bir tavır olduğu için Başbakanımız tepki gösterdi.

- Ama ben Muharrem Bey'i tanırım, kendisi vatanperverdir biridir. O da üzüldü.

"BEN KİMSENİN ÜSLUBUNA HAKİM OLAMAM..."

- Son grup toplantısında ben de vardım. Bu cemaatin onbinlerce sempatizanı var, canla başla çalışan var. Onların hepsi saygın bizim nazarımızda, onlar bizim ailemiz aynı zamanda. Ancak biz de burdanız diyerek hukuk dışı faaliyetler gösterenleri ayırmak lazım. Hukuku kim ihlal ediyorsa elindeki belgeleri kim birilerini yıkmak için kullanıyorsa bunlar nereye müntesip olursa olsun onlar haksızdır, suçludur, onları bir yana koymak lazım. Aradaki farkı göstermek lazımdı, Sayın Başbakan da bunu yaptı. Sayın Başbakanımızın başka benzetmeleri de oldu. Ben kimsenin üslubuna hakim olamam. Herkes fikirlerini ortaya koyabilir, ama önemli olan bu ayrımın yapılmasıdır