Arif Kızılyalın, teşvik primi iddialarıyla ilgili sürpriz bir çıkış yaptı!
Cumhuriyet spor servisinden Arif Kızılyalın, Arda Özarda'nın Süper Lig'deki şampiyonluk ve saha dışındaki konularla ilgili sorularını yanıtladı.
cumhuriyet.com.trCumhuriyet spor yazarı Arif Kızılyalın, Süper Lig'in 41. haftasında oynanan maçlara ve kulüplerin teşvik primi iddialarına ilişkin Cumhuriyet TV'ye açıklamalarda bulundu. Beşiktaş'ın kaybetmesiyle ligdeki şampiyonluk yarışı son haftaya kalırken Arif Kızılyalın şunları söyledi:
"Son yılların en ilginç lig rekabeti yaşanıyor. Hem üst tarafta şampiyonluk yarışı hem küme düşme hattında. Üç takım düştü ama dördüncü takım kim olacağı hâlâ belli olmadı. Son 90 dakika sonrasında Türkiye’deki şampiyon ve küme düşen son takım belli olacak. Önceki yayınımızda siyah-beyazlı ekibin alacağı puan ya da puanların Göztepe maçı öncesinde şampiyonluğa yaklaştıracağını söylemiştik. Keza Fenerbahçe’nin Beşiktaş ve Galatasaray’ın takılması halinde çok büyük bir avantaj yakalayacağını söylemiştik. Galatasaray’ın ise umutsuz takibini sürdüreceğini belirtmiştik.
Fakat futbol öyle bir oyun ki tam tersine döndü. Yenilmez denen Beşiktaş, Karagümrük 10 kişi kalmışken 2-1 mağlubiyetle ayrıldı sahadan. Aynı saatlerde daha büyük bir hüzün yaşandı. Sivasspor, Fenerbaçe’yi 2-1 yendi. Bu saatlerde Ege Bölgesi’nde oynanan maçta Denizlispor – Galatasaray, maç bir ara kafa kafaya geldi. Fakat İstanbul’dan gelen bu haberler üzerine herhalde bir motivasyon yakalamış olacaklar ki üç ve dördüncü golleri attılar ve kazandılar.
"BÖYLE GARİP BİR ARİTMEK GÖRMEDİM"
Arif Kızılyalın şöyle devam etti:
"Son düdükler çaldığında puan tablosuna baktık, 40 haftanın süper takımı Beşiktaş, yerden yere vurduğumuz Galatasaray kafa kafaya geldi. Emre Belözoğlu ile acaba şampiyon olabilir mi dediğimiz Fenerbahçe, üçüncü sıraya indi. 38 senelik spor gazetecisiyim, yazarıyım 47 senedir futbolun içerisindeyim taraftar olarak, ben böyle garip bir aritmetik görmedim. Hatta şöyle söyleyeyim, şampiyonluğun el değiştirdiği 2006 sezonu, 2008 sezonu, birkaç tane daha var böyle şampiyonluğun son anda belli olduğu. O sezonlarda bile böyle garip bir aritmetiği doğurmamıştı. Şimdi, Beşiktaş Göztepe deplasmanında ki Ünal Karaman’ın takımı iyi bir takım. Galatasaray Malatya’yı ağırlıyor, Malatyaspor ligin en dengeli takımlarından.
‘Acaba Galatasaray ve Beşiktaş bizim yaptığımız hataları yapar mı?’ diyen Fenerbahçe ise Kayseri deplasmanında. Ama şöyle bir handikabı var Kayserispor -Fenerbahçe maçının, Kayserispor alacağı galibiyetle ligde kalabilir. O yüzden o da çok zor bir maç. Açıkçası üç bilinmeyeli bir denklem diyebiliriz. Arada iki gollük averaj var. Beşiktaş 1-0 kazandığında Galatasaray 3-0 kazanacak. Beşiktaş ikiyi attığında Galatasaray dördü atacak tabi bu arada Göztepe ve Malatya’nın da eli armut toplamayacak çünkü ikisi de iyi takımlar."
