Aras: Salgının suçu sadece esnafa yüklenemez

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, koronavirüs salgınıyla birlikte ilçenin nüfusunun iki buçuk kat artarak 500 binlere yaklaştığını belirtti. Turizm kenti Bodrum'un salgınla birlikte çok etkilendiğinin altını çizen Aras, "Bütün kışı biz, geçtiğimiz sezonla beraber kapalı olarak geçirdik. Geçtiğimiz sezon da sadece iki ay açık kalabildi işletmelerimiz. Bu iki ay bizde yüzde 80 civarında kayıp anlamına gelir" diyerek salgın sürecinde Bodrum'un ekonomik olarak da etkilendiğine işaret etti.

cumhuriyet.com.tr

Aras, Bodrum'un salgınla beraber kentin ciddi sorunla karşı karşıya kaldığını ANKA Haber Ajansı'na anlattı. Bodrum'un her zaman resmi nüfusunun üstünde bir nüfusu barındırdığını belirten Aras, "Ancak salgınla birlikte insanlar daha çok Bodrum’un açık, temiz havasına, bir taraftan müstakil yapısına bence buraya inanarak geldiler. Ve nüfus bir yılda iki buçuk katına çıktı. Bizim kış nüfusumuz 200 bin iken 500 bin olarak devam ediyoruz. Bir yılda bir kentin nüfusu iki buçuk katına çıkarsa orada normalde kaos olur. Ama biz insan üstü bir gayretle çalışıyoruz" dedi. 

"CİDDİ BİR TRAFİK YOĞUNLUĞUMUZ VAR"

Yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerle beraber kentin nüfusunun 1 milyona yaklaştığının altını çizen Aras, şunları söyledi:

"O iki, üç ay zaman zarfında biz ek önlemlerle, personel, araç, gereç takviyesiyle bu hizmetleri yürütebiliyorduk. Ama tabi bir yıl boyunca bu nüfus sabit hale gelince, 500 bin gibi, zorlandığımızı söyleyebilirim. Çünkü ciddi bir trafik yoğunluğu var. Mesela katı atık toplaması da neredeyse iki buçuk katına çıktı. Personelimiz, park ve bahçeler birimimiz canla başla çalışıyorlar, gece gündüz demiyoruz. Vatandaşlarımıza hizmet edebilelim diye çalışıyoruz." 

Aras, salgınla birlikte turizmin etkilendiğini, geçtiğimiz yıl sadece iki ay çalışılabildiğini belirterek, "Bu iki ay bizde yüzde 80 civarında kayıp anlamına gelir. Buranın istihdam edilen bir sürü çalışanı var. Buradaki işletmecilerin kredileri, ödemeleri, vergileri var. Kendi çocuklarının hayatı, mutfak masrafları var. Ciddi bir sorun oldu" dedi. 

"BODRUM'UN TAHRİBATINDAN TEDİRGİNİZ"

Bodrum’da geçmişten gelen alt yapı sorunları olduğunu söyleyen Aras, "Bu sorunların çözümü için büyükşehir belediyemiz, Bodrum Belediye’miz, Kültür Bakanlığı’mız çalışıyor. O yüzden Bodrum şu anda bir şantiye görünümünde. Asıl burada büyük pay biraz da yeni yapılaşmaların getirdiği yük de var. Böylece Bodrum’da zor bir süreç yaşıyoruz şu anda. Vatandaşlarımız tedirgin. Hem nüfus artışından hem yapılaşma hızından hem de Bodrum’un tahribatından tedirgin. Bodrum’un tahrip olmasından, kentleşmesinden korkuyorlar haliyle. Biz de tüm gücümüzle bunu önlemeye çalışıyoruz" diye konuştu. 

