Arınç: Allah böyle bir muhalefeti başka ülkeye vermesin
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TBMM'nde dün akşam Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) düzenlemesinin görüşmeleri sırasında çıkan kavgayı değerlendirdi. Arınç, ''Ben, beş dönemdir parlamentodayım, bu tür tartışmalıtoplantıları bilirim. Hoşuma gitmez. Ama bu parlamentoda maalesef kendini bilmez 3,5 kişi, hakaretlerle, edepsizlik yapınca bunun karşılığını vermek isteyenler olur. Ve hiç hoşa gitmeyecek manzaralar yaşanır. dedi. Arınç, ''Allah böyle bir muhalefeti başka ülkeye vermesin'' dedi.
DHA
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, seçim bölgesi Bursa'nın Orhangazi İlçesi'nde, belediye başkan adayı olan Neşet Çağlayan'ın seçim bürosunun açılışına katıldı. Burada konuşma yapan Arınç, ''TBMM'nde dün gece HSYK düzenlemelerinin görüşmeleri sırasında, milletvekilleri arasında çıkan ve hastanede sonuçlanan kavgalarla ilgili görüşlerini açıkladı. Dün akşam izin aldığı için TBMM'nde olmadığını söyleyen Arınç, TBMM'nde tartışmalı saatlerden sonra hoş gitmeyen kavgaların yaşandığını açıkladı. Bazı milletvekillerinin burnundan kan geldiğini bir kısmının yerlerde yuvarlandığını, bakan arkadaşlarının ise kavgaların içinde kaldığını belirten Arınç, Ben, beş dönemdir parlamentodayım. Bu tür tartışmalı toplantıları bilirim. Hoşuma gitmez. Ama bu parlamentoda maalesef kendini bilmez üç veya beş kişi, hakaretlerle, edepsizlik yapınca bunun karşılığını vermek isteyenler olur. Ve hiç hoşa gitmeyecek manzaralar yaşanır.'' dedi.
Ortada bir sonucun olduğunu belirten Arınç, ''Size sadece onu söylemek istiyorum. Bu kanun çok önemli bir kanunu olarak geldi. Muhalefet bunu başta reddetti. Bunun hukuk devleti ilkelerine ve anayasaya aykırı bir teklif olduğunu söyledi. Türkiye'de diktatörlük kuracağımızı iddia etti. Ağzına gelen her şeyi söyledi. Bu söylediklerinin yüzde biri doğruysa, yüzde doksan dokuzu gerçek değildi. Sadece politika yapıyorlardı, sadece hükümeti yıpratmak istiyorlardı. Anayasaya aykırılığı falan da tartışılacak bir durumdu ama kavga edilecek bir konu değildi. Biz bu kanunun çıkarılmasında fayda gördük. Hükümet olarak destekledik. Muhalefet de tam aksine burunları kırılacak, kanları akacak kadar muhalefet gösterdiğine göre, kendi söylediklerinin doğruluğuna inandı. Ancak bu tür tartışmaların sonunda ortaya bir sonuç çıkıyor. O sonuca bakarak kimin haklı, kimin haksız, kimin doğru söylediğini dün sabah saatlerinde HSYK kanunu çıkarken kabul oyları 220. Kabul oylarının tamamı Ak Parti'ye ait. Peki hayır diyenlerin sayısı, kabul etmiyoruz diyenlerin, kavga edenlerin, kürsüyü işgal edenlerin, meclis başkanına hakaret edenlerin, kadın erkek demeden ağza alınmayacak sözlerle bu kanunu güya çıkarmamaya çalışanların red oyu sadece 28'di. Bu saçmalığı bu yanlışlığı Orhangazi'den ilan etmek için şunu söylüyorum. CHPnin 150'den fazla milletvekili var. MHP'nin 50'den fazla milletvekili var. BDP'nin de 25-26 milletvekili var. Bunların üçü de karşı olduğuna göre, toplam milletvekili sayısı 220 civarında. Peki 'hayır' diyenlerin sayısı bunun sadece 10'da biri. Yani yüzde onu 'hayır' diyor., yüzde 90'nı ortada yok. 'Evet' dememek için mi yoksa bizim muhalefetimiz sahteydi canım. Bakmayın bağırdığımıza çağırdığımıza. Aslında bu konun faydalı ama biz muhalefet etmek için böyle tiyatro oynuyoruz' anlamına mı geliyor. Kararı sen ver Orhangazi.'' dedi.
Konumasın da, hakkında iki gensoru verildiğini belirten Arınç, ''Mecliste yaptığım iki konuşmada adeta ben terörü destekliyormuşum gibi MHP bir önerge verdi. 'Ben Kürt halkını, Kürt kardeşlerimi seviyorum' dediğimde MHP önergeyi dayadı. 'Sen bu ülkede acaba şunu mu demek istedin' Ben de çıktım iki cümle söyledim. Terörü küçük göstermek veya terörle mücadeleyi zayıflatmak iddiasını bana söylüyorsanız, sadece gensoru vermek yetmez. Benim için meclis soruşturması istemeniz ve Yüce Divan'a göndermeniz lazım. Çünkü çok ağır bir suç söylüyorsunuz. Ama sonunda bana 10 TL para cezası verilmesi için gensoru veriyorsunuz. Benim suçum idamlıksa bunun karşılığı Yüce Divan'dır. '55 taneniz bir araya gelsin, imza versin, ondan sonra da bu sözlerimin savunmasını yaparım' dedim. Sonunda oylamada gensoru veren partiden 5 milletvekili bile benim hakkımda oy kullanmadı. Bu sahte gösterilere, yalan sözlere, 'muhalefet yapıyorum' diyerek, ortalığı kan gövde götürür gibi kavgaya dönüştürmeye, bu maskaralıklara gerek yok. HSYK sizin için en büyük kırmızı çizgi ise o zaman bütün milletvekillerinizle parlamento da olup, her birinizin 'hayır' oyu vermesi gerekir. Oysa siz yüzde 90 hayır oyu vermediniz. Yoktunuz. Sadece bağırıp, çağırıp 10 kişiyi getirdiniz. Onlarla da kavga çıkardınız. Allah böyle bir muhalefeti başka bir ülkeye vermesin ve ülkemizde de bir an önce aklı başında bir muhalefeti 2015 seçimlerinde hiç olmazsa parlamentoya getiriversin.
