'Arda’nın hayallerini çaldılar'

Arda Sel, artık ihtiyaç sahibi çocukların ölümsüz kaptanı. Anne Mısra Sel, Çorlu’daki tren kazasında kaybettiği oğlu için dernek kurdu. Kazada yaşama veda etmeseydi,9 Ocak’ta lisansı çıkacak, futbolcu olacaktı.

Arif Kızılyalın

Hayalleri vardı. Daha doğrusu hayalleri koca bir dünya kadardı. Geleceğe umutla bakıyordu, ülkesini seviyordu, ülkesinin kurucusu Atatürk’e hayrandı, futbola dair planlar yapıyordu. Taa ki, yağmurun altını boşalttığı bir ray, devrilen vagonlar ve ‘cinayet’ gibi bir tren kazasına kadar. Veda etmişti hayata istemeden. Kapanmıştı amel defteri, birilerinin sorumsuzluğu yüzünden...

Evet, Barcelona forması, güneş gözlükleri ve Atatürk’ün Selanik’teki evinde Ulu Önder’e çaktığı ‘asker selamı’ ile (ne yazık ki aramızdan ayrıldıktan sonra) Türkiye’nin tanıdığı, çok da sevdiği Oğuz Arda Sel’den söz ediyoruz. 9 Ocak çarşamba günü Oğuz Arda Sel’in yaş günüydü. Acılı annesi Mısra Sel, belki de canından çok sevdiği oğlu ve onunla ölümsüzlüğe yürüyen eşi Hakan Sel’in mezarı başındaydı. “Hayata dair her şeyi onunla yaşadım.. Doğumu da ölümü de.. Sevinci de tarifsiz acıyı da..” diyebildi. Sonra o ve Türkiye’nin dört bir yanından kabristana gelenlerin gözyaşları sel oluverdi.

Doğuştan Atatürkçü

Belki de en dramatik yaş günüydü bu son yıllarda gerçekleşen. Pasta da yoktu, gülümseyen birileri de! Kaza haberini, sonrasındaki belirsiz bekleyişi ve yüreğini ortadan bıçak gibi kesen ölüm haberini mezarlıkta tekrar tekrar yaşadıktan sonra Arda Sel’i ve onun ölümsüz anılarını konuşmak istedik. Acısı büyüktü, ama “Oğuz Arda’nın adını yaşatmak gibi bir misyonum var artık” diyebildi.
Önce söze Oğuz Arda’nın Atatürk sevgisinden başladık. Baba toprağı Selanik’i kast ederek, “Doğuştan Atatürkçü derler ya, biçilmiş kaftandı bu söz. Eşim Hakan’ın ailesi Selanik göçmeni. Galiba toprak çekiyor. Atatürk’ün doğduğu eve gitmeyi çok istiyordu. İyi ki de gittik. Atatürk’ün şahsi eşyalarını, doğduğu odayı, fotoğraflarını uzun uzadıya seyretti, Atatürk imzalı tişörtleri ve fotoğrafları kaldı şimdi” diyebildi.

Sarı-kırmızı bir dünya

Oğuz Arda’nın Galatasaray sevgisini sorduğumuzda Mısra Sel’in sesi yine titredi. Ağlamamak için kendisini zor tutarak, “Sarı-kırmızı bir dünya” sözü çıktı ağzından: “Yarım kalan değil sadece 9 yıl ve birkaç aya sığan Sarı-kırmızı bir dünyaydı onunkisi. Babasıyla İstanbul’daki maçlara giderdi. Gerçek bir taraftar ve futbolcu adadaydı. Galatasaray futbol okuluna gitti, ardından seçmelere katıldı. Yaşı ufaktı, son seçmede, ‘seneye lisans yaşın dolunca şansını yine dene’ denerek elediler. Mimaroba’da antrenmanlarına devam ediyordu. 10. yaşını bekliyordu lisans çıkartmak için. İstanbul’daki Barcelona futbol okuluna gitti kendisini geliştirmek için. 10 numara olmak isterdi. Ailece Barselona kentine gittiğimizde, takım kaptanı Gerard Piquet ile fotoğraf çektirmişti. Günün birinde belki de Barcelona’nın stadına futbolcu olarak çıkmak vardı bilinmez, ama onun bu tutkusuna da birilerinin sorumsuzluğu engel oldu...”

Çocuklar için bir dernek

Oğuz Arda, Atatürk ve Galatasaray tutkusunun yanı sıra iyi de bir öğrenciymiş. Hatta öyle ki, ders, antrenman, okul üçgeninden kurtulduğu günlerde, kendi isteğiyle tiyatro dersi almış.
“Her şeyimizi, hayallerimizi, iyi bir Atatürkçüyü, belki geleceğin iyi bir futbolcusunu çaldılar bizden” dedikten sonra anne Mısra Sel, Oğuz Arda Sel’in adının ölümsüzleşmesi için attıkları adımları anlattı: “Biz ihtiyaç sahibi çocuklara pozitif ayrımcılıkla yaklaşan bir aileyiz. Şimdi Oğuz Arda Sel Çoçuk Derneği adı altında bir yapı kurduk. Bu ihtiyaç sahibi çocuklara her türlü desteğin karşılıksız verileceği bir dernek. Böylelikle yaşam hakkı elinden alınan Oğuz Arda, bütün çocukların hak ettikleri gibi bir hayat sürmesini sağlayacak. Van’da delik ayakkabılarla okula giden 35 evladımıza bot ve mont yolladık. Bu dernek Türkiye genelinde tüm çocukların ihtiyaçlarını - elimizden geldiğince - sağlayacak. Futbol tutkunu çocukları unutmadık. Uzunköprü başta olmak üzere ihtiyacı olan çocuklara krampon, tekmelik, konç yollayacağız Oğuz Arda’nın anısını yaşatmak için..”

Derneğin bugün Beyoğlu Asmalımescit’te açılışı var. Sel, duyarlı kesimi açılışa bekliyor...

Unutmayanlar var

Mısra Sel’e, zor olan soruları ise söyleşinin en sonunda sorduk. “Siz ve 24 aile ile yaralı yurttaşlarımızla ilgilenen var mı, unutuldunuz mu yoksa” diye.
Öncelikle yakınlarını kaybedenler bir iletişim grubu kurmuşlar. Ne var ki aradan 6.5 ay geçmesine karşın kaza ile ilgili hâlâ bir iddianame hazırlanmamış, dava da açılamıyor. Suçlular hâlâ yerlerinde oturuyor. “Ama Oğuz Arda, eşim Hakan ve diğer rahmetlilerin kanları yerde kalmayacak, buna herkes emin olsun” diyen anne Mısra Sel, CHP’nin konu ile yakından ilgilenmesini ise şükranla karşıladığını ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya’nın, Oğuz Arda için “Ölümsüz kaptanımız hep 9 yaşında” mesajının yaratmaya çalıştıkları farkındalıkta önemli yer tuttuğunu söyledi.