"TEŞVİK PRİMİ BUGÜNÜN SORUNU DEĞİL"
Kulüplerin teşvik primi iddialarının bugünün sorunu olmadığını söyleyen Arif Kızılyalın şunları söyledi,
"Valla aslında bu, bugünün sorunu değil. Şöyle ifade edeyim, biraz evvel de söyledim 38 senedir spor gazetecisiyim 38 senedir ben bu iddiaları duyarım. 1960’larda, 1950’lerde hatta Osmanlıca kayıtlara gidiyorum 1920’lerde, o tarihlerde de son haftaya beraber giriyorlar, o takım sahaya çıkmıyor, o kazanıyor o kaybediyor. Üç büyükler bağlamında birbirlerinin yolunu kesme girişimleri ve faaliyetleri var. Yanılmıyorsam teşvik primi 2000’li, 2010’lu yıllara kadar serbestti. Suç değildi. Etik miydi değildi. Yüz kızartıcı bir durum mu, evet. Teşvik primi verenlerin futbolda yeri olmamalı. Ama suç değildi. İsim vermeyeceğim bir takıma giden arabalardan bahsedildi. Şenol Güneş’i kastetmiyorum, milli takım hocalığı da yapmış çok ünlü bir teknik direktörün Ankara’daki kendi evinde futbolculara teşvik primi dağıttığı başka bir futbolcu tarafından iddia edildi. İsim vermiyorum hassas konular ama kayıtlarda var. İsteyenler bakabilir."
"TEŞVİK PRİMİ FUTBOLUN BAŞ AĞRISIYDI"
Arif Kızılyalın konuyla ilgili ayrıca şu ifadeleri kullandı:
"Teşvik primi futbolun baş ağrısıydı. Türkiye Futbol Federasyonu 3 Temmuz’dan sonra teşvik primini şike kapsamına aldı. Teşvik primi veren küme düşme cezası dahil her türlü yaptırımla karşılaşır dendi. Ondan sonra kesildiğine inanıyorum. Ama kesildi mi kesilmedi. Şöyle kesilmedi, Türkiye’de futbolda menajerlik sisteminin çok yanlış işletildiğini düşünüyorum. Salı akşamı güzide kulübümüz Beşiktaş ile güzide kulübümüz arasında oynanan maçtan sonra menajerlerin körüklediği bir kavga çıktı. Ben orada futbolcular ve Sergen Yalçın’ın olayı yatıştırmak istediğini yine Karagümrük’ün hocasının da gerginliği yatıştırmak istediğini tahmin ediyorum. Kayıtları incelemedim. Ama ‘Siz kimin için oynadınız? Kimden kaç para teşvik aldınız?’ lafları uçuşmuş ve öyle olunca kavga çıkıyor.
Olaya biraz mecazi yaklaşacağım, Türkiye’de teşvik primi var mı, var. Nasıl var efendim? Türkiye Futbol Federasyonu resmen kulüplere teşvik primi veriyor kulüplere. Sen git Kayseri’yi yen, sen git Beşiktaş’ı yen, sen Fenerbahçe’yi yen, sen Galatasaray’ı yen. Biliyorsunuz futbol endüstriyelleştikten ve naklen yayın gelirleri yükseldikten sonra federasyon bir yayın skalası yaptı. Kulüplere bir isim hakkı verdi. Sezona başlarken bir pay ödedi. Ondan sonra kazandığın maç başına 2.7 milyon lira, berabere kaldığında bir küsür milyon yenilirsen para yok. Şimdi ligdeki 21 takım haftalık 2.7 milyon lirayı almak için sahaya çıkıyor. Bundan daha basit bir şey olamaz. Bu sezon takım başına 40 maç oynandı, ayda altı ya da yedi tane maç var. Bunlardan dört tanesi aldığını düşünürsen o takım, neredeyse bir sezonluk bütçesinin üçte birini çıkartıyor. Böyle bir ortamda Türkiye Futbol Federasyonu teşvik primi veriyor. Kulüpleri kazanması için teşvik ediyor burada mecazi söylüyorum lütfen federasyon temsilcileri yanlış anlamasın. Dışarıdan bir teşvike gerek yok.
Herhangi kulübün başkanı olsam ve üç büyüklerle oynuyor olsam marka değerimi artırmak için ‘Arkadaşlar yenmek istiyoruz, federasyondan katılım payını size prim olarak dağıtacağım derim.’ Şimdi bu teşvik primi mi? Değil. Çünkü kazanmak istiyor, yenmek istiyor. Bu parayı kim veriyor? Federasyon. Ortada bir suç var mı? Yok. Teşvik primi olayının federasyon eliyle yapılmasını destekliyorum ama ikinci sorunun en başında ifade ettiğim gibi menajerlerin zapturapta alınmasını istiyorum. Hatta yarın öbür gün iş mahkemelik olursa menajerlerin telefon kayıtlarını inceleyin diyorum."