Arınç konuşmasını sürdürürken, tören alanından bir kişi, Sayın bakanım ben asker emeklisiyim. Asker emeklilerinin durumu ne olacak Maaşı çok düşük diye sordu.
Başbakan Yardımcısı bu soruya, Sen asker emeklisisin. Ben de asker bir babanın evladıyım.Tamam şimdi başka bir şey konuşuyoruz. Ben TEMAD'ında da birlikteyim. Çok şükür bunları takip eden bir insanım. Astsubayların, uzman çavuşların şartlarını en iyi noktaya getirecek bir hükümet var. Çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz yanıtını verdi.
'Ben Kemal Kılıçdaroğlu değilim ki...'
Arınç daha sonra, ''Arkadaşımıza müdahale etmeyin. O gerekli ikazı aldı. Yoksa basınımızın dikkati o tarafa döner. Bunlardaki binlerce Orhangazi ekranlardan kayboluverir. Ben sadece sizin dikkatinizi çekiyorum. Ben Kemal Kılıçdaroğlu değilim ki. Grup toplantısında birisi bir laf söylediğinde yumruğunu masaya vurup, bu adamı dışarı atın diyecek.'' şeklinde konuştu.
Hükümetlerinin, Adnan Menderes'in 10 yıl 3 aylık iktidar döneminin fazlasıyla aşarak yola devam ettiğini belirten Arınç, son zamanlarda kendileriyle siyasi alanda mücadele edemeyenlerin, kendilerinin milletle aralarını açmaya çalıştığını açıkladı.
Şu anda muhalefetin bu ülkede hizmet değil, hizmet yapmak isteyenlerin önüne geçmek için başka hileli işler peşinde olduklarını, onları kendi hallerine bıraktıklarını belirten Arınç, hükümetlerinin istikrarlı bir şekilde yoluna devam ettiğini bildirdi.
Var olan hizmetlerini sürdürmeleri halinde, yapılacak genel seçimlerde yüzde 50'nin üzerinde oy alacaklarını savunan Arınç, milletin sözünün eri olan, cesur olan, dik duran, diklenmeyen insanın arkasından koştuğunu belirtti.
Muhalefet partilerinin sandıkta ve parlemento da başarılı olamadığını, liderlerinden memnun kalmadıklarını, iktidara ümitlerinin bulunmadığını açıklayan Arınç, Peki ne yapacaklar Bu partiyi onun liderini onun bakanlarını suçlayarak, yolsuzluk yaftasıyla, 'onu çaldılar, bunu yediler' gibi hırsızlık suçlamasıyla itibarsız hale getirecekler. Hiç inkar etmeyelim. Hepimiz insanız, hepimiz dış görünüş itibarı ile birbirimizi sever ve güvenebiliriz. Ama sonra içimizden birileri bir yanlışlık yapabilir. Bir hata işleyebilir, bir suç yapabilir. Onun karşılığı yargıda, adliyede mahkemelerde görülür. Babanın suçundan oğlunu hedef almak, oğlunun yaptığından bütün ailesini suçlamak dünyanın hiçbir yerinde doğru bir hareket değildir. Cezalarda ve suçlarda şahsilik prensibi vardır. Bir bakanın oğlu babası ile bir irtibatı yoksa, yanlış yapmışsa suç ona aittir. Eğer irtibatı varsa birbirlerine destek olmuşlarsa ve bu da suç teşkil ediyorsa, o zaman ikisi de beraber yargılanması ve hesaplarını vermesi gerekir. Biz hükümet olarak, AK Parti olarak , adımız gibi ak olarak, hiçbir yolsuzluk yapanın, hiçbir hırsızlık yapanın yanında değiliz, olmadık. Olmayacağız. Bizi haksız bir şekilde suçlayanları insafa davet ediyorum. Millet bu sizin hareketinizi doğru bulmuyor ve şöyle düşünüyor; Bu hükümeti yıpratamadılar, bu lideri götüremediler . 10 seneden beri iktidar değişmedi ya onu zayıf karnından vurmamız lazım. O da nedir, yolsuzluklardır, hırsızlık suçlamalarıdır. Ağzımıza geleni söyleyelim, iftiralar atalım, yalanlarla dolanlarla ortalığı birbirine katalım. Ondan sonra da millet bunlardan ümidini kaybeder. Ama duvara çamur atsan tutmasa da izi kalır kabilinden yapılan bu propagandalara, güneş balçıkla sıvanmaz diye, bir cevap vermek de mümkün. Yel kayadan ne kopardı ki bize yapılan iftiralar Ak Parti'den bir şeyler götürsün. Bizim alnımız ak, başımız dik, yolsuzluklarla mücadele etmeyi bu partinin varlık sebebi bilen insanlar topluluğuz. Hiçbirimiz buna izin vermez, bunu desteklemez. Yanlış yapanın hesabı görülür. Biz partimizi bunlardan temizleriz şeklinde konuştu.