"10 METREKARELİK BİR ODA 400 BİN TL FARK ETTİRİR"

Aras, Bodrum'un en büyük sorunlarından birinin de kaçak yapılaşma olduğuna dikkat çekti. Şehrin cazip halinin gayrimenkul fiyatlarına da yansıdığını belirten Aras, "Beş, on katına kadar çıktı. Kiralar da tabii en az iki, üç katına çıktı. O yüzden Bodrum’da her yer artık altın değerine ulaştı. Böyle bir coğrafyada kaçak yapılaşma ister istemez, siz ne kadar da önlem almaya çalışsanız da devam ediyor. 10 metrekare fazla eklese şu anda nerden baksanız 400 bin TL fazlaya satar. 10 metrekarelik bir oda 400 bin TL fark ettirir" dedi. 

"KAÇAK YAPILAŞMANIN CİDDİ BİR FATURASI VAR"

Kaçak yapılaşma ile mücadeleyi sürdürdüklerini anlatan Aras, şunları söyledi: 

"Zabıtalarımız sokakta dolaşıyorlar, gördükleri büyük yeni tadilat, onarım ne varsa denetliyorlar. Bir taraftan vatandaşlarımız çok hassaslar bu konuda. Komşu parselde veya gördüğü bir yerde kaçak yapılaşma varsa hemen ihbar ediyor bize ve biz müdahale ediyoruz. Bir taraftan yapı kontrol ekiplerimiz drone uçuruyor ve denetimlerini sürdürüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mız denetimlerini sürdürüyor. O yüzden şu an topyekun mücadele halindeyiz. Ama buna rağmen durduramıyoruz. Bu konu Bodrum için çok büyük bir tehlikedir. Kaçak yapılaşma yanında, çarpık kentleşmeyi, varoşlaşmayı getirir. O yüzden özellikle imara aykırı, kaçak işlemlerin bir an önce durmasını istiyoruz. Aynı zamanda toplumsal bir sorun haline de geldi. Çünkü, sizin bir eviniz var, komşu büyütme yaparak senin manzaranı, güneşini, rüzgarını kapatıyor, bahçeyi tahrip ediyor. Siz, komşunuzu şikayet etmek zorunda kalıyorsunuz. Büyük bir toplumsal travma haline geldi konu. O yüzden bizim vatandaşlarımızdan talebimiz bir iş yapacaklarsa belediyeye gelmeleri. Belediyeden aldıkları izinle eski ya da yeni yapılara müdahale etmeleri. Kaçak yapılaşmadan uzak durmaları. Çünkü kaçak yapılaşmanın ciddi de bir faturası var. Tespit edildiği anda mühürleniyor ve arsa bedeli de üzerine konarak o kaçak yapılan metrekarenin cezaları inanılmaz boyutlara ulaşıyor. Aynı zamanda yıkım kararı alınıyor. Sonrasında cumhuriyet savcılığına imara aykırı hareket etmekten suç duyurusunda bulunuyoruz. Ve sonuçta elbet yıkıyoruz." 

Vakaların, yoğun bakım sayılarının arttığını söyleyen Aras, gelecek sezon için turizm sektörü konusunda bir öngörüde bulunmanın çok zor olduğunu söyledi. Vakaların arttığını belirten Aras, şunları söyledi:

İKİ AY BİZDE YÜZDE 80 CİVARINDA KAYIP ANLAMINA GELİR

Hükümetimiz ne kadar da sistemi açık tutmaya uğraşsa da belli bir zaman sonra temel sorun sağlık olduğu için bazı önlemler almak zorunda kalabiliyor. Bütün kışı biz, geçtiğimiz sezonla beraber kapalı olarak geçirdik. Geçtiğimiz sezon da sadece iki ay açık kalabildi işletmelerimiz. Bu iki ay bizde yüzde 80 civarında kayıp anlamına gelir. Buranın istihdam edilen bir sürü çalışanı var. Buradaki işletmecilerin kredileri, ödemeleri, vergileri var. Kendi çocuklarının hayatı, mutfak masrafları var. Ciddi bir sorun oldu.

