Arif Kızılyalın yazdı: "Burak Elmas'ın sırrı"
Cumhuriyet Gazetesi Spor Yazarı Arif Kızılyalın, Galatasaray'da Burak Elmas'ın zafere uzandığı başkanlık seçimlerini değerlendirdi.
cumhuriyet.com.trGalatasaray'ın 38. başkanı oldu 47 yaşındaki Burak Elmas.
20'li yaşlardan beri camianın içinde olan bir iş insanı.
UEFA Kupası ve Süper Kupa'lı serüvenin yöneticisi.
Apoletlerini saymakla bitiremeyiz.
Peki nasıl kazandı Burak Elmas?
Öncelikle dünün, bugünün adayı değildi genç yönetici.
2000'li yıllardaki yöneticilik macerası sonrası kulüple ilişkisini hiç kesmedi.
Ama maç vasıtasıyla camianın içinde kaldı, ama mali genel kurullarda kulübün hakkını savunarak.
Hatta Mustafa Cengiz'in ibra edilmediği son genel kurulda, kameralardan yüzünü kaçırmadan cesurca, "ibrasızlık" oyu vermiş, muhalif kesimin gönlünü almıştı.
Çünkü Galatasaray'da özellikle son üç buçuk yıldır işler iyi gitmiyordu.
Liseli olmadığı halde, liselilere karşı takınılan tavra ilk o direndi.
Kulüpten atılmak istenen üyelere ilk moral telefonu ondan geldi.
Camianın akil ağabeyleri ile sürekli temasta kaldı.
Galatasaray'ın Federasyon tarafından dövüldüğü günlerde yönetimden önce "Durun, ne yapıyorsunuz..." dedi.
Mustafa Cengiz yönetiminin, "Aman iktidar kızmasın" diye kılını kıpırdatmadığı İstanbul Sözleşmesi için açıklama yaptı. Kadına yönelik şiddete "Dur" diyenler arasında yer aldı.
Elbette bir de Faruk Süren gibi, efsane bir başkan vardı yanında.
Bu arada "Kayınpederi o yüzden destekledi..." diye düşünmeyin. Faruk Bey'in aklı yatmasa, Burak Elmas'a asla destek vermezdi.
Gelelim cumartesi günkü seçim zaferine.
Daha doğrusu seçim öncesine.
Beş aday da çeşitli vesilelerle üyelerin karşısına çıktı.
Burak Elmas'ın Kalamış'taki toplantısını izledim. O gün orada Metin Öztürk ve Eşref Hamamcıoğlu grubu da vardı, ama kimseyi ötekileştirmedi.
Ve Fatih Terim...
Terim'in önceki başkan Mustafa Cengiz tarafından adeta idam edilişine verdiği tepkiyle puan topladı.
Hatta, "Göreve gelir gelmez ilk işimiz Fatih Terim'i Florya'ya, yuvasına davet etmek" diyecek kadar da gözü pekti.
Ki, birçok başkan adayı, üyeler arasındaki anti-Terim'cileri kaybetmemek için bu konuda net duruş sağlamamış, hatta birileri Alman, birileri yerli hocalarla el bile sıkışmıştı..
İşte bu adımlar, aslında birer genel kurul mühendisliğiydi.
Ve daha önemlisi, gönüllü ama profesyonelce çalışan bir ofis, üyeleri tek tek arayıp ikna etti aylarca.
Seçime girerken 1575 civarı oy alacaklarını hesaplıyorlardı.
Adı bende saklı bir yönetici bu rakamı verdi, çünkü realistçe davranmışlardı,
Seçim günü hasta olanları, gelip de oy atmayanları hesaplarsanız, Burak Elmas'ın alacağı oy neredeyse birebir tuttu.
Son dakikadaki Rezan Epözdemir hamlesi, fazlaca oy getirdi. Keza Asaf Savaş Akat adı da öyle.
Ve gelelim heyecan fırtınası yarışa.
İlk sandıklar açıldığında sürpriz biçimde Eşref Hamamcıoğlu öne geçti. Çünkü lise oyları ondan yanaydı, tek liseli adaydı.
İşte orada Faruk Süren başkanın oyları etkili oldu.
Burak Elmas'ın kapanmayacak fark yemesine engel oldu. Çünkü biliyorlardı ki, dokuzuncu sandıktan sonra, yani tribün kültürünün içinden gelen, Terim sempatizanı, Mustafa Cengiz karşıtı grup, 10. ve 25. sandıklarda ağırlıktaydı. İşte 250'ye yakın oy farkını bu bölümde eritti Elmas ve son dört sandıkta da zaferini ilan etti.
Burada tıpkı Elmas gibi dik duran Eşref Hamamcıoğlu'nu, emek harcayan Metin Öztürk'ü, hatta az oy alacağını bilse bile demokratik hakkını kullanan İbrahim Özdemir'i kutlamak gerek.
Hepsi üyeye, camiaya kıymet verdi.
Sadece Yiğit Şardan'ı ayrı tutuyorum, o ilk günden bu yana teammüllere aykırı davrandı. Herkes ceket giyerken tişörtle camianın karşısına çıktı. Herkes ceket giyerken, "Terliyorum" dedi. Seçim gününde de Galatasaraylıların çok sevdiği lacivert pantolon üzerine düğmeleri açık beyaz gömlekle üyelerden oy istedi. Arkasında Adnan Polat ve Abdurrahim Albayrak olmasına rağmen fark yedi. Kendisi kaybetmekle kalmayıp, Polat'ı da yıprattı.
Evet, şimdi Burak Elmas'ı pazartesi günü çözüm bekleyen bir Fatih Terim konusu ile ödeme sırası gelen 350 milyon ve daha önemlisi yüzde 65'lik bir muhalif kesim bekliyor. Ancak Burak Elmas, sempatik ve kavrayıcı tavrını sürdürürse, parayı da bulur, camia içindeki kamplaşmaları da bitirir.
Eğer aksi olursa, o zaman son dönemin en heyecanlı bu seçimine yazık olur.