SALGININ SUÇU SADECE ESNAFA YÜKLENEMEZ

Son günlerde Bodrum'da günlük vakalar 10'lardan 30'lara çıktı. Bu çok önemli bir sayı. Şu an turuncu renkteyiz. Eğer bu sayılar böyle gitmeye devam ederse Cumhurbaşkanı'mız da bir açıklama yapmıştı, 'biz kararlıyız, aldığımız kararın arkasında duracağız, eğer çok büyük bir tabloyla karşılaşmadığımız sürece' diye. Ama şu an tablo kötüye gidiyor. Bizim burada acilen önlem almamız lazım. Mekanları kapatalım demiyorum, sadece mekanları kapatarak siz bu salgınları önleyemezsiniz. Bu salgının suçu sadece esnafa yüklenemez. Bu yanlış bir yaklaşımdır. Gerekli önlemler alınır, buna göre yaşanır. Herkes kendi önlemini kendi alsın. Burada yaşanan ciddi bir sağlık trajedisi. İnsanlar ölüyor, kaybediyoruz. 

AVM'LER AÇIK, UÇAKLARDA YAN YANA SEYAHAT EDİYORUZ

Esnafa yükleniyorlar. Diyorlar ki 'kafeyi, restoranı açtık, sayılar arttı.' Okullar da açık. Burada bir şeyi düşünürken sadece esnafı değil. Alışveriş merkezleri açık. Uçaklarda biz yan yana seyahat ediyoruz, hiçbir şekilde uçaklarda en küçük önlemi dahi görmüyorum ben. Uçaklara, alışveriş merkezlerine yapmayalım, ama bizim gariban kafe, kahvehane, restoran sahibine biz önlemleri uygulayalım hatta büyük de cezalar yazalım. Bence burada doğru bir yaklaşım yok. Sadece bir kesime bu fatura kesilemez. 

HİÇ KİMSEYE FATURAYI KESMEDEN ÖNLEMLER ALINMALI

Şiddet olayları arttı. Kadına yönelik şiddet olayları arttı, kadınlar, insanlar öldürülüyor. Şu son dönemde çok arttı bu sayı. Bunu düşünmek lazım. Artık insanların birbirine tahammülü sınırları yok. Tolerans çizgisi artık yok. Sokakta, trafikte kavga görüyorsunuz. Ben bir uyarı için zabıtayı gönderiyorum, esnafımızla kavga ediyoruz. Büyük tepki gösteriyor, haklı. O yüzden bizim burada alacağımız önlemler, bilimsel, akılcı olmalıdır. Hiç kimseye faturayı kesmeden önlemler alınmalıdır. Şu an yapamadığımız kontrol bizim turizm sezonumuzu da etkilerse zaten bizim beklentimiz olan 2021 sezonu da çok ciddi zarar görecektir. 

KORONA ÖLDÜRÜYOR AMA İŞSİZLİK İNTİHARA SÜRÜKLÜYOR

Okullarda çocuklar kapalı ortamda ders görüyorlar. Bu sabah haberlerde izledim, 5 öğretmenimiz hayatını kaybetmiş. Okullarda siz çocukları bir arada nasıl kontrol edeceksiniz. İmkansız. Korona, evet öldürüyor ama işsizlik de insanları intihara sürüklüyor. Bodrum'da müzisyen sayısı çoktur. Müzisyenlerimiz hayal kırıklığı, ciddi bir psikolojik bunalım içerisindeler. Her gün duyuyoruz, bir müzisyen arkadaşımız intihar ediyor. Çünkü geleceği tahmin edemiyor, göremiyor. Bir yıldır her yer kapalı, hiçbir şekilde geliri yok. Devletimiz, bizler katkı yapmaya çalışıyoruz ama nereye kadar. Biz, kirasını, faturalarını ödeyemeyen, evine yakacak alamayanlar için bir kampanya yapalım dedik. Yüzlerce kişi başvurdu, ‘ödeyemiyorum’ diye.”